
Nis Suresi 149. ayeti ne anlatıyor? Nis Suresi 149. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Nis Suresi 149. Ayetinin Arapcası:اِنْ تُبْدُوا خَيْرًا اَوْ تُخْفُوهُ اَوْ تَعْفُوا عَنْ سُٓوءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُوًّا قَد۪يرًا
Nis Suresi 149. Ayetinin Meali (Anlamı):Siz, acık veya gizli bir iyilik yaptığınızda ya da size yapılan bir kotuluğu bağışladığınızda, şunu bilin ki Allah da sizi affedecektir. Cunku Allah, cok affedicidir, her şeye gucu yetendir.
Nis Suresi 149. Ayetinin Tefsiri:Rivayete gore bir adam bir kavme misafir olmuştu. Onu misafir etmede, yedirip icirmede kotu davrandılar da onlardan şikÂyette bulundu. Bu Âyet-i kerîme, onun şikÂyette bulunmasına ruhsat tanımak uzere nÂzil oldu. (VÂhidî, EsbÂbu ’n-nuzûl, s. 189)
Bir diğer rivayete gore Peygamber Efendimiz ’in de hazır bulunduğu bir mecliste bir adam Hz. Ebubekir ’in aleyhinde konuştu. Ebubekir cevap vermedi. Adam konuşmaya devam edince dayanamadı ve cevap verdi. Bunun uzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s.) kalkıp meclisten ayrılmak istedi. Ebubekir: “Ey Allah ’ın Rasûlu, bu adam benim aleyhimde konuşurken oturuyordun, ben cevap verince cıkmaya davrandın?!” dedi. Efendimiz: “O, senin aleyhinde konuşurken bir melek senin yerine o adama cevap veriyordu. Fakat sen cevap verince melek gitti, yerine şeytan gelip oturdu” buyurdu ve bu Âyet-i kerîme nÂzil oldu. (Ebû DÂvûd, Edeb 41/4896; Fahreddin er-RÂzî, MefÂtîhu ’l-gayb, XI, 72)
Allah TeÂlÂ, ne fiil ne de soz olarak, ne gizli ne de ÂşikÂr kotuluğun hic birini sevmez. Kotu fiil şoyle dursun, kotuluğun soz kabilinden olarak bile meydana konulmasını istemez. Sadece sozle bile olsa kotuluk ilan edildiği ve acıklandığı zaman oraya ilÂhî gazap ve azap iner. Ancak zulum ve haksızlığa uğrayan kişi bundan mustesnÂdır. Zulme uğramış, hakkına tecavuz edilmiş olan kimse feryat edebilir, zalim aleyhine bağıra bağıra beddua edebilir yahut ondan yakınarak kotuluklerini soyleyebilir, hatta kotu sozlerine misliyle karşılıkta bulunabilir.
Hasan Basri (r.h.), şu uc şahıs aleyhinde konuşmanın gıybet olmayacağını soyler. Bunlar; zÂlim sultan, acıktan gunah işleyen fÂsık, insanları kendi uydurduğu bidate cağıran bidatci kimsedir.
“Allah cirkin sozun, acıkca soylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır” (Nis 4/148) Âyetinden şoyle bir işÃ‚rî mÂna anlamak mumkundur: “Allah, avÂmın kotu ve cirkin sozleri acıkca soylemesini, havÂssın kendi kendine soylemesini, ehassu ’l-havÂssın ise gonlunden gecirmesini sevmez. Ancak beşer olması hasebiyle istemeyerek bir mÂsiyet işlemesi vey zorlanması sebebiyle haksızlığa uğrayan kimseler bunun hÂricindedir.” (Bursevî, Rûhu ’l-BeyÂn, II, 381)
Ancak ister fiilî olsun ister kavlî olsun acık veya gizli yapılan butun iyiliklerin ve kendimize yapılan kotuluk ve haksızlıkları affetmenin Allah katında buyuk mukÂfatı vardır. Ozellikle “Siz, acık veya gizli bir iyilik yaptığınızda” (Nis 4/149)ifadesiyle soze başlanması kotuluğu bağışlamaya teşvik icin bir giriştir. Zaten ardından da Allah ’ın affediciliği ve her şeye kÂdir olduğu zikredilmiştir. Buradan, Allah ’ın razı olduğu davranışın, cezalandırmaya gucu yeterken affetmek olduğu anlaşılmaktadır. Gercekten de Allah Âsîleri cezalandırmaya ve onlardan intikam almaya muktedir olduğu halde cok affedicidir. Demek ki intikam almaya gucu yettiği halde affetmek Allah ’ın ahlÂkındandır. Mu ’minlerin de Allah ’ın bu ahlÂkına ve değişmez kanununa uymaları gerekir. Bu Âyetlerde mazluma, intikam almak icin ruhsat verildikten sonra guzel ahlÂk prensibine uyarak af yolunu tercih etmesine de teşvik vardır. Nitekim bir diğer Âyet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Bununla beraber kim affeder ve boylece duşmanlığı sona erdirip barışı sağlarsa, onun mukÂfatı Allah ’a aittir…” (Şûr 42/40)
Af ve iyilikten yana hicbir nasibi olmayıp Allah ’ı ve peygamberleri inkÂr edenlere gelince:
Nis Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Nis Suresi 149. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan