
En'Âm Suresi 102. ayeti ne anlatıyor? En'Âm Suresi 102. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...En'Âm Suresi 102. Ayetinin Arapcası:ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُۚ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ وَك۪يلٌ
En'Âm Suresi 102. Ayetinin Meali (Anlamı):Rabbiniz Allah işte O ’dur. O ’ndan başka ilÂh yoktur. O, her şeyi yaratandır. Oyleyse yalnız O ’na kulluk edin. Her şeyin dizginini elinde tutan, her işte kendisine guvenilip dayanılan O ’dur.
En'Âm Suresi 102. Ayetinin Tefsiri:Anlatılan bu yuce ve eşsiz sıfatları taşıyan, kendinden başka ilÂh olmayan ve her şeyin yaratıcısı olan Allah, şuphesiz kulluk edilmeye layık yegÂne varlıktır. O halde başkalarını bırakıp sadece O ’na kulluk etmek lazımdır. Allah her şeye vekîldir. Her hususta ve her şeye karşı O ’na dayanılır ve tevekkul edilir. İşler O ’nun tasarruf ve idÂresine teslim edilir. Cunku vekîl, vekil kılındığı işlerin tumunu eksiksiz yerine getirebilen kişi demektir. Dolayısıyla kullar işlerine Allah ’ı vekil kılmalı, dunyevî ve uhrevî sıkıntılardan kurtarması icin ibÂdetlerini vesile yapmalıdırlar.
Şeyh Ebû Hamza HorasÂnî (r.h.) ’ın başından gecen şu hÂdise Allah ’ı vekil kılmaya guzel bir misaldir. O, şoyle anlatıyor:
Bir yıl hacca gidiyordum. Yolda bir kuyuya duştum. Yardım isteme konusunda nefsimle mucadele ettim. Kendi kendime: “Allah ’a yemin olsun ki kimseden yardım istemeyeceğim” dedim. Daha bu duşunce kafamdan gitmeden kuyunun başına iki adam geldi. Biri diğerine: “Gel şu kuyunun ağzını kapayalım da icine kimse duşmesin” dedi. Kamış ve cercop getirip kuyunun ağzını kapadılar. Bağırıp yardım isteyeyim diye niyetlendim, sonra kendi kendime: “Onlardan sana daha yakın olana sığın” dedim ve sustum. İşimi Allah ’a ısmarladım. Bir saat gecmişti ki bir şey gelip kuyunun ağzını actı ve ayağını sarkıttı. Sanki ondan cıktığını hissettiğim bir sesle: “Bana yapış” diyordu. Ayağına yapıştım ve beni kuyudan cıkardı. Bir de ne goreyim karşımda bir yırtıcı hayvan! Beni kurtarıp cekip gitti. Bu arada bana hÂtiften: “Ey Ebû Hamza! Telef edici bir hayvanla seni helak olmaktan kurtarmamız daha guzel değil mi?” diye bir ses geldi. (Bursevî, Ruhu ’l-BeyÂn, V, 434-435)
Şunu ifade etmek gerekir ki, naklettiğimiz bu menkıbe doğru ve guzel olsa da, bu ancak tevekkul konusunda Ebu Hamza mertebesinde olanlar icin gecerlidir. Dolayısıyla sıradan insanların kendisini o mertebede gormemesi ve mÂnevî hali nasıl bir tevekkule musaitse ona uygun davranması gerekir. Ancak kul Allah ’a tevekkul ederken, O ’nun zatı ve sıfatlarıyla ilgili şu hususu dikkatten uzak tutmamalıdır:
En'Âm Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
En'Âm Suresi 102. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan