Nur suresi 19. ayeti kerimede ne buyruluyor? Ayet bizleri neyi tavsiye diyor? Dr. Murat Kaya anlatıyor...
Nur suresi 19. ayet: "İman edenler arasında hayÂsızlığın ve cirkin işlerin yayılmasını isteyenlere dunya ve Âhirette can yakıcı bir azap vardır. İşin ic yuzunu Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Ebû Hureyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Bir kul, bu dunyada başka bir kulun ayıbını orterse, kıyamet gununde Allah da onun ayıbını orter.” (Muslim, Birr 72. Ayrıca bk. BuhÂrî, MezÂlim, 3; Ebû DÂvûd, Edeb 38; Tirmizî, Birr 19; İbni MÂce, Mukaddime 17)
AYETİN TEFSİRİ Nur 19. Ayet: "İman edenler arasında hayÂsızlığın ve cirkin işlerin yayılmasını isteyenlere dunya ve Âhirette can yakıcı bir azap vardır. İşin ic yuzunu Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Nur 20. Ayet: "Eğer uzerinizde Allah ’ın lutfu ve rahmeti bulunmasaydı ve Allah kullarına cok şefkatli, cok merhametli biri olmasaydı, hÂliniz nice olurdu?"
Toplumda ahlÂkî zafiyet icinde bulunan bir kısım kimseler vardır ki bunlar, iffet ve hayÂyı kendilerine şiÂr edinmiş mu ’minler arasında her turlu cirkin işlerin fiilen yayılmasını ve pervasızca dedikodusunun yapılmasını isterler. Bunların tabii bir olaymış gibi kınamadan sohbetini yapar, yapılmasını da arzu ederler. Halkı ahlÂksızlığa teşvik edecek basın yayın faaliyeti yaparlar. Boyle davranışlar cezasız kalmayacak, hem dunya hem de Âhirette bu kişilere hak ettikleri cezalar verilecektir. Nitekim ifk hÂdisesine sebebiyet veren mucrimler, nÂmuslu bir kadına zin isnÂd etmiş ol­duklarından dolayı cezalandırılmış, iftirÂcıların her birine seksen değnek vurulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Musned, VI, 35) Zira bu tur yıkıcı faaliyetlere karşı gerekli tedbirler alınmadığında, kotuluklerin yayılmasına mÂni olmak imkÂnsız hale gelebilir. Bu sebeple Allah Resûlu (s.a.s.) buyuruyor ki:
“Allah ’ın kullarını incitmeyiniz. Onları ayıplamayınız. Ayıplarını araştırmayınız. Kim musluman kardeşinin ayıbını araştırırsa, Allah da onun ayıbını araştırır, evinin icinde bile olsa onu rezil eder.” (Ahmed b. Hanbel, Musned, V, 279)
“Bir kimse musluman kardeşinin ayıbını orterse, Allah da onun dunya ve Âhiretteki ayıplarını orter.” (Muslim, Zikir 38; İbn MÂce, Mukaddime 17)
“Kardeşinin ayıbına sevindiğini acıkca belirtme. Cunku Allah ona merhamet eder, senin başına da o ayıpladığın şeyi verir.” (Tirmizî, Kıyamet 54)
Bu bakımdan musluman bir toplumda insanların ayıp ve hataları ortulmeli, ancak iffetli ve faziletli davranışlar acıkca konuşulmalı, takdir ve teşvik edilmelidir. Cirkin fiil ve davranışlar ise ancak gerektiği olcude dile getirilerek değerlendirilmeli, cezalandırılmalı ve bunun ıslah careleri uzerinde calışılmalıdır. Cunku ferdî gibi gozuken bu fiillerin toplum uzerinde meydana getirdiği tesiri ve halkın bundan ne kadar etkilendiğini bizim tam olarak bilmemiz mumkun değildir. Fakat Allah TeÂl bunu cok iyi bilmekte, bu sebeple ne yapmamız gerektiğini beyÂn etmektedir. Bu da O ’nun kullarına olan nihÂyetsiz şefkat ve merhametinin bir tecellisidir. Eğer ilÂhî rahmetin en muhim tecellilerinden biri olan Kur ’an ’la onumuz aydınlanmasa idi, nasıl davranacağımızı bilemez, perişan hallere duşerdik. (Kaynak: Prof. Omer Celik Tefsiri)
İslam ve İhsan
Affedicilik ve Ayıpları Ortmek
Hizmet Ehlinin Temel Ozellikleri (Affedici Olmak ve Kusurları Ortmek)