Peygamberimiz'in (s.a.v) "...On kişiye şefaat edecek." buyurduğu hafız kimdir? Kur'an'ı ezberleme ve hafızlık ile ilgili hadisler, hafızlığın onemi, fazileti hakkında bilinmesi gerekenler...Peygamber-sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular:
“Kim Kur ’Ă‚n ’ı okur, onu guzelce ezberler, helĂ‚lini helĂ‚l, haramını haram kabul eder ve bunlara uyarsa, Allah bu sayede o kimseyi cennetine koyar. Ailesinden hepsi cehennnemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.” (Tirmizî, FedĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n, 13/2905; Ahmed, I, 148)
Hıfz Nedir? Hafız Kimdir, Kime Denir? Ezberlemek, zihinde tutmak, muhafaza etmek, saklamak, korumak anlamındaki "h-f-z" kokunden tureyen hĂ‚fız, ezberleyen, zihninde tutan, saklayan, koruyan demektir. Hafîz, hĂ‚fız kelimesinin mubalĂ‚ğalı şeklidir. HĂ‚fız kelimesi, din ıstılahında farklı anlamlara gelir: Koruyan ve esirgeyen anlamında Allah'ın guzel isimlerinden biridir.
Kur'Ă‚n'ı başından sonuna kadar hatasız olarak ezberleyenlere, yuz bin hadisi senet ve metinleriyle birlikte ezberleyip rĂ‚vîlerin terceme-i hallerini bilen muhaddislere de hĂ‚fız denir. Coğulu huffaz, hafaza, hafizîn ve hafızĂ‚t'dır.
HAFIZLIĞIN VE KUR'ÂN'I EZBERLEMENİN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER EvlĂ‚tlarımıza Kur ’Ă‚n ’ı oğretmek sûretiyle onlara en buyuk hazîneyi bahşetmiş oluruz. Onlar yuklendikleri bu paha bicilmez emĂ‚net sĂ‚yesinde AllĂ‚h ve Rasûlu ’nun sevdiği kimseler hĂ‚line gelirler. Nitekim RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, Kur ’Ă‚n ehlini her şeyin uzerinde tutmuş, onlara dĂ‚imĂ‚ kıymet vermiştir. Peygamber Efendimiz, Tebuk Seferi ’ne cıkarken NeccĂ‚roğulları ’nın bayrağını UmĂ‚re bin Hazm ’a vermişti. Daha sonra Zeyd bin Sabit ’i gorunce, bayrağı UmĂ‚re ’den alıp ona verdi. UmĂ‚re -radıyallĂ‚hu anh-:
“–YĂ‚ Rasûlallah! Bana kızdınız mı?” diye sorunca Peygamber -aleyhisselĂ‚m-:
“–Hayır! VallĂ‚hi kızmadım! Fakat, siz de Kur ’Ă‚n ’ı tercih ediniz! Zeyd, Kur ’Ă‚n ’ı senden daha cok ezberlemiştir! Burnu kesik zenci kole bile olsa, Kur ’Ă‚n ’ı daha cok ezberlemiş olan kimse başkalarına tercih edilir!” buyurdu.
Evs ve Hazrec kabîlelerine de, bayraklarını Kur ’Ă‚n ’ı daha cok ezberlemiş olan kimselere taşıtmalarını emretti. Bunun uzerine Avfoğulları ’nın bayrağını Ebû Zeyd, Benî Selime ’nin bayrağını da MuĂ‚z -radıyallĂ‚hu anh- taşıdı. (VĂ‚kıdî, III, 1003)
Kur'Ă‚n İnsanı Yukseltir Kur ’Ă‚n ehlinin fazîletine dĂ‚ir diğer bir ibretli hĂ‚dise de şoyledir:
NĂ‚fi bin Abdi ’l-HĂ‚ris, Usfan ’da Omer -radıyallĂ‚hu anh- ’a rastlamıştı. Hazret-i Omer onu Mekke ’ye vĂ‚li tĂ‚yin etmiş olduğu icin:
“−Mekkelilerin başına kimi bıraktın?” diye sordu. O:
“−İbn-i EbzĂ‚ ’yı!” dedi.
Hazret-i Omer:
“−İbn-i EbzĂ‚ kimdir?” diye sorunca NĂ‚fî:
“−ÂzĂ‚d ettiğimiz kolelerden birisidir.” dedi.
Omer -radıyallĂ‚hu anh- ’ın:
“−Yerine bir Ă‚zatlıyı mı bıraktın?” sorusu karşısında ise şu ibretli cevĂ‚bı verdi:
“−O, AllĂ‚h ’ın KitĂ‚bı ’nı okur ve farzlarını da iyi bilir.”
Bunun uzerine Hazret-i Omer hayrĂ‚nlık icerisinde:
“–RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-:
«AllĂ‚h şu Kur ’Ă‚n ile birtakım kimselerin kıymetini yukseltir; bazılarını da alcaltır.» buyurmuştu!” dedi. (Muslim, MusĂ‚firîn, 269)
Cocuklarımıza Kur'Ă‚n'ı Oğretmek Zorundayız AllĂ‚h Rasûlu ’nun ve ashĂ‚bının Kur ’Ă‚n ’ı bilen, ahkĂ‚mıyla amel eden kimselere gosterdiği bu ihtimam sebebiyle nesillerimizin Kur ’Ă‚n ’ı oğrenmeleri ve onun feyzine nĂ‚il olabilmeleri icin canhıraş bir gayret icerisinde olmalıyız. Unutmamalıyız ki Kur ’Ă‚n ’a karşı gosterilen ihmĂ‚l kadar insanın mĂ‚nevî hayatını karartan başka bir hatĂ‚ yoktur.
İstikĂ‚met uzere yaşayarak AllĂ‚h ve Rasûlu ’nun rĂ‚zı olduğu bir ummet kıvamına erişebilmek icin başta kendimiz, evlatlarımız ve toplum olarak Kur ’Ă‚n kulturune sĂ‚hip olmalıyız. ZîrĂ‚ Kur ’Ă‚n-ı Kerîm bize hayatın her safhasında ilĂ‚hî bir rehberdir. CenĂ‚b-ı Hak şoyle buyurmaktadır:
“Gercekten Biz, insanlar duşunup akıllarını başlarına alsınlar diye bu Kur ’Ă‚n ’da, her turlusunden temsiller getirdik.” (ez-Zumer, 27)
Kur ’Ă‚n ’ın ucte birinden fazlası peygamberlere ve onların ibret verici kıssalarına Ă‚ittir. Her mu ’minin kalbi dĂ‚ima Kur ’Ă‚n ’la hemhĂ‚l olmalı, kendine Ă‚it problemlerin cozumunu Kur ’Ă‚n ’da bulmalıdır. ZîrĂ‚ Kur ’Ă‚n, her derde devĂ‚dır.
RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, Kur ’Ă‚n ’ın ilim ve hikmetleriyle istikĂ‚metlenen, ahlĂ‚kıyla ahlĂ‚klanan ve evlĂ‚tlarına Kur ’Ă‚n ’ı titizlikle oğreten anne babalara şu mujdeyi vermektedir:
Cocuklarınızı 3 Hususta Yetiştirin “Cocuklarınızı uc hususta yetiştirin:
Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi, Kur ’Ă‚n kıraati… Cunku hamele-i Kur ’Ă‚n (yĂ‚ni Kur ’Ă‚n hafızları) hicbir golgenin bulunmadığı kıyĂ‚met gununde peygamberler ve asfiyĂ‚ (yĂ‚ni safĂ‚ya ermiş olan AllĂ‚h dostları) ile birlikte Arş ’ın golgesindedir.” (MunĂ‚vî, I, 226)
Kur ’Ă‚n eğitimi, kucuk yaşlardan îtibĂ‚ren îtina ile yerine getirilmesi îcĂ‚b eden bir vazîfedir. ZîrĂ‚ cocuğun kulakları Kur ’Ă‚n ’ın sesine, kalbi Kur ’Ă‚n ’ın dunyĂ‚sına Ă‚şina olmalıdır. RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-:
Peygamberimiz (s.a.v) Cocuklara Kur'an'ı Kucuk Yaşta Oğretirdi “Kim Kur ’Ă‚n ’ı kucuk yaşlarda oğrenirse Kur ’Ă‚n onun etine ve kanına işler (YĂ‚ni Kur ’Ă‚n ’ın feyziyle nûrlanır.) buyurmuştur. (Ali el-Muttakî, I, 532)
RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, kendileri de, Abdulmuttalib Oğulları ’ndan bir cocuk guzel konuşmaya başladığında, ona İsrĂ‚ Sûresi ’nin 111. Ă‚yetini yedi defa okutarak oğretirdi. (Abdurrezzak, el-Musannef, Beyrut 1970, IV, 334; İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, Haydarabad 1976, I, 348.)
Evlatlarımız oz varlığımızın devamı olan hayat zînetleridir. Onlar, İslĂ‚m fıtratı uzere yaratılarak anne-babalarına emĂ‚net edilmişlerdir. Bundan dolayı cocukların maddî yapıları ile birlikte rûhî hayatlarını da geliştirip istikametlendirmek, anne-babaların en muhim vazifesi ve Hak katındaki mes ’ûliyetidir.
Bir mu ’minin evlĂ‚dına bırakabileceği en kıymetli ve hakîkî mîrĂ‚s, ebediyet zenginliğidir. EvlĂ‚tlara fĂ‚nî lezzetler değil solmayan, eskimeyen, porsumeyen bir ebedî saĂ‚detin yolu gosterilmelidir. Bunun ilk şartı da onların Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ile fiilen ve fikren unsiyetlerini (kaynaşmalarını) sağlamaktır. Bu hakîkati ifĂ‚de etmek uzere Peygamber Efendimiz: “Sizin en hayırlınız, Kur ’Ă‚n-ı Kerim ’i oğrenen ve oğretendir.” buyurmuşlardır. (BuhĂ‚rî, FedĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n, 21) Dolayısıyla bir mu ’min, hayat boyu Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’in talebesi ve yaşayabildiği kadar da bildiklerinin hocası olmakla mukelleftir.
Peygamberimizin (s.a.v) İki Emaneti TĂ‚rih şĂ‚hiddir ki fertler, Ă‚ileler ve milletler en azametli bir ilĂ‚hî emĂ‚net olan Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’e sĂ‚hip cıktıkları ve tĂ‚bî oldukları nisbette Ă‚bĂ‚d olmuşlardır. Bundan dolayıdır ki, RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, VedĂ‚ Haccı ’nda:
“…Size oyle bir emĂ‚net bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldığınız muddetce yolunuzu şaşırmazsınız. O emĂ‚net, AllĂ‚h ’ın KitĂ‚bı ve Nebîsinin Sunnet ’idir…” (HĂ‚kim, I, 171/318) buyurmuşlar ve tarihî gercekler ile de bir cok defĂ‚ yaşanılan bir hakîkate işĂ‚ret etmişlerdir.
AhlĂ‚k ve mĂ‚neviyĂ‚t eğitiminin yeterince yapılmadığı, bunun netîcesi olarak iffetsizliğin, narkotiğin ve turlu gasp ve cinĂ‚yetlerin arttığı, boylece vatanperverlik duygularının zayıfladığı zamanımızda, Kur ’Ă‚nî hizmetler ve fedĂ‚kĂ‚rlıklar buyuk bir ehemmiyet arzetmektedir. Bu gayrette ihmĂ‚lkĂ‚rlık gostermek, kendimizin, neslimizin ve butun ummetin geleceğini tehlikeye atmak gibi ağır bir mes ’ûliyettir.
Kur ’Ă‚n duşmanlığı kadar buyuk bir bedbahtlık duşunulemezse de ona hizmet husûsundaki ihmĂ‚lkĂ‚rlık da buna yakın bir vebĂ‚l taşır. İnsanların selde suruklenen kutukler misĂ‚li zamĂ‚nın menfî modalarına kapıldığı gunumuzde ayakta kalabilmemiz ve kufur, ilhad ve tĂ‚viz selinden uzerimize bir katre dahî sıcramayacak sûrette korunabilmemiz icin yakınlarımıza, Ă‚ile efrĂ‚dımıza, muhîtimize Kur ’Ă‚n ’ı oğretmeye, onun nûrunu, feyzini, bereketini yaymaya gayret etmeliyiz. İki cihĂ‚nda da Kur ’Ă‚n ’a muhtĂ‚c olduğumuzu aslĂ‚ unutmamalıyız. Kur ’Ă‚n ’la dĂ‚imî bir unsiyet icinde hemhĂ‚l olmamız; onun emir ve nehiyleri ile istikĂ‚metlenmemize, ahlĂ‚kı ile ahlĂ‚klanmamıza vesîle olur. Aksine hareket ise, buyuk bir husrĂ‚ndır. Ebedî istikbĂ‚li fĂ‚nî lezzetler mukĂ‚bilinde hebĂ‚ etmektir.
Yaşadığımız cağ, Ă‚ileleri, gafletin esir aldığı bir devirdir. Oyle ki, kitleler hĂ‚linde nesiller hebĂ‚ edilmektedir. HĂ‚lbuki isrĂ‚fın en kotusu insanların hebĂ‚ edilmesidir.
Diğer taraftan dînin, ırzın, malın ve neslin korunması zarûridir. Bunlar ise vatanın muhafazası ile mumkundur. Bu sebeple neslimize kucuk yaşlarda muhabbetullĂ‚h, Kur ’Ă‚n aşkı ve vatanperverlik şuuru vermek mecburiyetindeyiz.
HAFIZLIK VE KUR'ÂN-I KERİM İLE İLGİLİ HADİSLER Hafızlar 10 Kişiye Şefaat Edecektir Peygamber-sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular:
“Kim Kur ’Ă‚n ’ı okur, onu guzelce ezberler, helĂ‚lini helĂ‚l, haramını haram kabul eder ve bunlara uyarsa, Allah bu sayede o kimseyi cennetine koyar. Ailesinden hepsi cehennnemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.” (Tirmizî, FedĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n, 13/2905; Ahmed, I, 148)
Peygamber Efendimiz'i (s.a.v) En Cok Uzen Olay Enes -radıyallĂ‚hu anh-:
“RasûlullĂ‚h -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- ’in Bi ’r-i Maûne ’de şehîd olan ashĂ‚bına uzulduğu kadar, hicbir şeye uzulduğunu gormedim!” demiştir. (Muslim, MesĂ‚cid, 302) Cunku Bi ’r-i Maûne şehîdlerinin hemen hepsi de AshĂ‚b-ı Suffe ’den olup, AllĂ‚h Rasûlu ’nun mĂ‚nevî terbiyesi altında yetişmiş (KurrĂ‚ HĂ‚fız) Kur ’Ă‚n ve sunnet muallimiydiler.
Peygamberimiz'in (s.a.v) Kuran'ı Kerim'i En cok Bilenlere Verdiği Değer CĂ‚bir -radıyallĂ‚hu anh- ’tan rivĂ‚yet edildiğine gore, Peygamber -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Uhud Gazvesi ’nde şehîd duşenleri her mezara iki kişi konacak şekilde bir araya getirtmiş:
“–Bunların hangisi daha cok Kur ’Ă‚n bilirdi (Kur ’Ă‚n ’ı yaşardı)?” diye sormuş ve şehîdlerden hangisi gosterilirse, onu kıble tarafına koymuştur. (BuhĂ‚rî, CenĂ‚iz, 73, 75)
Hafızların Cennetteki Makamı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Cocuklarınızı uc hususta yetiştirin: Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi ve Kur ’Ă‚n kıraati… Cunku hamele-i Kur ’Ă‚n (yĂ‚ni Kur ’Ă‚n hafızları) hicbir golgenin bulunmadığı kıyĂ‚met gununde peygamberler ve asfiyĂ‚ (yĂ‚ni safĂ‚ya ermiş olan AllĂ‚h dostları) ile birlikte Arş ’ın golgesindedir.” (MunĂ‚vî, I, 226)
Gıpta Edilecek İki Kişiden Biri de Kur ’an ile Meşgul Olandır İbni Omer radıyallahu anhumĂ‚ ’dan rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah ’ın kendisine Kur ’an verdiği ve gece gunduz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah ’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gunduz O ’nun yolunda harcayan kimse.” (BuhĂ‚rî, İlm 15, ZekĂ‚t 5, AhkĂ‚m 3, Temennî 5, İ ’tisĂ‚m 13, Tevhîd 45)
En Hayırlınız Kur ’an Oğrenen ve Oğretendir OsmĂ‚n İbni AffĂ‚n radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Sizin en hayırlılarınız, Kur ’an ’ı oğrenen ve oğretenlerinizdir.” (BuhĂ‚rî, FezĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n 21)
Toplumlar Kur'an ile Yukselir Omer İbni HattĂ‚b radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah şu Kur ’an ’la bazı kavimleri yukseltir; bazılarını da alcaltır.” (Muslim, MusĂ‚firîn 269)
Hafızlığa Ozen Gostermek Gerekir Ebû Mûsa radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Şu Kur ’an ’ı hĂ‚fızanızda korumaya ozen gosteriniz. Muhammed ’in canını kudretiyle elinde tutan Allah ’a yemin ederim ki, Kur ’an ’ın hĂ‚fızadan cıkıp kacması, bağlı devenin ipinden boşanıp kacmasından daha hızlıdır.” (BuhĂ‚rî, FazĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n 23; Muslim, MusĂ‚firîn 231)
Hafızın Kıyamette Durumu Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) Kur ’Ă‚n ehline ve Ă‚ilesine şu guzel mujdeleri vermişlerdir:
“Kıyamet gunu kabir yarılıp Kur ’Ă‚n ’ı okuyan kişi dışarı cıktığında, Kur ’Ă‚n onu rengi solmuş bir adam gibi karşılar. «Beni tanıyor musun?» diye sorar.
Mu ’min «Tanıyamadım» der.
O şahıs, «Ben oğle sıcağında seni susuz, gece uykusuz bırakan arkadaşın Kur ’Ă‚n ’ım. Her tuccar ticaretinin peşindedir. Sen ise bugun her ticaretin peşinde olacaksın!» der. Hemen sağ eline saltanat, sol eline ebediyet verilir, başına vakar tĂ‚cı konur, anne-babasına hulleler giydirilir ki dunya ehli onlara kıymet bicemez veya bunlar dunya ve icindekilerden daha kıymetlidir.
Onlar, «Bu değerli elbiseler bize nicin giydirildi?» diye sorarlar. «Cocuğunuzun Kur ’Ă‚n ’ı eline alması sebebiyle» denir.
Sonra Kur ’Ă‚n okuyan kişiye, «Oku ve cennetin dereceleri ve odaları arasında yuksel!» denir. O, ister hızlı, ister tertîl uzere olsun okumaya devam ettiği muddetce yukselmeye devam eder.” (Ahmed, 5: 348; DĂ‚rimî, FedĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n, 15; Abdurrazzak, Musannef, 3: 373; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 6: 129)
HAFIZLIKLA İLGİLİ GUZEL SOZLER Abdullah bin Mes ’ûd -radıyallĂ‚hu anh-, Kur ’Ă‚n-ı Kerîm hafızlarının bu ilĂ‚hî kelĂ‚mdan nasıl muteessir olmaları lĂ‚zım geldiğini şoyle ifĂ‚de eder:
“Kur ’Ă‚n ’ı ezberlemiş olan kimse, insanlar uykuda iken gece kalkıp ibĂ‚det etmesiyle, halk yemek yerken oruc tutmasıyla, başkaları sevinip eğlenirken akıbeti icin kederlenmesiyle, insanlar gulerken kulluktaki acziyetinden dolayı ağlamasıyla, halk birbiriyle konuşurken sukûtuyla, insanlar kibirlenirken tevĂ‚zuuyla tanınmalıdır. Kur ’Ă‚n ’ı ezberlemiş birisinin ağlaması, uzgun durması, vakarlı ve bilgili olması, tefekkur ve sukût hĂ‚linde bulunması îcĂ‚b eder. Kur ’Ă‚n ehli; katı yurekli, gafil, cığırtkan ve hemen ofkelenen biri olmaktan da sakınmalıdır.” (Ebû Nuaym, Hilye, I, 130)
Ebû Omer, Kur ’Ă‚n hafızını şoyle tarif etmekteddir:
“Kur ’Ă‚n hafızları Kur ’Ă‚n ’ın hukumlerini, helĂ‚l ve haramını bilen ve icindekilerle amel edenlerdir.” (Kurtubî, I, 26)
KURÂN-I KERİM VE HAFIZLIK İLGİLİ KISSALAR Cesedi Curumeyen Hafız Hayatlarını CenĂ‚b-ı Hakk ’ın rĂ‚zı olduğu istikĂ‚mette yaşamış bulunan sĂ‚lih kulların cesetlerinin kabirlerinde curumediğine dĂ‚ir yakın tarihimizden bir misal de Adanalı, istikĂ‚met ehli, hĂ‚fız bir muezzin efendidir. Allah dostlarından Mahmud SĂ‚mi Ramazanoğlu -rahmetullĂ‚hi aleyh- Adana ’da bu vasıfta vefĂ‚t etmiş bir hĂ‚fızın 30 sene sonra yol gecme zarureti sebebiyle nakil icin kabrinin acıldığını, ancak o kimsenin cesedinin hic bozulmamış olduğunu, ustelik kefeninin dahî pırıl pırıl durduğunu, bizzat muşĂ‚hede eden biri olarak nakletmişlerdir.
Bu hĂ‚dise ayrıca, Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ile hemhĂ‚l olan hakikî hĂ‚fızların dunya ve Ă‚hirette pek cok ilĂ‚hî lûtuf ve ikramlara nĂ‚il olacağının da bir işaretidir. (Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu)
Cennetul BĂ‚ki'de Bulunan Kur ’Ă‚n-ı Kerîm'in Hikayesi Yine Emin Sarac Hocaefendi, Medîne-i Munevvere eşrĂ‚fından olan AbdulkĂ‚dir Bekli ’den, oranın Mahkeme-i Şer ’iyye Sicilleri ’ne de gecen, ibret ve hikmet dolu bir hĂ‚diseyi şoyle nakleder:
Bir hac mevsimidir. Medîne ’de gĂ‚yet guzel bir hat ile yazılmış bir Kur ’Ă‚n-ı Kerîm, muzĂ‚yedeye cıkarılır. Muhtelif memleketlerden gelen hacılar, onun nefis hattını hayranlıkla seyredip tekliflerini bildirirler. O esnĂ‚da merakla Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’e yaklaşan bir Turk hacı, mushafın hattını gorunce, hayretler icerisinde haykırır:
“–Bu, merhum babamın yazdığı Kur ’Ă‚n-ı Kerîm!..”
Ardından:
“–Fakat biz, onu vasiyeti îcĂ‚bı olarak kabrine koymuştuk!” der.
Sonra da bu muammĂ‚yı cozmeye calışır. Meselenin ilgili kimselere intikĂ‚li neticesinde şu mĂ‚lûmat ortaya cıkar:
Medîne-i Munevvere ’deki Cennetu ’l-Bakî Kabristanı ’nda yer olmaması munĂ‚sebetiyle bazı kabirlere aradan belli bir muddet gectikten sonra yeni cenĂ‚zeler defnedilmektedir. Yine boyle bir vesîleyle eski kabirlerden biri acıldığında, orada taptaze bir cesede ve uzerinde de bu Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’e rastlanır. Herkes hayrette kalır. Vazifeliler de bu pek mukemmel bir sûrette yazılmış olan Kur ’Ă‚n-ı Kerîm nushasını kabirden alırlar. Yaptıkları istişĂ‚re neticesinde de onu muzĂ‚yedeye cıkarıp elde edilecek meblağı ummet-i Muhammed ’in istifĂ‚desi icin beytulmĂ‚le koymaya karar verirler.
Oğrendikleri karşısında gozleri yaşaran Turk hacı, bu ibretli hĂ‚disenin evveliyĂ‚tını da kendisi tamamlar:
“Babam bir Osmanlı hattatıydı. Her sene bir Kur ’Ă‚n-ı Kerîm nushası yazar ve gecimini oyle tedĂ‚rik ederdi. Fakat bunun yanında, ayrıyeten buyuk bir îtinĂ‚ ile yazmakta olduğu bir mushaf vardı. O kadar guzeldi ki, bakmaya doyulmazdı. Babam onu hic acele etmeden, Ă‚deta butun mahĂ‚retini ortaya koyarak, tĂ‚rifsiz bir zevk ve iştiyĂ‚k icinde yazardı. Sabırla gecen uzun bir zamanın ardından, nihĂ‚yet ortaya muthiş bir şĂ‚heser cıktı. Buna muvaffak olan babam, buyuk bir şukur ve surur hissiyĂ‚tı icinde bizleri topladı ve:
«–EvlĂ‚tlarım! Ben bu Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’i Ă‚hirette bana şefaatci olsun diye yazdım. Size vasiyetim şudur ki; ben oldukten sonra onu guzel bir şekilde sararak goğsumun uzerine koyasınız!» dedi.
Bizler de vefĂ‚t ettiği zaman onun bu vasiyetini yerine getirdik.
İşte beni şaşırttığı nisbette sevindiren asıl muammĂ‚, babamın bu Mushaf-ı Şerîf ile İstanbul ’da defnedilmiş olmasına rağmen, yıllar sonra kendisine mubĂ‚rek topraklarda ve mubĂ‚rek bir kabristanda rastlanmış olmasıdır!” (Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu)
KUR'AN İLE İLGİLİ HABERLER FATİH COLLAK HOCA ’DAN HAFIZLIK TEKNİKLERİ KUR ’ÂN-I KERÎM ’İ EZBERLEME TEKNİKLERİ KUCUK YAŞLARDA KUR ’AN OĞRENMENİN FAZİLETİ KUR ’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER KURAN ’I KERİM ’İ HUŞUYLA OKUYUP YAŞAMANIN MUKAFATI KUR ’AN-I KERİM ’İN FAZİLETLERİ KUR ’AN ’I OĞRENME VE OKUMANIN FAYDALARI İslam ve İhsan
KUR'ÂN EHLİ KİMDİR?
KUR'ÂN EHLİNİN 5 MERTEBESİ
HAFIZLIK İLE İGİLİ SOHBET