FÂtiha Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? FÂtiha Suresi 4. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...FÂtiha Suresi 4. Ayetinin Arapcası:مَالِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِۜ
FÂtiha Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):O, hesap ve ceza gununun tek sahibidir.
FÂtiha Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:الدّ۪ينُ (din) kelimesi, pek cok mÂna ifade etmekle birlikte burada “hesap ve ceza” anlamındadır. مَالِك (mÂlik) kelimesi ise مَلِك (melik) olarak da okunmuştur. “Milk” kelimesinden gelen “mÂlik”, “mala sahip olan ve onun uzerinde istediği gibi tasarruf eden” demektir. “Mulk” kelimesinden tureyen “melik” ise “hukumdar, padişah, devlet reisi, devletin işlerini yurutup yoneten” mÂnasına gelir. Her iki kelimede de “kuvvet” anlamı vardır. Allah TeÂlÂ, zÂtını hem mÂlik hem de melik olarak vasıflandırmaktadır. (bk. Âl-i İmrÂn 3/26; Mu ’minûn 23/116) O, butun kÂinatın gercek sahibi, mÂliki, aynı zamanda padişahıdır. Ozellikle de burada ifade edildiği uzere amellerin hesabının gorulup karşılığının verildiği kıyÂmet gununun hem gercek sahibi, hem de hukumdarıdır.
اليَوْمُ (yevm), gun demektir. Tan yerinin ağarmasından itibaren guneşin batışına kadar olan vakittir. Burada “din”e izafe edilerek, kıyametin başlangıcı ile, cennet ve cehennemliklerin her birinin yerlerine varacakları vakte kadarki zaman icin kullanılmıştır.
“Din” sozluk anlamı olarak “bir işin karşılığı, muhasebe, yargı, hukum, siyaset, adet, hal, şeriat, itaat” gibi mÂnalara gelir. Burada daha cok “bir işin karşılığı, ceza ve muhasebe” mÂnası kastedilmektedir. “O gun Allah onlara hak ettikleri cezayı eksiksiz verecek…” (Nûr 24/25) ayetinde din bu mÂnada kullanılmıştır.
CenÂb-ı Hak, butun zamanlarda ve zeminlerde, kıyametten once ve sonra yegÂne mÂlik ve meliktir. Buna rağmen Âyet-i kerîmede O ’nun mÂlikliği ve melikliği ozellikle hesap gunu olan kıyamet gunune tahsis edilmiştir. Şuphesiz bunun pek muhim sebep ve hikmetleri bulunmaktadır:
Oncelikle butun dikkatleri hesaba cevirmekte ve kıyamet gununun zorluğu, şiddet ve dehşetiyle yurekleri titretmektedir. Gecici hayattan maksadın ne olduğuna işaret ederek, insanlığın onundeki en buyuk hedefi netleştirmektedir. Hesap gununun ehemmiyetini gozler onune sermektedir. Allah ’ın rahmetine guvenip şeytana aldanarak o gunde perişan olmamayı oğutlemektedir. Daha da otesi, ilÂhî rahmetin ve ebedî nimetin tam mÂnasıyla tecelli edeceği saadet-i ebediyeyi temine teşvik etmektedir.
İkinci olarak dunya hayatında kullara ait bir kısım gecici mÂlikiyet ve melikiyet soz konusu olabilir. Bunlara aldanılmamalıdır. Zira hesap gunu bunlar zahiri bakımdan da ortadan kalkacaktır. Asılsız goruntuler yok olacak, Allah ’ın mÂlikiyet ve melikiyeti tam olarak ortaya cıkacaktır.
Ucuncu olarak “din gunu”nun bir mÂnası da “dinin dunyada emrettiklerinin akıbeti ve Âhiret ahvaliyle ilgili verdiği haberlerin acıktan acığa ortaya cıkacağı gun”dur. Biz dunya hayatında inanılması emredilen hususlara iman ediyoruz. Dinin ibÂdet, muamelÂt ve ahlÂka dair hukumlerini yerine getirmeye calışıyoruz. İşte butun bu inandıklarımız ve yaptıklarımız, orada hakiki mÂna ve mÂhiyetiyle zuhur edecektir. Kısacası ayet ve hadislerde Âhirete ait haber verilen hakikatlerin hepsi tahakkuk edecektir. O gunun tek hukumdarı, sahibi ve yegÂne yoneticisi olan Allah, dilediği gibi davranacak, kullarını hesaba cekecek, iyilere iyiliklerinin ve kotulere de kotuluklerinin karşılığını verecektir. Allah ’tan başka kimsenin bir soz hakkı olamayacaktır. Şu Âyet-i kerîmeler bu mÂnada “din gununu” ne guzel tarif etmektedir:
“Rasûlum! Hesap ve ceza gununun ne olduğunu sen bilir misin? Sonra bilir misin sen, nedir o hesap ve ceza gunu? O, kimsenin kimseye faydası olmayacağı bir gundur. O gun butun emir, hukum ve yetki yalnız Allah ’ındır!” (İnfitÂr 82/17-19)
CenÂb-ı Hakk ’ın bazı sıfatları ile alakalı yapılan bu acıklamalar, O ’nun bir taraftan hamde, diğer taraftan kulluk edilmeye layık ne kadar buyuk bir zÂt, HÂlık-i ZulcelÂl olduğunu izah etmektedir. Dolayısıyla bu hakikati okuyan, duyan ve idrak eden kulların kalbinde Allah TeÂl ’ya ibÂdet, dua ve niyaz icin bir aşk, şevk ve heyecan oluşmaktadır. İmanın hakikatine ve kulluğun zevkine eren gonuller hep birlikte aynı dilden şoyle demektedirler:
FÂtiha Suresi tefsiri icin tıklayınız
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
FÂtiha Suresi 4. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız
İslam ve İhsan