
Orucun farz kılındığını bildiren ayet hangisidir? "Ey iman edenler! Oruc, sizden onceki ummetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz" ayetini nasıl anlamalıyız?Cenab-ı Hak, Bakara suresinde şoyle buyurmaktadır:
ORUCUN FARZ KILINDIĞI AYET "Ey iman edenler! Oruc, sizden onceki ummetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Size farz kılınan oruc), sayılı gunlerdedir. Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa, (tutamadığı gunler kadar) diğer gunlerde tutar. (İhtiyarlık veya iyileşme umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mÂzereti olup da) oruc tutmaya gucu yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gonullu olarak fidyeyi arttırırsa, bu kendisi icin daha iyidir. Eğer bilirseniz (gucluğune rağmen) oruc tutmanız sizin icin daha hayırlıdır.
Ramazan ayı, insanlara yol gosterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın acık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Oyle ise, sizden Ramazan ayına ulaşanlar idrak edenler onda oruc tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı gunler sayısınca) başka gunlerde kaz etsin. Allah sizin icin kolaylık diler, zorluk istemez. Butun bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu gostermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şukretmeniz icindir." (Bakara sûresi, 183-185)
Oruc, dinimizin temel esaslarından biridir. O aslında şekil ve suresi farklı da olsa, gecmiş ummetlere de emredilmiş bir ibadettir. Kazandırdığı bircok faydaya rağmen, insan nefsine ağır gelen ilÂhî bir emirdir. Bu sebeple olmalıdır ki once ibadetlerin en hafifi namaz, sonra orta zorlukta olan zekÂt, daha sonra da belki en zoru olan oruc emredilmiştir. Boylece mukellefler kolaydan zora doğru bir alıştırmaya tÂbi tutulmuşlardır. Bir onceki konuda gecen burada da tekrar gelecek olan İslÂm'ın beş temeli ile ilgili hadiste aynı sıra takip edilmiştir: ŞehÂdet, namaz, zekÂt, oruc, hac...
ORUC NE ZAMAN FARZ KILINDI? Oruc, Medine'de hicretten bir bucuk yıl sonra ŞÃ‚ban ayında farz kılınmıştır. Âyette, bu meşakkatli ve zorlu ibadetin sadece muslumanlara farz kılınmadığı, daha onceki ummetlere de farz kılındığı bildirilmek suretiyle, orucun hem oteden beri uygulanan ilÂhî bir kanun olduğu vurgulanmış hem de ummet-i Muhammed'in yanlış bir değerlendirme yapması onlenmiştir. Oruc, lugatta nefsi meylettiği şeylerden alıkoymak yani kendini tutmak demektir. Dinimizdeki anlamı ise, nefsin belli başlı istekleri olan yeme, icme ve cinsel ilişkiden butun gun kendini tutmaktır. "Umulur ki korunursunuz" Âyeti, oruc sayesinde nefsinize ve şehvetlerinize hÂkim olma alışkanlığını elde edip, gunahlara karşı kendinizi tutarak takvÂya erersiniz, anlamındadır. Orucun kalkan olduğunu bildiren hadis de aynı gerceği pekiştirmektedir.
ORUCUN FARZ KILINMASININ HİKMETİ Orucun farz kılınmasının hikmeti, Allah'ın emrine boyun eğmekle, kulluk zevkini tatmak; ruhu, riy ve gosteriş hastalıklarından arındırarak ihlÂsı arttırmak ve kendisini Allah'ın korumasına teslim etmek icin nefis ile mucÂdele etmektir.
Hasta veya yolcuya oruc tutmayıp yeme konusunda ruhsat verilmiştir. Bizim yolculuk dediğimiz sefer, aslında kelime olarak keşif ve acmak anlamındadır. Yolculuk, yolcunun her turlu hal ve ahlÂkını meydana cıkardığı icin ona da sefer denilmiştir. Bu ise, en az uc gunluk bir yolculuk demektir.
İhtiyarlık veya iyileşme umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mÂzereti olanlar, bir fakiri sabahlı-akşamlı gunde iki oğun doyuracak kadar bir şeyi fidye olarak verirler. Fidyenin gonul rızÂsıyla arttırılması iyidir. Ancak sabredip oruc tutmaya calışmak daha iyidir.
ORUC NE ZAMAN TUTULUR? Oruc, Ramazan ayında tutulur. Ramazan ayı, hidÂyet rehberimiz Kur'Ân-ı Kerîm'in indirilmeye başladığı mubÂrek bir aydır. Oruc ibadetine tahsis edilen sayılı ve sınırlı gunler işte bu kutlu gunlerdir. Kim bu gunlere sağlıklı ve mukîm olarak erişirse, bu gunleri oruclu gecirmelidir. Hasta veya yolcu olanlar icin Ramazan dışında diğer gunlerde kaz etme imkÂnı tanınmıştır. Bunu yapmaları halinde gunahkÂr olmazlar. Bu da yuce Rabbimiz'in, bizler icin kolaylık murat ettiğinin bir gostergesidir.
Ayrıca bir nimettir. Ancak mukîm ve sağlıklı olanlar icin boylesi bir ruhsat yoktur. Onlar orucu kazÂya bırakırlarsa, farzı terkettikleri icin gunahkÂr olurlar. Allah TeÂlÂ, orucu farz kılmakla bizleri zora ve sıkıntıya sokmayı asl istemez. Tam aksine bizler icin kolaylık murat eder. Orucla ilgili hukumler bunun boyle olduğunu gosterdiği gibi dinimizdeki butun yasakların amacı da bizleri olgunlaştırmaktır. Yoksa asla sıkı bir yonetime tÂbi tutup bunaltmak değildir. (bk. MÂide sûresi, 3)
Oruc, hastalık, yolculuk ve ihtiyarlık gibi durumlarda iyice zorlaşabilir. İşte onun icin de kaz ve fidye kolaylıkları getirilmiştir. Ed ederken de kaz ederken de sayının tamamlanması esastır. Nitekim bu husus Âyette acıkca belirtilmiştir: "...Butun bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu gostermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şukretmeniz icindir."
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan