
Bakara Suresi 117. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 117. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Bakara Suresi 117. Ayetinin Arapcası:بَد۪يعُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاِذَا قَضٰٓى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Bakara Suresi 117. Ayetinin Meali (Anlamı):O, gokleri ve yeri yoktan, onunde hicbir ornek olmadan ve benzersiz bir bicimde yaratandır. Bir şeyi yaratmak isteğince, sadece “ol!” der, o da hemen oluverir.
Bakara Suresi 117. Ayetinin Tefsiri:اَلْبَد۪يعُ (bedî

Fakat işin hakikatini bilmeyenler, doğruyu araştırıp ona tabi olacakları yerde, dinin temel değerleri hakkında ileri geri konuşmaya devam etmektedirler. Allah ’ın kendileri ile acıktan acığa konuşmasını; Hz. Muhammed ’in gercek peygamber, Kur ’an ’ın da Allah kelamı olduğunu alenen bildirmesini istemektedirler. Hic değilse, bunu ispat edecek acık bir mûcizenin gelmesini beklemektedirler. Buradaki “bilmeyenler”den maksat, ilÂhî kitap bilgisinden mahrum muşrik Araplar olabileceği gibi, bildikleriyle amel etmeyen Ehl-i kitap da bunlara dÂhildir. Cunku Kur ’an ’ın beyÂnına gore muşrikler gibi onlar da Peygamber Efendimiz ’den bu tur isteklerde bulunmuşlardır. (bk. Nis 4/153) Onceki peygamberlerin kavimleri de aynı şeyleri tekrarlayıp durmuşlardı. Bu sozleri, samimiyetten mahrumdu. Niyetleri iman etmek değil, bilakis kufurlerinde inat ve ısrar etmekti. Dolayısıyla onceki ve sonraki munkirlerin kalpleri bir noktada buluşuyordu. MÂnevî korluk, kasvet, hastalık ve inatta birbirine benziyordu. Sozlerinin birbirine benzemesi, kalplerinin de birbirine benzemesine sebep olmuştu. Zira diller, kalplerin tercumanıdır. Kalp kabında ne varsa dil musluğundan akacak olan odur.
Allah TeÂl indirdiği kitaplar, gonderdiği peygamberler vasıtasıyla ve kÂinatta sergilediği ilÂhî azamet tecellileriyle varlığının delillerini beyÂn etmektedir. Ancak bu delillerden, yakinî bir bilgi, doğru bir iman ve mÂrifete ermek isteyenler istifade edebilirler. Bu yonde samimi bir irade ortaya koyamayanlar icin, bu deliller bir mÂna ifade etmez. Bu sebeple Cenab-ı Hak, peygamberini rahmetiyle mujdelemek, azabıyla korkutmak uzere gondermiştir. Onun yegane gorevi, dinin esaslarını acıkca tebliğ etmek, ornek hayatıyla gostermek, yapılan iyilik ya da kotuluklere Allah ’ın nasıl bir mukabelede bulunacağını haber vermektir. Bunun otesinde yapacağı bir şey yoktur. Dolayısıyla davetini kabul etmeyip cehennemlik olanlardan dolayı ona bir sorumluluk sozkonusu değildir. Herkes yaptığı işlerden kendisi sorumludur. Bu bakımdan ey Resûlum, sen gorevini tam olarak yerine getirerek Rabbinin rızÂsını kazanmaya calış; insanların rızÂsını değil:
Bakara Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Bakara Suresi 117. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan