Nebe' Suresi 40. ayeti ne anlatıyor? Nebe' Suresi 40. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Nebe' Suresi 40. Ayetinin Arapcası:اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَر۪يبًاۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَابًا
Nebe' Suresi 40. Ayetinin Meali (Anlamı)oğrusu biz sizi, gelmesi yakın bir azaba karşı uyardık. O gun insan bizzat kendi elleriyle ne hazırlayıp gonderdiğine bakacak; kÂfir ise tamÂmen umidini yitirip: “Âh ne olurdu, keşke toprak olsaydım” diyecektir.
Nebe' Suresi 40. Ayetinin Tefsiri:Kıyamet kesinlikle vuku bulacaktır. Bunda hic şuphe yoktur. O gun herkes hakkını alacak, butun gercekler ortaya cıkacak ve hicbir haksızlığa meydan verilmeyecektir. Dolayısıyla kim bu gunde selamet bulmak isterse kendi istek ve gayretiyle Rabbine doğru bir yol tutmalı, butun varlığıyla O ’na yonelmeli ve Allah ’ın rızÂsına erdirecek işler yapmalıdır. Bu da ancak Kur ’an ’ı, Peygamber ’i ve bunların haber verdiği gercekleri kabul etmek, iman ve takv sahibi olmak, gizli acık her yerde yuzu daima Allah ’a dondurmek, ne pahasına olursa olsun doğruyu soylemek, ibÂdet ve tÂatlerde bulunmak ve her an tevbe hÂlinde bulunmakla olur. Her ne kadar insanlar gafletleri sebebiyle olumu, kıyÂmeti, azabı uzak gorseler de aslında bunlar cok yakındır. Bu gercek, bir kelÂm-ı kibÂrda: كُلُّ اٰتٍ قَر۪يبٌ (kullu Âtin karîbun) “Gelecek her şey yakındır” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla o gun pişman olmamak icin şimdiden gayret etmek lazımdır. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ’in şu tavsiyesi bu bakımdan ne kadar mÂnidardır:
Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (s.a.s.) ’e bir adam geldi ve:
“– YÂ Rasûlallah! KıyÂmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz (s.a.s.):
“– Kıyamet icin ne hazırladın?” diye sorunca o da:
“– Allah ve Resûlu ’nun sevgisini” cevabını verdi. Bunun uzerine Peygamberimiz:
“– Oyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın” buyurdu.
Bu hÂdise uzerine Enes (r.a.) şoyle derdi: “İslÂma girmekten başka hicbir şey bizi, Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.) ’in “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin” sozu kadar cok sevindirmemiştir. İşte ben de Allah ’ı, Rasûlu ’nu, Ebubekr ’i ve Omer ’i seviyorum ve onlarla beraber olmayı umuyorum, her ne kadar onların yaptıkları amelleri yapamadımsa da.” (Muslim, Birr 163)
Zira ote dunyada insanın varacağı yer ve orada alacağı derece, kendi iradesiyle yapmış olduğu işlere gore olacaktır. O gun insan onceden dunyada yaptığı amellerine bakacak; imanı olan Allah ’ın rahmeti ile kurtulacak, kÂfir ise butun umidlerini yitirdiğinde “ah ne olaydı keşke toprak olaydım, keşke hic irade sahibi insan olarak yaratılmasaydım da hesaba maruz kalmasaydım” diyecektir. Dunyadayken Allah ’ın verdiği bu onemli haberde ihtilaf eden kÂfirler o gun hakikati anlayarak hayvanlara ozenip toprak olmayı veya dunya hayatında dikkafalı olmak yerine toprak gibi mutevazi olup hakka itaat etmiş olmayı arzu ederek hasret ateşlerine yanacaklardır.
Nebe sûresinin bahsettiği Âhiret meselesini farklı bir derinlikle ele almak uzere şimdi NÂziÂt sûresi geliyor:Nebe' Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Nebe' Suresi 40. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan