
A'rÂf Suresi 147. ayeti ne anlatıyor? A'rÂf Suresi 147. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...A'rÂf Suresi 147. Ayetinin Arapcası:وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَلِقَٓاءِ الْاٰخِرَةِ حَبِطَتْ اَعْمَالُهُمْۜ هَلْ يُجْزَوْنَ اِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ۟
A'rÂf Suresi 147. Ayetinin Meali (Anlamı):Âyetlerimizi ve bir gun Âhiretle yuz yuze gelecekleri gerceğini yalanlayanların butun amelleri boşa gitmiştir. Hem başka nasıl olacaktı ki? Yoksa yaptıklarından başka bir şeyin karşılığını mı goreceklerdi?
A'rÂf Suresi 147. Ayetinin Tefsiri:Hakları olmadığı halde, tamÂmen nefsÂniyetlerinin tesir ve sÂikiyle kendilerini buyuk gorenler, kendilerini insanların en faziletlisi sayıp başkalarına yukarıdan bakanlar, CenÂb-ı Hakk ’ın kelÂmî, kevnî ve enfusî ne kadar Âyeti, varlığının delili varsa onları idrakten, onların istikÂmetinde hareketten ve onların mujdelediği şeref ve saadeti tatmaktan alıkonacaklardır. Bu bir ilÂhî kanundur. Zira bu haksız davranışları sebebiyle kalpleri muhurlenmiştir.
Allah Resûlu (s.a.s.) kibrin ne buyuk bir gunah olduğu hususunda şoyle buyurur:
“Kibir hakkı kabul etmemek ve insanları kucumsemektir.” (Muslim, İman 147; Ebû DÂvûd, LibÂs 26)
“Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.” ( Ebû DÂvûd, LibÂs 26)
Kur ’Ân-ı Kerîm, kendisini, Allah ’a kul olmaktan, O ’nun emirlerine boyun eğmekten daha ustun goren; gonderdiği peygamberler, indirdiği kitaplar ve gosterdiği mûcizelere aldırış etmeyen; sanki o Allah ’ın kulu ve Allah da onun Rabbi değilmiş gibi davrananları, “kibirli, gururlu ve kendini beğenmiş” kimseler olarak vasıflandırır. Allah ’a karşı acıkca sergilenen boyle bir kustahlığın hicbir haklı gerekceye dayanması mumkun değildir. Zira hicbir kulun Allah ’ın arzında ve sadece O ’nun verdiği nimetler ile yaşarken, sanki O ’nun kulu değilmiş gibi bir tavır icinde olmaya elbette hakkı yoktur. Bu sebeple Âyette “haksız yere buyukluk taslayanlar” (A‘rÂf 7/146) kaydı getirilmiştir.
Âyette gecen سَب۪يلَ الرُّشْدِ (sebîle ’r-ruşd), Kur ’Ân-ı Kerîm ’de iman ve sÂlih amellerle ifade buyrulan butun iyilik ve guzellikleri icine alan ve dosdoğru yol olan İslÂm yoludur. سَب۪يلَ الْغَيِّ (sebîle ’l-gayy) ise başta kufur, şirk, nifak olmak uzere her turlu sapıklık, azgınlık, kotuluk ve bozgunculuğu icine alan azgınlık yoludur. İşte kibir ve gurur hastalığına yakalananlar, bunu tedavi etmedikleri surece ne bir peygambere kulak verme, ne de ona tabi olma istidadı gosterebilirler. Hangi tur bir mûcize, işaret ve delil gorurlerse gorsunler, ona iman etmezler; kalplerinin kuvveti inanma başarısını gostermeye yetmez. Az once tarif edildiği uzere “doğru yolu” gorseler, onu yol edinmeye yanaşmazlar. Ona tabi olmak nefislerine ağır gelir. Fakat “azgınlık yolu”nu gorur gormez hemen ona yonelirler. Bunun da esas sebebi Allah ’ın Âyetlerini yalanlamaları ve onları yeterince okuma, araştırma, anlama ve tefekkurden gafil olmalarıdır.
Allah ’ın Âyetlerini ve Âhiret gununun varlığını yalanlayıp, o artık gecesi olmayan ebedî gunde Allah ’ın huzurunda hesap vereceklerini kabul etmeyenlerin dunyadaki akrabayı ziyaret, darda kalmışlara yardım, fakirlere iyilik ve buna benzer diğer amelleri boşa cıkacak ve bu amellerden hicbir fayda goremeyeceklerdir. Butun emekleri heba, butun akıbetleri zarar ve felaket olacaktır. Zira yaptıklarının karşılığı ancak budur.
Bu iki Âyet-i kerîmeden hareketle hidÂyetten nasip alamayıp butun emekleri boşa gidecek ve ebedî husrÂna uğrayacak talihsiz bir toplumun belli başlı hususiyetlerini şu şekilde ozetlemek mumkundur:
› Yeryuzunde haksız yere buyuklenmek; kibir ve gurura kapılmak,
› Bu mezmûm hastalığın bir neticesi olarak Allah ’ın ayetlerini anlamaktan yuz cevirmek,
› Hangi mûcize, ne kadar kuvvetli delil olursa olsun hicbirine inanmamak; hicbirini dikkate almamak,
› Doğru yolu reddetmek,
› Azgınlık yolunu tercih edip ona sımsıkı sarılmak,
› Allah ’ın ayetlerini yalanlamak,
› Allah ’ın Âyetlerini okuma, araştırma ve uzerinde tefekkurden gafil olmak,
› Âhiret gunune kavuşmayı yalanlamak.
Gecmişte yaşanan şu ibret verici ornek, boylesi kotu toplumların hallerini ve başlarına gelen felÂketi ne guzel anlatmaktadır:
A'rÂf Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
A'rÂf Suresi 147. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan