Âl-i İmrÂn Suresi 195. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrÂn Suresi 195. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Âl-i İmrÂn Suresi 195. Ayetinin Arapcası:فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ اَنّ۪ي لَٓا اُض۪يعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰىۚ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍۚ فَالَّذ۪ينَ هَاجَرُوا وَاُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَاُو۫ذُوا ف۪ي سَب۪يل۪ي وَقَاتَلُوا وَقُتِلُوا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ وَلَاُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۚ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ
Âl-i İmrÂn Suresi 195. Ayetinin Meali (Anlamı):Bunun uzerine Rableri, onların dualarına şoyle icÂbet buyurdu: “Ben, erkek olsun kadın olsun icinizden calışan hic kimsenin amelini boşa cıkarmayacağım. Zira siz birbirinizi tamamlayan parcalarsınız. Hicret eden, yurtlarından cıkarılan, benim yolumda ezÂ-cef goren, hakarete uğrayan, savaşıp şehit olanların da gunahlarını mutlaka affedeceğim ve onları Allah tarafından bir mukÂfat olmak uzere altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. ZÂten, en guzel mukÂfat ancak Allah katındadır.
Âl-i İmrÂn Suresi 195. Ayetinin Tefsiri:Allah ’ı zikir, Cenab-ı Hakk ’ın kudret ve azametini tefekkur, varlıkların mûcizevî yaratılışlarından ibret alma ve Yuce Allah ’ı şanına layık olarak tesbihle kalp seviyeli bir incelik kazanıp buyuk bir huşû, haşyet ve samimiyetle niyÂz ve ilticÂda bulununca, CenÂb-ı Hakk ’ın derhal icÂbet ettiği gorulmektedir.
Hasan-ı Basrî Hazretleri:
“Onlar, Rableri dualarına karşılık verinceye kadar «RabbenÂ! RabbenÂ! Rabbimiz! Rabbimiz!» diye yalvarıp durdular” buyurmuştur. (Kurtubî, el-CÂmi‘, IV, 318)
CÂfer-i SÂdık Hazretleri:
“–Uzucu ve tehlikeli bir işle karşılaşan kişi, beş defa «RabbenÂ!» derse, Allah onu korktuğundan emin kılar ve arzusuna nÂil eyler” buyurmuştu. Kendisine:
“–Bu nasıl olur?” diye sorulunca:
“–İsterseniz Âl-i İmrÂn sûresinin 191-194. Âyetlerini okuyunuz!” cevabını verdi. (Kurtubî, el-CÂmi‘, IV, 318)
Rivayete gore Âyet-i kerîme, Ummu Seleme vÂlidemizin:
“–Y Rasûlallah! Allah TeÂl Kur ’Ân-ı Kerîm ’de kadınların hicretiyle ilgili bir şey zikretmiyor?!” sozu uzerine nÂzil olmuştur. (Tirmizî, Tefsir 4/3023)
Kur ’Ân-ı Kerîm ’deki ifadeler, dil kÂideleri îtibariyle daha cok erkeklere yonelik ise de mÂna olarak butun insanlara hitap etmektedir. Arapca ’daki “Tağlîb kÂidesi”[1]îcÂbı, ilÂhî hitaplar erkek, kadın butun insanlara yoneliktir. Zira Allah katında erkekle kadının farkı yoktur. Kim daha guzel amel işler ve daha cok takv sahibi olabilirse o ustundur. İki cinsten her birinin diğerinde olmayan bazı husûsiyetler taşıması tabiîdir. Ancak bunlar ustunluk sebebi değil birbirini tamamlayıcı ozelliklerdir. Kadınla erkek birbirinin tamamlayıcısı ve bir butunun parcaları mesÂbesindedir. Biri olmayınca diğeri de olamaz.
Artık kadın olsun erkek olsun kim Allah yolunda fedÂkÂrlıkta bulunur, hicret eder, dinini yaşadığı icin memleketinden cıkarılır, bu uğurda kavlî ve fiilî meşakkatlere katlanır, İslÂm ’ın yucelmesi icin malıyla, canıyla, ilmiyle… cihÂd eder, savaşır ve bu yolda şehîd edilirse, Allah onun gunahlarını affeder ve cennetine koyar. Orada kendisine, akla hayale gelmez nimetler lûtfeder. Onun dunyada yaptığı amellere ve katlandığı sıkıntılara kendi katından karşılık ve mukÂfÂtlar ihsÂn eder. Allah ’ın verdiği mukÂfÂt ise her şeyin ustunde ve her şeyden daha hayırlıdır. Bundan daha iyi ve guzelini duşunmek mumkun değildir. Dolayısıyla, bu ebedî nimetlerden mahrum kalacak kÂfirlerin dunyadaki gecici zevk u safalarına aldanmamak gerekir:
[1] Tağlip kaidesi: İfadeyi, coğunluğu dikkate alarak kullanmak.


Âl-i İmrÂn Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Âl-i İmrÂn Suresi 195. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan