Tabiînden İbrahim En-Nehaî Hazretleri ’nin insanlara anlatıp acıklamaktan cekindiği uc ayet.Tabiînden İbrahim en-NehÂî Hazretleri der ki: Uc Âyeti insanlara anlatıp acıklamaktan cekinirim, o Âyetler şunlardır:
“Kitabı okumakta olduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi nasıl unutursunuz?” (Bakara sûresi, 44) “Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyi nicin soyluyorsunuz?” (Saf sûresi, 2-3) Şuayb onlara şunları soyledi: “Ey kavmim! Soyleyin bakalım, ben Rabbimden gelen apacık bir delile dayanıyorsam ve O beni lutuf ve kerem hazinesinden guzel bir şekilde rızıklandırmışsa, O ’na nasıl karşı gelebilirim? Ayrıca ben, «Yapmayın!” diye sizi sakındırdığım şeyleri yapmak suretiyle celişkiye duşmek istemem. Tek gÂyem, gucumun yettiği kadar yanlışlarınızı duzeltmektir. Bu hususta başarılı olup olmamam da tamÂmen Allah ’ın elindedir. Ben yalnız O ’na dayanıp guvendim ve yalnızca O ’na yoneliyorum.” (Hud sûresi, 88) CenÂb-ı Hak, Şuayb aleyhisselÂm ’dan bahsederek onun sozunu bize hatırlatmaktadır. Şuayb aleyhisselÂm, kendi kavmini şirkten, insanların hakkını yemekten, fesat ve bozgunculuktan nehyedip, tevhide, olcuyu ve tartıyı tam yapmak suretiyle hak ve adaleti yerine getirmeye davet etmişti. Onun gayesi, kavminin Âdet ve alışkanlıklarının aksine olan bu nasihatlar ve tekliflerle onların hurriyetlerini ellerinden almak, onları yaptıkları kotuluklerden cevirip de, o menhiyyatı kendisinin yapması değildi. Yani, Allah ’a karşı siz gunaha girmeyin ben gireyim, siz aldatmayın ben aldatayım, halkın mallarını siz yemeyin ben yiyeyim, siz istediğiniz gibi zevk u sefa yapmayın ben yapayım, demek istememiştir. Bunun tam aksine, gucunun yettiği nisbette insanları ıslah etmeyi gaye edinmişti. Murşidler, insanları duzeltmeye calışanlar, oncelikle kendileri kurtuluşa ermiş olmalıdırlar. Peygamberler en buyuk murşid ve muslihlerdir. İyiliği tavsiye edip kotulukten uzaklaştırmaya calışanların onların ahlÂkıyla ahlÂklanmaları ve metodlarını cok iyi bilip uygulamaları gerekir. Kur ’an ve Sunnet ’in, peygamberlerin hayatlarından canlı tablolar sunmasının hikmeti de bu olsa gerektir.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan