
Kur ’an ’da gecen ağac hakkında ayetler nelerdir? Ağac ile ilgili ayetler.Kur ’an-ı Kerim ’de ağac ile ilgili ayet-i kerimeler.
AĞAC HAKKINDA AYETLER Âdem ’e de: “Ey Âdem, eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zÂlimlerden olursunuz” dedik. (Bakara suresi, 35)
***
O, gokten su indirendir. Biz, her turlu bitkiyi o suyla yetiştiririz. O bitkiden bir filiz, filizden de ust uste dizili dÂneler, başaklar cıkarırız. Hurma ağacının tomurcuklarından yere doğru sarkan salkımlar, uzum bağları, zeytin ve nar bahceleri cıkarırız. Bunların hepsinin hem birbirine cok benzeyen yonleri, hem de birbirinden cok farklı ozellikleri vardır. Her birinin meyvesine bir ilk ortaya cıktığı, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Gozunuzun onunde cereyan eden bu işlerde, iman eden bir toplum icin elbette nice dersler ve ibretler vardır. (Enam suresi, 99)
***
Allah: “Ey Âdem! Sen de eşinle beraber cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden canınızın cektiği her ceşit nimetten yiyin, icin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zÂlimlerden olursunuz!” buyurdu. (Araf suresi, 19)
***
Derken şeytan, gozlerinden gizlenmiş edep yerlerini acığa cıkarmak ve fıtratlarında yer alıp da o ana kadar farkında olmadıkları şehvet duygularını kamcılayıp onları isyana suruklemek icin her ikisine de fısıldayarak şu telkinde bulundu: “Rabbiniz size bu ağacı, sırf melek olmamanız veya burada ebediyen kalmamanız icin yasakladı.” (Araf suresi, 20)
***
Boylece onları yaldızlı sozlerle aldatarak, konumlarına yakışmayan bir işe surukledi: O yasak ağacın meyvesini tadar tatmaz birden edep yerleri kendilerine acılıp goruluverdi; onlar da cennet yapraklarıyla ortunmeye calıştılar. Rableri onlara: “Ben size o ağacı yasaklamadım mı? Ustelik şeytanın sizin apacık duşmanınız olduğunu soylemedim mi” buyurdu. (Araf suresi, 22)
***
Gormuyor musun, Allah nasıl bir misÂl veriyor: O, guzel sozu, koklerini sağlam bir şekilde yerin derinliklerine salmış ve dalları goklere uzanmış guzel bir ağaca benzetiyor. (İbrahim suresi, 24)
***
Kotu soz ise, kokleri sokulup toprağın ustune cıkarılmış, butunuyle kararsız, dayanıksız, curuk bir ağac gibidir. (İbrahim suresi, 26)
***
O Allah ki gokten su indirir. İcme suyunuz ondan meydana geldiği gibi, hayvanlarınıza yedirdiğiniz otlar ve ağaclar da ondan yetişir. (Nahl suresi, 10)
***
Rabbin bal arısına şoyle vahyetti: “Dağlarda, ağaclarda ve insanların kurdukları cardaklarda kendine goz goz kovan edin.” (Nahl suresi, 68)
***
Hatırla ki sana: “Doğrusu Rabbin ilim ve kudretiyle insanları cepecevre kuşatmıştır” diye bildirmiştik. Mirac gecesi sana gosterdiğimiz o manzaraları ve Kur ’an ’da lÂnet edilen o ağacı da, inananla inanmayanı ayırmak uzere insanlar icin bir imtihan vesilesi kıldık. Biz onları korkutuyoruz; ne var ki bu, onların azgınlığını daha da artırmaktan başka bir sonuc vermiyor. (İsra suresi, 60)
***
MûsÂ: “O benim asamdır; yururken ona yaslanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; ayrıca onunla daha pek cok ihtiyaclarımı karşılarım” dedi. (Taha suresi, 18)
***
Derken şeytan ona vesvese verip: “Ey Âdem! Ne dersin, sana olumsuzluk ağacını ve asla yok olmayacak bir saltanatın yolunu gostereyim mi?” dedi. (Taha suresi, 20)
***
Gormez misin ki goklerde olanlar, yerde olanlar, guneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaclar, yeryuzunde hareket eden butun canlılar ve insanlardan bircoğu Allah ’a secde etmektedir; bircoğu hakkında da azap hukmu kesinleşmiştir. Allah kimi alcaltırsa, artık onu yukseltecek kimse yoktur. Şuphesiz Allah, ne dilerse yapar. (Hac suresi, 18)
***
Ayrıca Sîna dağı cevresinde yetişen bir ağac bitirdik ki; bu ağac, yiyenler icin hem katık olacak zeytini, hem de zeytin yağını uretir. (Muminun suresi, 20)
***
Allah, goklerin ve yerin nûrudur. O ’nun nûru şoyle bir misÂlle anlatılabilir: İcinde lamba bulunan bir fanus. Bu lamba kristal bir cam icindedir. Bu kristal cam da inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. Lamba doğuya da batıya da ait olmayan mubÂrek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. O yağ, neredeyse kendisine ateş değmese bile kendiliğinden ışık verecek haldedir. Bu durum, nûr ustune nûrdur! Allah dilediği kimseyi kendi nûruna eriştirir. Allah, gerceği anlamaları icin insanlara boyle misÂller verir. Allah her şeyi hakkiyle bilmektedir. (Nur suresi, 35)
***
Onlar mı hayırlı yoksa gokleri ve yeri yaratan, gokten sizin icin su indiren mi? Oyle bir su ki biz onunla, bir ağacını bile bitirmeye guc yetiremeyeceğiniz nice guzelliklerle dolu bağlar, bahceler yetiştiriyoruz. Allah ile beraber başka bir ilÂh daha olur mu hic? Hayır, hayır! Onlar haktan sapan bir gurûhtur. (Neml suresi, 60)
***
Mûs oraya varınca, o mubÂrek yerdeki vÂdinin sağ tarafından, oradaki ışıyan ağactan kendisine şoyle nid edildi: “Ey MûsÂ! Şuphesiz ben, Âlemlerin Rabbi Allahım!” (Kasas suresi, 30)
***
Eğer yeryuzundeki butun ağaclar kalem, denizler de murekkep olsa, arkasından buna yedi deniz daha eklense, imkÂnı yok, Allah ’ın kelimeleri yazmakla bitmez. Muhakkak ki Allah, kudreti dÂim ustun gelen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Lokman suresi, 27)
***
Fakat onlar bu dÂvetten hoşlanmayıp, şukurden yuz cevirdiler. Biz de uzerlerine, barajlarını yıkan meşhur Arim selini gonderdik de onların o guzelim bahcelerini buruk meyveli, acı ılgınlı ve icinde biraz da sedir ağacı bulunan virÂne bahcelere cevirdik. (Sebe suresi, 16)
***
Allah buyurur: “Şimdi iyi duşunun! Cennette boyle bir kabul ve ağırlanma mı daha iyidir, yoksa cehennemlikleri bekleyen zÂkkûm ağacı mı?” (Saffat suresi, 62)
***
Yemyeşil ağactan sizin icin ateş cıkaran O ’dur. Siz de ancak bu sayede ateşinizi tutuşturmaktasınız. (Yasin suresi, 82)
***
Uzerine golge yapması icin asma kabak cinsinden bir ağac bitiriverdik. (Saffat suresi, 146)
***
Doğrusu zakkûm ağacı, (Duhan suresi, 43)
***
Muhakkak ki Allah, Hudeybiye ’de o ağacın altında sana bey‘at ettikleri sırada o mu ’minlerden rÂzı oldu. Onların kalplerindeki ihlÂs, temiz niyet ve icten bağlılığı gordu; bu sebeple uzerlerine sekînet, huzur ve itminÂn indirdi. Onları yakında gercekleşecek bir fetihle mukÂfatlandırdı. (Fetih suresi, 18)
Salkımları ust uste binmiş yuksek hurma ağacları yetiştirmekteyiz. (Kaf suresi, 10)
***
Yıldızlar da ağaclar da Allah ’a secde ederler. (Rahman suresi, 6)
***
Dolgun salkımlı muzlar, (Vakıa suresi, 29)
***
O zakkûm ağacının meyvesinden mutlaka yiyeceksiniz. (Vakıa suresi, 52)
***
Onun ağacını siz mi yaratıp yetiştiriyorsunuz; yoksa onu ya­ratan biz miyiz? (Vakıa suresi, 72)
***
Onların hurma ağaclarını kesmeniz de kesmeden kokleri uzere dimdik bırakmanızda hep Allah ’ın izniyle olmuştu ve yoldan busbutun cıkmış o kimseleri perişan etmek icindi. (Haşr suresi, 5)
***
İri iri, sık ağaclı bahceler, (Abese suresi, 30)
İslam ve İhsan
İSLAM'DA AĞAC DİKMENİN FAZİLETLERİ