Muslumanları incitmemenin onemi ve fazileti nedir? Muslumanları incitmemek ile ilgili ayet ve hadisler..."Mu'min erkeklere ve mu'min kadınlara, işlemedikleri bir şeyden dolayı eziyet edenler, şuphesiz bir iftir ve apacık bir gunah yuklenmişlerdir." (AhzÂb sûresi (33), 58)
Buraya kadar işlediğimiz gıybet, dedi-kodu, lÂnet ve soğup saymak gibi yollara ilave olarak daha başka yol ve yontemlerle de muslumanlara eziyet edilebilir. Maddî-mÂnevî her turlu baskı ve sıkıştırma, incitme ve eziyet demektir. Karşılığı da Âyette belirtildiği gibi "bir iftira ve apacık bir gunah yuklenmektir."
Bir onceki Âyette [AhzÂb sûresi (33), 57] Allah ve Resûlu'nu incitenlerden soz edilmiş ve cezaları bildirilmiştir: "Allah ve Resûlu ’nu incitenlere Allah, dunyada ve Âhirette lÂnet etmiş ve onlar icin horlayıcı bir azÂb hazırlamıştır."
Yuce kitabımızda bu iki Âyetin arka arkaya gelmesi, muslumanları incitmeye kalkışmanın, Allah ve Resûlu'nu incitmekle bir sayıldığını, sorumluluğunun da o capta buyuk olduğunu gostermektedir.
HADİSLER Musluman, Dilinden Ve Elinden Muslumanların Emin Olduğu Kişidir Abdullah İbni Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhumÂ'dan rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
"(İyi) musluman, dilinden ve elinden muslumanların emin olduğu kişidir. (Asıl) muhÂcir de Allah'ın yasakladıklarını terkedendir." (BuhÂrî, ÎmÂn 4, 5, Tirmizî, KıyÂmet 52, ÎmÂn 12; NesÂî, ÎmÂn 8, 9, 11)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
İyi ve olgun mu'mini tanıtan hadîs-i şerîflerin sayısı oldukca kabarıktır. Resûl-i Ekrem Efendimiz muslumanı cok değişik yonleriyle tanıtmıştır. 213 numara ile de gecmiş olan bu hadiste Efendimiz, muslumanı "muslumanlara zarar vermeyen kişi" diye takdim etmektedir.
Musluman erkek ve kadınların, hatta bir rivayete gore insanların, elinden ve dilinden emin olduğu kişi olmak, sanıldığı gibi basit bir şey değildir. Kabul etmek gerekir ki insan, istese de her zaman faydalı olamaz, ama zarar vermemesi mumkundur. Aslında zararsız olmayı benimsememiş kişilerin başkalarına faydalı olmaları da pek duşunulemez.
Hadiste once dilin zikredilmiş olması, yerme, sovme, gıybet, iftira, buhtan, şikÂyet, cekiştirme vs. gibi dil aracılığıyla verilen zararların daha kolay, yaygın ve onulmaz olmasından dolayıdır. El ile zarar vermek ya da kişilere eziyet etmek o kadar kolay değildir. Bazı kişiler de vardır, hem iyilik yapar hem de arkasından diliyle o insanları uzerler. Yani yaptığı hayrın hayrını komazlar. Onun icin once dilinden sonra da elinden muslumanların emin oldukları kişi, gercekten olgun ve iyi muslumandır, buyurulmuştur. Diline hÂkim olan kişinin kurtulduğu (bk. Tirmizî, KıyÂmet 50), Allah'a ve Âhiret gunune iman edenlerin ya hayır soylemesi ya da sukût etmesi gerektiği (bk. BuhÂrî, Edeb 31) yine Peygamber Efendimiz'in tesbit ve tavsiyelerindendir.
"El" burada diğer organları temsil etmektedir. Zira fiilî olarak verilen zararlarda elin şu veya bu olcude katkısı bulunur. Hangi fiil olursa olsun, hatta elin hic bir katkısı bulunmasa bile yine o fiil konuşma sırasında ele izÂfe edilir. Zira el, bir yerde insanın gucunu temsil etmektedir.
Tekrar edelim ki hadisimiz, muslumanların haklarına ve mukaddes değerlerine diliyle ve eliyle zarar vermeyip saygılı olmayı, hicbir şekilde kimseyi incitmemeyi iyi musluman olmanın şartı ve gostergesi kabul etmektedir. Hadisimiz gercek muhÂciri, Allah'ın koyduğu yasaklardan uzak duran, onlara yaklaşmayan kişi olarak tanıtmaktadır. Bu tesbit, bir taraftan her yer ve zamanda surekli hicret halinde bulunmanın mumkun olduğunu belirliyor, bir taraftan da muslumanları incitmemeye ozen gosteren, bu konudaki yasağa uyan kimsenin de o acıdan gercek muhÂcir niteliğine kavuştuğunu ortaya koyuyor. Yani hadisin ilk bakışta alakasız gibi gorunen bu iki cumlesi arasında aslında yasaklardan kacınma ve hicret eyleminde buluşma anlamında cok ciddî bir ilgi bulunmaktadır.
Hadisten Cıkarmamız Gereken Dersler Musluman guvenilir kişidir. İyi musluman, diğer muslumanların dilinden ve elinden emin oldukları kişidir. Muslumanları diliyle veya eliyle rahatsız etmek, incitmek ve uzmek nehyedilmiştir. Kaliteli musluman olmak icin bu nehye uygun davranmak gerekir. Asıl muhacirler, Allah'ın yasakladıklarını terkedenlerdir. İnsanlara zarar vermemek de bir faydadır. Kendine Nasıl Davranılmasından Hoşlanıyorsan Oyle Davran Abdullah İbni Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhumÂ'dan rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
"Kim, cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse, olumunu, Allah'a ve Âhirete inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa oyle davransın." (Muslim, İmÂre 46. İbni MÂce, Fiten 9)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Muslumanın gÂyesi, hayatı muslumanca yaşamak ve Âhirette mutlu olmaktır. Bu sebeple pek tabiî olarak cennet her muslumanı umitlendirir, cehennem korkutur. Bu korkudan kurtulup umit edilene kavuşmak icin musluman olarak olmek esastır. Ne var ki muslumanların imanla olmek garantisi bulunmamaktadır. "Olumu kendisine musluman olduğu halde gelsin" veya "Olumunu musluman olarak karşılasın" cumlesinin anlamı, henuz hayatta iken imandan uzak kalmamaya baksın, hayatını hep imanlı olarak yaşasın ki, ne zaman geleceği belli olmayan olum geldiğinde, onu mu'min olarak bulsun, demektir. Bir bakıma da "Âhiret mutluluğuna kavuşmak icin iman ile olmek; iman ile olmek icin de muslumanca yaşamak gerek" fikri telkin edilmektedir.
Boyle cok ciddî bir durumla karşı karşıya olan musluman, muslumanca yaşamayı surdururken başkalarını incitmemek gorevini de yerine getirmekle yukumludur. Bunu başarması icin, kendisine yapılmasını istediği şeyleri başkalarına yapmayı prensip edinmesi gerekmektedir. Yani insan, kendisine ne yapılmasından hoşlanıyorsa, başkalarına ancak onları yapmalıdır. Her musluman, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa, başkalarına karşı oyle davranırsa, muslumanlar arası beşeri ilişkiler son derece guzelleşir, herhangi bir tatsızlık soz konusu olmaz.
Peygamber Efendimiz'in cevÂmiu'l-kelim (ozlu konuşma) niteliği taşıyan bu cağrısı, muslumanları incitmeme konusunda soylenebilecek en etkili soz ve uygulanabilirliği herkesi kapsayan en gecerli yoldur. Mesele, bunun şuuruna erebilmekte ve ona uymaya niyet etmektedir.
Hadisten Cıkarmamız Gereken Dersler
Âhiret mutluluğu imanla olenler icindir. Olumu imanla karşılayabilmek icin hayatı imanla yaşamak gerekir. Beşerî ilişkilerde herkes, kendisine yapılmasını istediği şeyleri başkalarına yapmayı ilke edinmelidir. Tutum ve davranışlarının merkezine kendi oz nefsini koyan kimse, kolay kolay başkalarını incitemez. Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan