Bakara Suresi 151. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 151. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Bakara Suresi 151. Ayetinin Arapcası:كَمَٓا اَرْسَلْنَا ف۪يكُمْ رَسُولًا مِنْكُمْ يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِنَا وَيُزَكّ۪يكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُعَلِّمُكُمْ مَا لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَۜ
Bakara Suresi 151. Ayetinin Meali (Anlamı):Nitekim size icinizden bir peygamber gonderdik. O, size Âyetlerimizi okuyor, sizi gunahlardan temizliyor, size kitap ve hikmeti oğretiyor; yine size daha once bilmediklerinizi oğretiyor.
Bakara Suresi 151. Ayetinin Tefsiri:Peygamberimiz (a.s.), her hususta insanlara model olabilecek beşer bir elcidir. Ornek alabilmemiz acısından insan olması son derece onemlidir. O, sistemini butunuyle ilim, irfan ve ahlÂk uzerine kurmuştur. Âyet-i kerîme onun asıl vazifelerini sayarken bu noktaya dikkat cekmektedir: O Peygamber, ummetine her biri bir ilim ve irfan kaynağı olan Allah ’ın Âyetlerini okuyor, onları her turlu gunah ve ahlÂksızlık kirlerinden arındırıp tertemiz yapıyor, onlara Kur ’an ’ı ve hikmeti oğretiyor ve yine onlara bilmedikleri ve akıllarıyla asla bilemeyecekleri imanî esasları, uhrevî bilgileri, yaratan ve yaratılana ait varlığın sırlarını oğretiyor. Bundan daha buyuk nimet olabilir mi?
Dolayısıyla Allah ’ın nimet, rahmet ve yardımına nÂil olabilmek icin Hz. Peygamber ’in getirdiği davete kulak verip bize okuduğu ayetleri anlamak, nefsimizi tezkiye ve ruhumuzu tasfiye ederek ahlÂkımızı guzelleştirmek, onun oğrettiği şekilde Kur ’an ’ı ve sunneti ozumseyip kavramak, bilmediğimiz fakat oğrenmemiz lazım gelen şeyleri de oğrenerek ilim ve irfanda gelişmek mecburiyeti vardır. Cehalet karanlıklarından kurtulup ilim, irfan ve medeniyetin aydınlığına kavuşmak, boylece insanlığa ornek ve onder bir seviyeye yukselmek ancak bu yolla mumkun olabilecektir.
Butun guc, kuvvet ve kudret Allah ’a ait olduğundan, oncelikle O ’na tam olarak bağlanmak ve O ’nun yardımını celbetmek esastır. Butun başarıların temelinde bu gercek yatmaktadır. Bu bakımdan Allah TeÂl bize uc muhim vazife vermektedir: Zikretmek, şukretmek ve nankorluk etmemek.
Biz Allah ’ı zikredince, Allah da bizi şanına uygun bir tarzda zikretmekte; rahmet ve yardımda bulunmaktadır. Kulluğumuzu kabul buyurmakta, tevbe ve istiğfarlarımızı işitmekte ve dualarımıza icÂbet etmektedir. Hadis-i kudside şoyle buyrulur: “Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim. O beni kendi icinde zikrederse ben de onu zÂtımda zikrederim. O beni bir topluluk icinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk icinde zikrederim.” (BuhÂrî, Tevhid, 15)
Allah ’ı zikir dille, kalple ve bedenle olur. Dille zikir, Allah TeÂl ’yı en guzel isimleriyle anmak, O ’na hamd etmek, O ’nu tum noksanlıklaran pak ve uzak tutmak, kitabını okumak ve dua etmektir. Kalb ile zikir, Allah ’ı gonulden anmak, O ’nun varlığının delilleri, isim ve sıfatları uzerinde duşunmektir. Bedenle zikir ise vucudun azalarından her birinin gorevli bulundukları vazifeyle meşgul ve dopdolu olması, kendilerine yasaklanan şeylerden uzak bulunmasıdır.
Buyuk velilerden UbeydullÂh AhrÂr (k.s.), Allah TeÂl ’nın zikriyle eriyebilmek icin şoyle bir yol tavsiye eder:
“Hayal et ki, dunya yeşil bir kubbedir. Onun icinde de Allah ’tan başkası yoktur; bir de sen varsın. Bu hÂlinle Allah ’ı anmaya devam et ki, ezilip eriyip gitme tecellisi seni sara… Bundan sonra sana ihtiyac kalmaya, ancak O (c.c.) kala…” (el-HadÂiku ’l-Verdiyye, s. 474)
Şukur, verdiği nimetlerden dolayı kulun Allah ’a teşekkur etmesi, minnettarlık duyması, bunu soz ve amelleriyle gostermesidir. Dolayısıyla şukur de yine bu uc yolla yani dil, kalp ve bedenle yerine getirilir. Kul, şÃ‚nına layık bir şekilde Allah ’ı zikredecek, Allah da kulunu şanına layık bir şekilde anıp hatırlayacaktır. Yine kul, verdiği nimetlerden dolayı Rabbine teşekkur edecek ve fakat O ’na asla nankorluk etmeyecek, nimetlerini gormezden gelmeyecektir. Şukur nimetin artmasına, nankorluk ise nimetin elden gidip ilÂhî azabın inmesine sebeptir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “ŞÃ‚yet şukrederseniz size olan nimetlerimi artırır da artırırım. Yok eğer nankorluk ederseniz, şunu bilin ki benim azabım cok şiddetlidir.” (İbrÂhim 14/7)
Şu kadar var ki muminler, “Beni zikrediniz!” emri karşısında acizliğini hissederek, once “Rabbimiz! Sadece sana kulluk eder ve sadece senden yardım isteriz” (FÂtiha 1/4) sozunu hatırlayarak Rabbini zikretmek ve O ’na şukretmek icin yine Allah ’tan yardım isteyecektir. Bu sebeple devam eden ayette iman edenlere hitaben şoyle buyrulmaktadır:
Bakara Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Bakara Suresi 151. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan