Nis Suresi 104. ayeti ne anlatıyor? Nis Suresi 104. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Nis Suresi 104. Ayetinin Arapcası:وَلَا تَهِنُوا فِي ابْتِغَٓاءِ الْقَوْمِۜ اِنْ تَكُونُوا تَأْلَمُونَ فَاِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمُونَۚ وَتَرْجُونَ مِنَ اللّٰهِ مَا لَا يَرْجُونَۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَل۪يمًا حَك۪يمًا۟
Nis Suresi 104. Ayetinin Meali (Anlamı)uşmanınız olan o kavmi, toparlanmalarına fırsat vermeden takip etmekte gevşeklik gostermeyin. Eğer siz acı cekiyorsanız, şuphesiz onlar da sizin gibi acı cekiyorlar. Ustelik siz Allah ’tan, onların ummadıkları şeyleri umuyorsunuz. Allah, hakkiyle bilen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
Nis Suresi 104. Ayetinin Tefsiri:Âyetin nuzûl sebebi hakkında şoyle bir hÂdise nakledilir: Uhud gunu muslumanların başına gelenler geldikten sonra Allah Resûlu ve ashÂbı dağa cıktılar. Aşağı taraftan Ebu Sufyan gelip: “Ey Muhammed, yara yaraya karşılıktır, savaş boyle sırayladır; gÂlibiyet bir gun size ise bir gun de bizedir” dedi. Allah Resûlu (s.a.s.) ashÂbına: “Şuna cevap versenize!” buyurdu. Onlar: “Ortada eşitlik yok: Bizim olulerimiz cennette, sizinkiler ise cehennemdedir” dediler. Ebu SufyÂn: “Uzz bizimdir, sizin Uzz ’nız yok.” dedi. Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.): “Allah bizim MevlÂmızdır, sizinse mevlÂnız yok, deyiniz” buyurdu. Ebu SufyÂn: “Yucel ey Hubel, yucel ey Hubel!” dedi. Peygamberimiz: “Allah en yucedir, en Uludur! deyiniz” buyurdu. Ebu Sufyan: “Bizim ve sizin buluşma yerimiz Kucuk Bedir olsun” dedi. O gun muslumanlar yaralı olarak uyudular. İkrime der ki: “İşte orada « Size Uhud ’da bir yara dokunduysa, biliyorsunuz ki Bedir ’de de duşmanlarınıza benzeri bir yara dokunmuştu....» (Al-i İmrÂn 3/140-141) Âyetleri ile bu Âyet, yani «Duşmanınız olan o kavmi, toparlanmalarına fırsat vermeden takip etmekte gevşeklik gostermeyin…» (Nis 4/104) Âyet-i kerîmesi nÂzil oldu.” (Taberî, CÂmi‘u ’l-beyÂn, V, 357-358)
İniş sebebi bu olmakla beraber Âyet-i kerîmenin mÂnası butun zamanları ve mu ’minlerin kÂfirlerle yaptıkları ve yapacakları butun savaş hallerini şumûlune almaktadır. muslumanlar, duşmanları karşısında devamlı hazırlıklı olmalıdırlar. Havada, karada ve denizde kÂfirlerle savaşıp muzaffer olabilmek ve bu gÂlibiyetin devamını sağlayabilmek icin ordu, silah ve muhimmat itibariyle her turlu donanımı sağlama mecburiyeti vardır. Bu hususta siyasi, iktisadî, ictimÂî ve askeri her turlu calışmanın yapılması, yatırımların devam etmesi, fedakÂrlık gosterilmesi ve masraftan kacınılmaması gereklidir. Barışı sağlamanın ve huzur icinde yaşayabilmenin en emin yolu da budur. Savaş, cihad ve her turlu mucÂdelede duşmanlarına nispetle muslumanların daha gayretli olmaları beklenir. Cunku savaşta olum ve yaralanma durumlarında, insan olmaları itibariyle kÂfir olsun mu ’min olsun aynı acıyı cekmektedirler. Fakat mu ’minler, Allah ’tan kÂfirlerin beklemedikleri guzellikleri beklemekte ve ummaktadırlar. KÂfirlerin, elde edecekleri kazanc tamamen dunya ile alakalı olup, ebedi hayatla ilgili hicbir beklentileri yoktur. Mu ’minler ise dunyada barış, emniyet, huzur, helÂlinden dunya nimetlerine sahip olmanın yanında, daha muhimi ebedi saadete erişip cennet nimetlerine ulaşmayı ve Allah ’ın rızÂsına ermeyi istemektedirler.
Duşman denilince akla sadece savaş gelmemeli, onların da insan olduğu, dolayısıyla bir kısım haklarının bulunduğu gozden uzak tutulmalıdır. Ozellikle kÂfirlerle savaşma ve onları takip etme bahsindeki buyrukları gorup de onlara hainlik etmeyi, haksızlık yapmayı ve yapmadıkları bir şeyi “yaptılar” diyerek iftira etmeyi dinin gereği zannetmemelidir. İslÂm dininin hedefi ve Kur ’Ân ’ın iniş hikmeti, hakkı yerleştirmek ve her hak sahibine hakkını vermektir. Hak, kÂfirle de ilgili olsa yine haktır. KÂfirin inkÂr hÂli, onun haklarına tecavuzu helÂl kılmaz. Hak olan bir dinin gereği, kÂfirin bile lehinde veya aleyhinde ancak Allah ’ın indirdiği hak ve adÂlete dayanan hukumlerle hukmetmektir. Şimdi bunun guzel bir misali verilmektedir:

Nis Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Nis Suresi 104. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan