Nis Suresi 79. ayeti ne anlatıyor? Nis Suresi 79. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Nis Suresi 79. Ayetinin Arapcası:مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِۘ وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَۜ وَاَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولًاۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يدًا
Nis Suresi 79. Ayetinin Meali (Anlamı):Sana gelen her iyilik Allah ’tandır. Sana gelen her kotuluk de nefsindendir. Rasûlum! Seni butun insanlara elci olarak gonderdik. Buna şÃ‚hit olarak Allah yeter.
Nis Suresi 79. Ayetinin Tefsiri:İnsanoğlu olumden asla kacamaz, ecel geldiği takdirde kişi isterse korunaklı kalelerde saklansın, ister goklere cıkıp yıldızlara otursun olum gelip onu bulur. Henuz eceli gelmeyen kişi ise cenk meydanlarının en on saflarında carpışıp dursa da daha gorecek gunleri vardır. Onun icin olum korkusu sebebiyle vazifeden kacılmaz, gecici dunya hayatının fani menfaatleri icin ebedi saadetlerden uzak kalınmaz.
ŞÃ‚ir İbn KemÂl der ki:
“Kısmetindir gezdiren yer yer seni,
Goğe cıksan Âkıbet yer yer seni.
Hem anıncun ana derler ana yer,
Âdem ’i ol kendi besler, kendi yer!”
Rivayet edildiğine gore yahudilerle munafıklardan bazıları, Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine ’ye gelip tebliğe başladıktan sonraki gunlerde, işleri iyi gidip rahat olduklarında “Bu Allah ’tandır” diyorlar, işleri ters gittiğinde, sıkıntı cektiklerinde ise -haşa- “Bu, Muhammed ’in yuzundendir” diyor ve Efendimiz (s.a.s.) ’e uğursuzluk atfediyorlardı. Bu cumleden olmak uzere o sıralarda gorulen bir kıtlığı Peygamberimize atfetmişler, “Biz boyle uğursuz bir adam gormedik, o geleli meyvalarımız az biter oldu, mallar pahalılandı” demişlerdi. (Kurtubî, el-CÂmi‘, V, 284) Yahudiler daha once de benzer sozleri Hz. Mûs ’ya soylemişlerdi. (bk. A‘rÂf 7/131) Halbuki her turlu hayır ve şer Allah ’ın takdiri ve yaratmasıyla meydana gelir. O ’nun izni, mudahalesi ve yaratması olmaksızın hicbir şey gercekleşemez.
Ancak 79. Âyette hayır ve iyiliğin Allah ’tan, kotuluğun ise insandan olduğu beyÂn edilir. CenÂb-ı Hak once takdir etme ve vucuda getirme bakımlarından iyi-kotu her şeyi kendi Zatı ’na izafe buyurur. Hemen arkasından ise, bu ifadeden bazılarının hicbir şeyden mesul olmadıkları mÂnasını cıkarmamaları, kesbi reddedip cebr anlayışına sapmamaları icin insanların yaptıkları kotu işlerden mesul olduklarını, bunları ancak kendi kusur ve yanlış takdirleri sebebiyle işlediklerini bildirir. İlahî rız bunlara taalluk etmez. Hayır, menfaat, sevap gibi hususlarda ise hem ilÂhî rızÂnın, hem ilÂhî takdir ve yaratışın mevcut olması, guzel şeylerin kullara kolaylaştırılması hasebiyle bunların Allah ’a ait olduğu belirtilir. İnsanın hicbir emeği olmayan guzellikler ve hayırlar tamamen birer lutuf, hediye, ihsan-ı ilÂhî kabilindendir. İnsanın kesbiyle işlediği guzellikler ise aslında insanı boyle şeylere yonelten, gonlune bunları yapma duygusu veren, yapabilme gucunu bahşeden, onu o işe muvaffak kılan Allah ’a aittir. Ayrıca muslumanların iyi amellerini, başlarına gelen guzel şeyleri, muvaffak oldukları başarıları Allah ’a izafe etmeleri de imanlarının icabı ve edebin bir gereğidir. Kotu işlere, gunah, masiyet ve seyyielere ise Hakk ’ın rızÂsı olmadığı icin gonulde bunları yapmaya yonelik arzu ilÂhî değil, nefsÂnî ve şeytÂnî kaynaklıdır. İnsan kendi zaafı, kusuru, hatası neticesinde kotu bir şey işlediğinde, her ne kadar kulun iradesine uygun olarak bu fiili de vucuda getiren Allah ise de, o işin mesuliyeti kula ait olacaktır.
Hulasa; gercek mÂnada Allah dışında var kılan, iyi ve kotuyu takdir eden kimse yoktur. Bu bakımdan iyi de kotu de Allah ’tandır. Ancak insanların yaptıkları kotu şeyleri kendilerinden soyutlayarak tamamen Allah ’a atfetmelerinde hem bir sû-i edep, hem de mesuliyeti inkÂr etmeye goturecek bir anlayışsızlık vardır. Şu halde mumin her zaman guzel ameller yapmaya calışacak ve bunu asla kendinden bilmeyecek, kotu bir iş işlediğinde de bunun kendi kusuru olduğunu anlayıp hemen tevbe edecektir. Hz. İbrÂhim ’in “Hastalandığım zaman bana şifa veren O ’dur” (Şuar 26/80) ifadesinde, aslında hastalık da şifa da Allah ’tan olduğu halde hastalığı kendine, şifayı Yuce Allah ’a atfetmesindeki edep herkes icin ornek olmalıdır. Şuphesiz guzel ahlÂkın ve adabın en guzel numûneleri, Allah Resûlu (s.a.s.) ’de mevcuttur. Bu sebeple ona itaatin gerekliliği sadedinde şoyle buyruluyor:
Nis Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Nis Suresi 79. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan