Kur ’an-ı Kerim ’de gecen eski toplumlar ile ilgili kudretli, ibretli, onemli anlatımlar.Allah ’ın kitabı Kur ’an-ı Kerim ’de toplumlar ile ilgili kudretli, ibretli, onemli anlatımlar var. Toplumların vasıflarından bahsedilir, gazaba uğramalarına dikkat cekilir. Oncelikle bir toplum epistemolojisi ve ontolojisi ortaya konur. Kur ’an epistemolojisinde toplum, cok geniş bir kavramlar yelpazesinden meydana gelir. Ummet, kavim, taife, ashap, hizip, millet, fırka, ehli kitap, ehli Medine, Dar ’us Selam gibi kavramlar etrafında ceşitli gruplar, toplumsal kesimler ve tabakalar anlatılır. Hem betimler yapılır hem de ceşitli normlarla uyarılır. Olcme ve tartma, adap ve haya, savaş ve yenilgi tutumlarından bahsedilir. Medyen, Hud, Nuh toplumu gibi somut toplumlardan bahsedilir. Kureyş ve ehl-i kitap anlatılır. Onların nesnel gerceklikleri, somut ilişkileri ve realiteleri ele alınır.
ONTOLOJİK TEMEL VE CEMİYET-İ KAMİL Kur ’an ’da toplum, nesnel gercekliklerden once ontolojiktir. Metafizikle irtibatlıdır. Allah ’ın El-Cami sıfatının varlıktaki tezahurudur. Kayalar, bitkiler, ağaclar ve insanlar el-cami sıfatının tecellisiyle cem olur, toplaşırlar. Allah ’ın kitabında hayvanları bir ummet olarak tanımlaması bu acıdan oldukca dikkat cekicidir. Hakikaten hayvanlar beraber yaşar, aralarında kavga ve cekişme kadar dayanışma ve yardımlaşma da vardır. Kurtlar, arılar, hacı leylekler hepsi cem halinde yaşar, cemiyet olurlar.
İnsanlar da Allah ’ın cami sıfatının tecellisiyle toplum haline gelir, cemiyete donuşurler. Kur ’an ’ı Kerim ’de bu hakikat şoyle ifade edilir: “Ummetlerden her birinin bir yonu vardır, o ona yonelir. Haydi, hep hayırlara koşun. Nerede olursanız olun Allah hepinizi bir araya toplar(cem eder.)” (Bakara, 148) Ayette, toplumların ceşitli vechelere sahip oldukları, ancak KÂbe ’ye yonelerek namaz kıldıklarında cem oldukları ifade edilir. Başka bir ifade ile insanlar, toplum halleriyle farklı ceşitli vechelere sahipken namaz kılmak icin Allah ’a yoneldiklerinde cem haline gelirler. İnsanlar, Allah ’ın Evi ’ne yonelerek Allah ’ın cami sıfatının tezahurunde bulunurlar. Bu da insanları ortaklaşa hale getirir, toplar, cemiyet yapar.
Toplum bilincinin kokeninde Allah ’ın cami sıfatı yer alır. Bundan dolayı İslam duşunurleri toplumların doğuşunu “tesanut ve teavun” ilkeleriyle acıklarlar. Farabi, Miskeveyh, Gazali gibi sosyal teorisyenler, toplum bilincini ontoloji ile inşa ederler. Orneğin Farabi “Faziletli Medine” adlı calışmasının ilk bolumunu tamamen ontolojiye ayırır. Kitabın ucte birisi Allah, yaratılış ve yaratılış katmanları uzerinedir. Bundan sonra da toplum teorisini inşa etmeye gecer. Boylece topluma bir ontolojik temel inşa eder. Boylece toplumun dunyadaki varlığı, dunya otesi metafizik varlığa uzanır.
Toplumun ontolojik boyutuyla bağlantılı bir şekilde, Kur ’an ’ı Kerim ’de onemli ilkeler vaz edilir. Bunlar sunnetullah kapsamında ifade edilen sosyolojik prensiplerdir. İman eden toplum, şukreden toplum, iyi ve kotuye ayrılan toplumlar, hakka rehberlik eden ve adaleti icra eden toplum (Araf, 181), kendini değiştiren toplum… Butun bu toplum vasıfları evrensel bir gerceklik olarak konulur. Zamana, tarihe ve yaşanılan doneme bağlı bir nitelik olarak ele alınmazlar. Bundan dolayı da butun zamanlarda ve butun tarihlerde karşımıza cıkabilecek toplumsal ozellikler ifade edilir. Aynı şekilde zulmeden toplum, gunahkÂr toplum, kÂfir toplum, korelmiş toplum, ezilmiş toplum, aşırı toplum (haddi aşan toplum), cahil toplum gibi “kotu toplumlardan”dan da bahsedilir.
Bahsedilenlerden iki ana toplum bicimi ortaya cıkmaktadır. Birincisi Cemiyet-i Kamil ’i temsil eden toplum, diğeri ise cahil toplum. “Vasat Ummet”, hayrı teşvik eden, akıl eden, duşunen, hidayet uzerine olan, iman eden toplumdur; Cemiyet-i Kamil toplumlarının ortak adıdır. Bu, Tevbe suresinde Dar ’us-Selam adıyla da anılır. Bu toplumlar tarih icinde adil olarak kurulmuş toplumlardır. Muslumanların ornek alması, yonelmesi ve yeniden inşa etmeleri gereken toplumlardır. Hz. Muhammed (s.a.v.), Medine ’de bu toplum bicimini kurmuştur. Medine toplum sitesi, Kur ’an ’ın bahsettiği vasat ummet ’in dunyadaki var oluşudur. İdeal toplumun tarih icinde peygamber onderliğinde inşa edilmesidir. Bu, Cemiyet-i Kamil ’in tarihteki somut modelidir.
TOPLUMUN SAPMALARI VE CAHİLİ TOPLUM Allah ’ın kitabında olumsuz toplum ornekleri de ele alınır. Bunların tumune cahil toplum (Araf, 138) adı da verebilir. Cunku cehaletin ilimsiz, şuursuz, imansız, ahlaksız, olcusuz, şukursuz gibi yonlerini taşır icinde. Cahili toplum nihayetinde sapma icinde olan, dalalette dolaşan, vahye kulak vermeyen, peygamber mesajına kalbini kapatan toplumdur. Yeryuzunde bu toplumların ceşitli orneklerine dikkat cekilir.
Kur ’an-ı Kerim ’de cahili toplumlar ceşitli vasıflarıyla anlatılırlar. Onemli ozellikleri arasında Allah ’ın verdiği nimetleri anmamak, Allah ’a iman etmemek, peygamberleri reddetmek, zalim olmak, haddi aşmak gelmektedir. Orneğin “tartı ve olcude”, “cinsel kimlikte” haddi aşan toplumların Allah ’ın gazabıyla cezalandırıldıkları anlatılır. Şuayb toplumu, Nuh toplumu ve Lut toplumu bu kapsamda yer almaktadır. Bu toplumlar hudutları aşarak aşırıya kacmışlar ve peygamberi dinlemeyerek dalaletlerinde ısrar etmişlerdir. Bundan dolayı da Allah ’ın gazabıyla ceşitli cezalara ducar olmuşlardır.
Kur ’an ’da bahsedilen toplumlar, Allah tarafından ozel secilerek ibret alınacak bicimde kurgulanarak anlatılmaktadır. Allah, bu toplum kıssalarını insanların bilinc dunyalarını uyandıracak ve toplumları keşfetmelerine katkı sağlayacak şekilde ifade etmektedir. Bu acıdan da mitolojiden tamamen farklıdır. Mitoloji, butunuyle insan muhayyilesinin urunu olan anlatılardır. İcinde kimi gercekler de barındırmalarına rağmen sonucta insan bilinci merkezdedir. Baştan başa insan hayalleri, ruyaları, gercekleri insan bilinc dunyasıyla şekillendirerek yeniden uretme tutumu baskındır. Oysa Kur ’an ’daki toplum kıssaları cemiyet-i kamil ve cemiyet-i cahil tarzlarını insanlara gostermek icindir. Gercekten yaşanmış bu olaylar Allah ’ın kurguları, Allah ’ın insanlara ibret olacak bicimde yorumladığı olaylardır.
Toplum kavramı, en genel manasıyla Kur ’an ’da zamanlar ustu ve tarih ustu bir bağlama yerleştirilerek anlatılır. Nuh, Lut, Musa, Davut vb. toplumların butun toplum zamanlarında gecerli olacak yonlerine dikkat cekilir. Bir acıdan Allah, toplumlar icin her zaman gecerliliğini koruyacak prensipleri bu toplumlar orneğinde sunarak insanların daha iyi anlamasını sağlamaya calışır. Elbette anlatı hem şiirsel hem de nesneldir. Bu yonuyle de hem gelenekci hem de modern anlatılardan farklılaşır. İnsanın hem aklına hem de mitik yonlerine hitap eder.
Muslumanlar bugun toplumsal kaoslar icinde yaşamaktadır. Kaosun urettiği catışma, yoksulluk, dalalet ve kargaşalardan kurtulmanın yolu, yeniden Allah ’ın gosterdiği toplum idealine bakmak ve onu anlamaktan (fıkh eden kalpler) gecer. Cemiyet-i Kamil, bu toplum idealimizdir. Allah ’ın cami sıfatının tezahur ederek var olduğu adil, hakperest, ahlaklı ve imanlı bir toplumdur. Peygamberimizin kıyamet gununde “ummeti, ummeti” dediği toplum da budur.
Kaynak: Ergun Yıldırım, Altınoluk Dergisi, Sayı: 438
İslam ve İhsan