
“Biz dağları onun emrine verdik. Bu dağlar akşam sabah onunla birlikte Allah ’ı tesbih ederlerdi” ayetini nasıl anlamalıyız?Cenab-ı Hak şoyle buyuruyor:
“Biz dağları onun emrine verdik. Bu dağlar akşam sabah onunla birlikte Allah ’ı tesbih ederlerdi.” (SÂd sûresi, 18)
Bu Âyet-i kerîmede DÂvûd aleyhisselÂm ’ın şanlı saltanatından soz edilmektedir. Allah TeÂl bu aziz peygamberine bazı ozellikler vermişti. O heybetli dağlar, DÂvûd aleyhisselÂm ’ın o dÂvûdî sesiyle okuduğu Zebûr ’un Âhengine kendilerini kaptırıp onunla birlikte CenÂb-ı Hakk ’ı tesbih ederlerdi, O ’nu ulûhiyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederlerdi. Âyetin devamında kuşların da DÂvûd peygamberin emrine verildiği, onların da bu şanlı zikre katıldıkları belirtilmektedir.
Sabah diye tercume ettiğimiz işrÂk vakti, kuşluk zamanı demektir. Demek ki Hz. DÂvûd ’un ibadet saatlerinden biri de bu vakitti. Kuşluk namazı kılan bahtiyar mu ’minler, DÂvûd aleyhisselÂm ’ın ibadet saatinde alınlarını secdeye koyarak, onun hÂtırası olan bu vakti ihy etmiş oluyorlar. HÂsılı akşam sabah Allah ’ı zikretmek, ilk insandanberi suregelen bir Âdet ve dinî gelenektir.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan