En'Âm Suresi 50. ayeti ne anlatıyor? En'Âm Suresi 50. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...En'Âm Suresi 50. Ayetinin Arapcası:قُلْ لَٓا اَقُولُ لَكُمْ عِنْد۪ي خَزَٓائِنُ اللّٰهِ وَلَٓا اَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَٓا اَقُولُ لَكُمْ اِنّ۪ي مَلَكٌۚ اِنْ اَتَّبِعُ اِلَّا مَا يُوحٰٓى اِلَيَّۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْاَعْمٰى وَالْبَص۪يرُۜ اَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ۟
En'Âm Suresi 50. Ayetinin Meali (Anlamı):Rasûlum! De ki: “Size «Allah ’ın hazîneleri yanımda» demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Yine size «ben bir meleğim» de demiyorum. Ben ancak bana vahyedilene tÂbi oluyorum.” De ki: “Kor ile goren bir olur mu? Hic duşunmuyor musunuz?”
En'Âm Suresi 50. Ayetinin Tefsiri:Âyetteki, “«Allah ’ın hazîneleri yanımda» demiyorum” (En‘Âm 6/50) ifadesi, kÂfirlerin Efendimiz ’e hitaben: “Eğer sen gercekten peygambersen, Allah ’tan bize dunyanın nimet ve iyiliklerini cokca verip saadet kapılarını acmasını iste” tarzındaki taleplerine cevaptır. Yani benim yanımda Allah ’ın hazineleri yok. O, mulku dilediğine verir; dile­diğini aziz, dilediğini zelil kılar. Butun iyilikler benim elimde değil, Allah ’ın kudret elindedir. “Gaybı da bilmiyorum” (En‘Âm 6/50) ifadesi, kÂfirlerin: “Eğer Allah ’ın peygamberiysen, faydalı şeyleri elde edip, zararlı şeyleri savuşturmaya hazır olalım diye, meydana gelecek fayda ve zararları bize onceden haber vermelisin” şeklindeki edepsizce isteklerine bir cevaptır. Gaybı bilmeyen ve boyle bir iddiası olmayan bir insandan boyle bir şeyi nasıl istersiniz? Nitekim bir başka Âyette Efendimiz ’in şoyle demesi emredilir: “De ki: «Allah dilemedikce kendim icin ne bir faydaya ne de bir zarara gucum yetebilir. Eğer gaybı bilseydim, elbette bundan bol bol faydalanırdım ve başıma hicbir kotuluk de gelmezdi. Fakat, ben ancak iman edecek kimseler icin bir uyarıcı ve mujdeciyim.»” (A‘rÂf 7/188) Yine Âyetteki, “Size «ben bir meleğim» de demiyorum” kısmı ise yine kÂfirlerin: “Bu nasıl Peygamber boyle? Bizim gibi yiyip iciyor, carşı pazarda dolaşıyor. Bari, yanısıra bir melek indirilmiş olsaydı da, kendisiyle birlikte gezip hem onun peygamberliğini doğrulasa hem de bizi Allah ’ın azabına karşı uyarsaydı ya?” (Furkan 25/7) tarzındaki itirazlarına bir cevap olarak gelmiştir. Dolayısıyla peygamberin vazifesi, her isteyenin istediği istikamette harikulÂde şeyler yapmak değil, sadece Rabbinden kendine indirilen vahye tÂbi olmaktır. Kor ile goren bir değildir. Korden maksat sapıklığa duşen, gorenden maksat doğru yol uzere olandır. Şu halde vahye dayanmayan amel, kor kimsenin ameli gibi, vahye uygun yapılan amel ise goren kimsenin ameli gibidir.
Peygamber ’in ilÂhî vahiyle yapacağı uyarı, ancak şu kimselere faydalı olabilir:
En'Âm Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
En'Âm Suresi 50. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan