
A'rÂf Suresi 167. ayeti ne anlatıyor? A'rÂf Suresi 167. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...A'rÂf Suresi 167. Ayetinin Arapcası:وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ مَنْ يَسُومُهُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِۜ اِنَّ رَبَّكَ لَسَر۪يعُ الْعِقَابِۚ وَاِنَّهُ لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ
A'rÂf Suresi 167. Ayetinin Meali (Anlamı):Bu yuzden Rabbin şu kesin hukmunu ilÂn etti: Yahudiler bu kotu huylarından vazgecmedikleri surece t kıyÂmet gunune kadar onlara en ağır işkenceleri cektirecek kimseleri başlarına musallat edeceğim. Şuphesiz senin Rabbin, vakti gelince cezalandırması cok suratli olandır; elbette O cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
A'rÂf Suresi 167. Ayetinin Tefsiri:Gercekten yahudiler, zulum ve isyanları sebebiyle Mûs (a.s.) ’dan Peygamberimiz (s.a.s.) ’e, asr-ı saadetten de gunumuze kadar Âyette haber verilen şiddetli sı­kıntılara mÂruz kalmışlar, ozellikle ceşitli vergi yukleri altına sokulmuşlardır. İnsanlık tarihinde ilk defa Hz. Mûs yahudilere yedi veya on uc yıl sureyle vergi yuklemiştir. (bk. Kurtubî, el-CÂmi‘, VII, 310) Daha sonraki donemlerde Yunan ve KeldÂnî krallarının, ardından hıristiyanların boyunduruğu altına girip onlara vergi odemişler; Peygamberimiz zamanında da muslumanların hukumranlığı al­tında bulunarak onlara harac ve cizye odemişlerdir. Sonraki donemlerde vuku bulan, hatta Almanya ’daki Nazilerin yahudi duşmanlığından kaynaklanan ceza ve baskılara kadar dunyanın ceşitli yerlerinde ve ceşitli donem­lerde yahudilerin mÂruz kaldıkları her turlu baskı ve sıkıntıları bu Âyet cercevesinde değer­lendirmek mumkundur. Âyetin acık beyÂnına gore, zulum ve azgınlıkta devam ettikleri takdirde, kıyÂmete kadar bu durum surecektir. Cunku Allah, istediği zaman cok cabuk cezalandırmaktadır. Ancak O ’nun bağış ve merhameti de sınırsızdır. İster yahudi ister başkalarından olsun tevbe edip hakka donenleri bağışlayacak, onlara merhamet edecek; cok guzel ikram ve ihsanlarda bulunacaktır.
Yahudiler, yine bu inkÂrcı ve ısyancı tutum ve davranışları sebebiyle parca parca gruplar halinde dunyanın her bir tarafına dağılmışlardır. Kurulan İsrÂil devleti, bu parcalanmış grupları toplamak icin yıllardır buyuk harcamalar yapmakla birlikte hÂl bunu tam olarak başaramamıştır. Yalnız bu durum, onlar icinde hic iyilerin olmadığı mÂnasına gelmemelidir. Onlar icinde gercekten cok iyi kimseler vardır. Nitekim “Mûs ’nın kavmi icinde hakkı anlatıp onunla insanlara doğru yolu gosteren ve yine hakka dayanarak doğruluğu ve adÂleti uygulayan bir topluluk vardı” (A‘rÂf 7/159) Âyetiyle bunlara işaret edilmişti. Peygamber Efendimiz ’e iman edenler bunlardandı. Fakat iclerinde iyiliğe yakın olanlardan başlayıp derece derece en alt basamaklara kadar son derece bayağı kimseler bulunmaktaydı. Bunlar hem sayıca cok, hem de yonetimi elinde tutan kimselerdi. Esas sıkıntılar da buradan kaynaklanmaktaydı. CenÂb-ı Hak onları, uyanıp kendilerine gelmeleri ve Allah yolunu tutmaları icin tarih boyunca boyle zaman zaman sıhhat, servet ve refah gibi iyiliklerle; zaman zaman da hastalık, kıtlık ve yokluk gibi sıkıntılarla imtihan etmiştir.
Daha sonra:
A'rÂf Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
A'rÂf Suresi 167. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan