Ebedî bir mûcize olan Kur ’Ân-ı Kerîm, pek cok hususiyete sahiptir. İşte Kuran'ı Kerim'in madde madde 12 ozelliği...Ebedî bir mûcize olan Kur ’Ân-ı Kerîm, pek cok hususiyete sahiptir. Bunların bir kısmını şoyle ifade etmek mumkundur:
Kur ’Ân-ı Kerîm, RahmÂn olan Allah ’ın insanlığa en buyuk rahmet tecellisidir, hayır ve berekettir. Âyet-i kerimelerde şoyle buyrulur: “RahmÂn; Kur ’Ân ’ı oğretti. İnsanı yarattı. Ona beyÂnı (anlayıp acıkca anlatmayı) oğretti.” (er-RahmÂn 55/1-4)
Sûrenin başında RahmÂn ismi zikredildikten sonra hemen peşinden “Kur ’Ân ’ı oğretti” buyrulmuştur. Bu da RahmÂn olan Allah ’ın insanlığa en buyuk rahmet tecellîsinin Kur ’Ân-ı Kerîm olduğuna işaret eder.
Diğer bir Âyet-i kerimede şoyle buyrulur:
“Allah ’a karşı gelmekten sakınanlara, «Rabbiniz size ne indirdi?» diye sorulur. Onlar, «Hayır indirdi» derler. Bu dunyada iyilik yapanlara guzel sonuclar vardır. Âhiret yurdu daha da hayırlıdır. Allah ’a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne guzel!” (en-Nahl 16/30)
AshÂb-ı kirÂmın ve takv ehli mu ’minlerin diliyle de ifade edildiği uzere Kur ’Ân kendisine inanan ve ittib edenler icin buyuk bir hayır, rahmet ve berekettir. İyiliktir ve hayra dÂvettir.[1]
Allah (c.c) kullarına oyle buyuk lutuflarda bulunmuştur ki onların İslÂm, Peygamber ve Kur ’Ân nimetlerini devamlı hatırlamaları, şukrunu ed etmeleri ve hakkını yerine getirmeleri lÂzımdır.[2] Nitekim CenÂb-ı Hak şoyle buyuruyor:
“…Allah ’ın size bahşettiği nimetleri, kitaptan ve hikmetten size oğut vermek uzere gonderdiklerini dilinizden duşurmeyin. Allah ’tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir.” (el-Bakara 2/231)
Kur ’Ân-ı Kerîm ’de en ufak bir şuphe, nazmında ve mÂnasında herhangi bir eğrilik yoktur. Âyet-i kerimelerde şoyle buyrulur: “Kendisinde hicbir şuphe bulunmayan şu yuce Kitap, muttakîler icin bir yol gostericidir.” (el-Bakara 2/2)
“Hamd o Allah ’a mahsustur ki, kuluna kitabı indirdi; onda hicbir eğrilik, carpıklık ve tutarsızlık yoktur.” (el-Kehf 18/1. Bkz. ez-Zumer 39/28)
Kur ’Ân-ı Kerîm Allah ’tan gelen bir nûr ve basirettir. Yuce Rabbimiz bunu ne guzel ifade buyurur: “Ey insanlar! Şuphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apacık bir nûr indirdik.” (en-Nis 4/174)
“…Şuphe yok ki size Allah ’tan bir nûr, apacık bir kitap geldi. Allah, kendisinin izniyle rızÂsını arayanları o kitapla selÂmet yollarına erdirir, onları karanlıklardan aydınlığa cıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir.” (el-MÂide 5/15-16)
Yuce Rabbimiz soruyor:
“Olu iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yuruyeceği bir nûr verdiğimiz kimsenin durumu, hic, karanlıklar icinde kalmış, bir turlu ondan cıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kÂfirlere, işlemekte oldukları cirkinlikler boyle suslu gosterilmiştir.” (el-En‘Âm 6/122)
Kur ’Ân ’da nice basîretler, hakkı gosteren nurlar vardır. O, aklı aydınlatır, zihni aydınlatır, kalbi aydınlatır, hayra goturen butun yolları aydınlatır. Allah TeÂl şoyle buyuruyor:
“…Bu (Kur ’Ân Âyetleri) Rabbinizden gelen basiretlerdir (gonul gozlerini aydınlatan nurlardır.) İman edecek bir topluluk icin bir hidayet kaynağı ve bir rahmettir.” (el-A‘rÂf 7/203)
Kur ’Ân, insanı karanlıklardan nûra cıkarır. Allah TeÂl şoyle buyurur:
“Elif-lÂm-rÂ. Bu, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, guclu ve ovguye lÂyık olan Allah ’ın yoluna cıkarman icin sana indirdiğimiz kitaptır.” (İbrÂhîm 14/1)
Ebû Zerr (r.a):
“−YÂ RasûlallÂh! Bana nasihatte bulun!” dediğinde Âlemlerin Efendisi (s.a.v):
“−Kur ’Ân okumaya ve Allah ’ı zikretmeye bak, cunku Kur ’Ân yeryuzunde senin icin bir nûr, gokyuzunde de bir azıktır” buyurmuşlardır.[3]
Kur ’Ân-ı Kerîm bir hidÂyet rehberidir, kendisine uyanları en doğru yola ulaştırır. Yuce Rabbimiz: هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَ ﴿2﴾
“Kur ’Ân, muttakîler icin bir yol gostericidir” buyurur. (el-Bakara 2/2)
Kur ’Ân-ı Kerîm, aslında “butun insanlar icin hidÂyet” olarak indirilmiştir.[4] Ancak onun hidÂyetinden sadece muttakîler istifade ederler. Kur ’Ân, insanları dunya ve Âhirette kendilerine faydalı olacak, Allah ’ın rızÂsını kazandıracak ve nihÂyet cennet ve cemÂlullÂha vÂsıl edecek dosdoğru yolu gosterir. Kur ’Ân ’ın hidÂyeti, inkÂrdan îmana, ondan da ihsan ve takvaya doğru bir hidÂyettir. İmandan sonraki hidÂyetin gercekleşmesi, ancak Kur ’Ân ’a tÂbî olmakla mumkundur. Âyet-i kerimelerde şoyle buyrulur:
“Hic şuphesiz bu Kur ’Ân, insanları her hususta en doğru yola, en sağlam ve en isabetli tutuma iletir. SÂlih ameller yapan mu ’minlere, kendilerini cok buyuk bir mukÂfatın beklediğini mujdeler. Âhirete inanmayanlar icin ise, can yakıcı bir azap hazırladığımızı haber verir.” (el-İsr 17/9-10)
Allah Rasûlu ’nun vefatının ertesi gunu, Muslumanlar Hz. Ebû Bekir ’e bey ’at ettiklerinde Omer (r.a) Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz ’in minberine cıktı. Hz. Ebû Bekir ’den once şehÂdet getirdikten sonra şoyle dedi:
“Allah TeÂlÂ, Rasûlu icin kendi katındakileri sizin yanınızdakilere tercih etmiştir. İşte şu Kitap, Allah ’ın peygamberinizi doğru yola ulaştırdığı kitabıdır. Ona sımsıkı sarılın ki Allah, onunla Rasûlu ’nu hidÂyete eriştirdiği gibi siz de hidÂyete eresiniz.”[5]
Kur ’Ân-ı Kerîm bir rûhtur. CenÂb-ı Hak şoyle buyurur: “İşte boylece sana da kendi buyruğumuzla bir rûh (Kur ’Ân) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun; ama şimdi onu, dilediğimiz kullarımızı kendisiyle doğruya eriştirdiğimiz bir nûr kıldık. Hic şuphe yok ki sen doğru yolu gostermektesin.” (eş-Şûr 42/52. Bkz. en-Nahl 16/2; el-Mu ’min 40/15; el-MucÂdele 58/22)
İnsanlar Kur ’Ân ile hayat bulurlar. Suyun ve yağmurun olu toprağa hayat verdiği gibi Kur ’Ân da sağır, dilsiz, kor, akletmeyen, yeryuzunde Âdeta olu gibi gezen inancsız insanlara îmÂnla hayat verir.[6]
Kur ’Ân-ı Kerîm ’de herhangi bir ihtilÂfa, tenÂkuza, tutarsızlık ve celişkiye rastlanmaz. Onun sûreleri ve Âyetleri birbirini destekler; biri diğerini tekit eder ve acıklar. Âyet-i kerimede şoyle buyrulur: “Kur ’Ân ’ı inceleyip uzerinde hic duşunmuyorlar mı? Eğer o Allah ’tan başka birinden gelmiş olsaydı onda bircok tutarsızlık ve celişki bulurlardı!” (en-Nis 4/82)
Kur ’Ân-ı Kerîm, sozlerin en guzelidir, اَحْسَنَ الْحَد۪يثِ (ahsenu ’l-hadîs)tir. Emsalsiz fesahat ve belağatıyla akıllara ve kalplere tesir eder. Dinleyenleri hayrÂn bırakıp kendine meftûn eder. Anlamını bilmeyenler dahi onu dinlediklerinde kalpleri titrer, derileri urperir, ruhları coşup aşk ve heyecana gelir. Kur ’Ân ile gonuller huzura erer, kalpler ve deriler Allah ’ın zikrine alışıp yumuşar. CenÂb-ı Hak şoyle buyuruyor: “Allah, kendi icinde uyumlu, gercekleri tekrar tekrar dile getiren bir kitap olarak sozlerin en guzelini indirdi…” (ez-Zumer 39/23)
Kur ’Ân-ı Kerîm “mesÂnî”dir (اَلْمَثَانِي). Muhim olan bilgileri bazen aynı, bazen farklı ifadelerle zaman zaman tekrar eder. Ama bu tekrarı mutedil bir şekilde, bıktırmadan en guzel bir uslupla ve yerinde yapar. İnsan nefsi, nasihatten hoşlanmaz. Eğer bir konu tekrar tekrar anlatılmazsa onun aklına tam olarak yerleşmez. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.v) de onemli cumlelerini uc, hatta bazen yedi defa tekrar ederdi.[7] MesÂnî kelimesinin bir diğer anlamı da şudur: Kur ’Ân-ı Kerîm ’de mevzular umûmiyetle cift cift anlatılır. Emir-yasak, helÂl-haram, umûmî-husûsî, goklerin durumu-yerin durumu, cennet-cehennem, karanlık-aydınlık, melekler-şeytanlar, mujde-uyarı, umit-korku peş peşe gelir.
Kur ’Ân-ı Kerîm her yonuyle azamet sahibi bir kitaptır. Buyuk bir nimet, muazzam ve dehşetli bir haberdir.[8] MÂnÂları yuce, uslûbu guzel, metodu sağlam, hukumleri şumullu ve tesiri kuvvetlidir. Oyle bir heybeti ve kudsiyeti vardır ki insan-cin, mu ’min-kÂfir işiten herkesin kalbinde buyuk bir tesir bırakır. İnsanı en sağlam, en doğru, en faydalı ve en şerefli hedeflere yoneltir. Mucizevî yonleriyle kÂfirleri Âciz bırakır. Duşmanları bile onun yuceliğine şehÂdet ederler. Ona iman edip emirlerine uyan kimse ise şereflerin en buyuğunu kazanır.[9] Kur ’Ân-ı Kerîm son derece değerli ve şerefli bir kitaptır. Allah TeÂl “Bakın! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki bilseniz, bu gercekten pek buyuk bir yemindir” buyurduktan sonra “Şuphesiz o, değeri cok yuce Kur ’an ’dır. Korunmuş bir kitapta bulunmaktadır”[10] buyurmuştur. Yani bu yeminin buyukluğunu anlarsanız, kendisi icin yemin edilen şeyin azametini de anlarsınız ki o da cok değerli Kur ’Ân ’dır.[11] Kur ’Ân-ı Kerîm hakîmdir, yani ihtiv ettiği hukumleri ve delilleri sebebiyle son derece muhkem ve sağlamdır. BÂtıl ehli ondan ne bir şey eksiltebilir, ne de ona bir şey ilÂve edebilir. Pek kıymetli oğutler, hatırlatmalar ve ibretler ihtiv eder. O, cok değerli ve şerefli bir kitaptır. Uc Âyette bu vasıfları zikredilerek Kur ’Ân uzerine yemin edilmiştir.[12] Rasûlullah (s.a.v) hÂtemu ’n-nebiyyîn yani peygamberlerin sonuncusu olduğu gibi, ona indirilen Kur ’Ân-ı Kerîm de son ilÂhî kitaptır. KıyÂmete kadar artık ne başka bir peygamber, ne de başka bir kitap gelecektir. Butun zamanların ve mekÂnların dini olan İslÂm, Allah tarafından tamamlanmış ve kemÂle erdirilmiştir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Bugun sizin dininizi kemÂle erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslÂm ’ı sectim...” (el-MÂide 5/3)
Bu Âyetten hareketle Kur ’Ân-ı Kerîm ’in İslÂm ’ı kemÂle erdirmek icin indirildiğini soyleyebiliriz. Diğer bir Âyet-i kerimede şoyle buyrulur:
“Onlar Allah ’ın nûrunu ağızlarıyla ufleyip sondurmek istiyorlar. Allah ise, kÂfirler hicbir zaman hoşlanmasa da, nûrunu mutlaka tamamlamak istiyor. Allah, Rasûlu ’nu doğru yolun ta kendisiyle ve adÂlet ve hakkaniyet uzerine kurulan hak dini ile gonderdi ki, muşrikler hicbir zaman istemese de, o dini diğer butun dinlere ustun ve hÂkim kılsın.” (et-Tevbe 9/32-33. Ayrıca bkz. es-Saff 61/8-9)
[1] İbnu ’l-Cevzî, ZÂdu ’l-mesîr, 2: 557; İbn Kesîr, Tefsîr, 4: 568.
[2] Nesefî, MedÂrik, 1: 193.
[3] Ebû HÂtim Muhammed b. HibbÂn el-Bustî (o. 354/965), Sahîhu İbn HibbÂn, Beyrut, 1993, 2: 78.
[4] Bkz. el-Bakara 2/185.
[5] BuhÂrî, İ ’tisÂm, 1, AhkÂm, 51; İbn Hacer, Fethu ’l-BÂrî, 13: 246.
[6] Bkz. el-EnfÂl 8/20-24.
[7] Bkz. BuhÂrî, İlim 30; Tirmizî, Fiten 76.
[8] el-Hıcr 15/87; SÂd 38/67.
[9] Dûserî, Azametu ’l-Kur ’Âni ’l-Kerîm, s. 31-44.
[10] el-VÂkıa 56/75-78.
[11] İbn Kesîr, Tefsîr, 7: 544.
[12] YÂ-sîn 36/2; SÂd 38/1; KÂf 50/1.
Kaynak: Doc. Dr. Murat Kaya, Kitabımız Kur ’Ân MuhtevÂsı ve Fazîletleri, Erkam Yayınlıar
İslam ve İhsan
Kuran ı Kerime Karşı Gorevlerimiz Nelerdir?
SURE NEDİR?
Ayet ve Sûrelerin Tertibini Kim Yapmıştır?
Sûre İsimlerini Kim Belirlemiştir?