Mutaffifin Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? Mutaffifin Suresi 4. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Mutaffifin Suresi 4. Ayetinin Arapcası:اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ
Mutaffifin Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):Sahi onlar, yeniden diriltileceklerini hic akılarına getirmezler mi?
Mutaffifin Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:İnsanlar arasında hak ve adÂletin sağlanıp ictimÂi nizamın tesisi icin olcu ve tartının duzgun tutulması, temel esaslardan biridir. Bu sebeple sûrenin girişinde bu mevzu ele alınmakta, olcu ve tartıda haksızlık yapanlar şiddetli bir şekilde uyarılmaktadır.
اَلْمُطَفِّف۪ينَ (mutaffifîn), اَلْمُطَفِّفُ (mutaffif) kelimesinin coğuludur. Mutaffif, şu iki asıldan turemiş olabilir:
اَلطَّفَافُ (tafÂf): Kaba doldurulan şeyin, tam kabın ağzına varmayıp biraz aşağıda kalması demektir. Buna gore “mutaffif”, kabı tam doldurmayan, onu biraz aşağıda bırakan demek olur.
اَلطَّف۪يفُ (tafif): Az, cuz ’i bir şey demektir. Buna gore اَلتَّطْف۪يفُ (tatfîf), az bir şey eksiltmek, calmak; “mutaffif” ise az bir şey eksilten, calan anlamına gelir.
Âyet-i kerîmelerde belirtildiği uzere mutaffifler, başkalarından bir şey aldıkları zaman dolgun olcerler. İnsanların zararına ve kendi iyiliklerine olacak şekilde hareket eder, haklarını tam olarak almak isterler. Hatta gucleri yetse, alacaklarını tepe tepe almak icin insanlar uzerinde baskı kurmaya calışırlar. Fakat kendileri başkalarına bir şey olctukleri veya tarttıkları zaman eksik olcup tartarlar. Ya eksik olcek ve tartı ile tartarlar veya olcuşte ve tartışta eksik yapar, insanlara zarar ettirirler. İşte boyle yanlışlık icinde olanları helak ve cehennem azabı beklemektedir. Boyle az bir şey calanlar azaba mustahak olurlarsa, işi gucu calıp cırpmak olanların nasıl bir azaba ducar olacaklarını tasavvur etmek gerekir.
Her turlu gunahta olduğu gibi, eksik olcup tartmada da asıl sebep insanda Âhirete, butun insanların yeniden diriltilip Allah ’ın huzurunda hesap verecekleri o buyuk gune imanın olmayışıdır. Bırakalım kÂmil bir imanı, insanın bu buyuk gunun geleceği ve dehşetiyle alakalı en kucuk bir zannı bile olsa, onu gunah işlemekten, hele Allah ’ın affetmeyeceğini haber verdiği kul hakkına girmekten, insanları zarara uğratmaktan mutlaka engeller. Dolayısıyla Âhirete kesin olarak inanan insan, hic Allah TeÂl ’nın “veyl olsun, yazıklar olsun” buyurduğu, cezası son derece ağır gunahları işlemeye cur ’et edebilir mi?
Resûlullah (s.a.s.), 6. Âyette haber verildiği şekilde insanların Âlemlerin Rabbinin huzuruna cıkacağı gunle alakalı şu acıklamayı yapmıştır:
“İnsanlar hesaba cekilmek uzere Âlemlerin Rabbinin huzuruna cıktıkları gunde o kadar bekleyecek ve terleyecekler ki, onlardan bir kısmı kulaklarının yarısına kadar kendi teri icinde kaybolacaktır.” (BuhÂrî, Tefsir 83; Muslim, Cennet 60)
O halde Allah ’tan korkan ve hesaptan cekinen insan, kendi hakkını koruduğu gibi başkalarının haklarına da saygılı olmalı, başkalarına karşı olan sorumluluklarını buyuk bir titizlikle yerine getirmeli, hakka konu olan her hususta hak ve adÂlet olculerine ciddiyetle riayet etmelidir.
Cunku:Mutaffifin Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Mutaffifin Suresi 4. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan