
Allah ’ın insanlara lutfu ve ikramı ile ilgili ayetler hangileridir?Allah ’ın ademoğluna lutfu ve ikramı pek coktur. Nitekim ayet-i kerimelerde şoyle buyrulur:
ALLAH ’IN LUTFU VE İKRAMI HAKKINDA AYETLER O Rabbiniz, sizin icin yeryuzunu bir doşek, goğu de bir bin yaptı. Gokten yağmur indirip onunla size rızık olarak ceşitli meyveler, urunler cıkardı. O halde, siz de gerceği bile bile Allah ’a ortak koşmayın! (Bakara / 22. Ayet)
***
Hastalık, korluk, topallık gibi bir mazereti bulunmaksızın savaştan geri kalıp evde oturan mu ’minlerle, mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaşanlar elbette bir değildir. Allah, mallarıyla canlarıyla savaşanları, herhangi bir sebeple savaştan geri kalan kimselerden derece itibariyle daha ustun tutmuştur. Gerci Allah, her birine varılacak en guzel yurt olan cenneti va‘detmektedir. Yine de Allah, cihÂd edenleri, pek buyuk bir mukÂfatla, mucÂdeleden kacıp oturanlara ustun kılmıştır. (Nis / 95. Ayet)
***
Melekler, dininin emirlerini yerine getirmeyerek kendilerine yazık ederken canlarını aldıkları kimselere: “Sizler ne işle meşguldunuz?” diye sorarlar. Onlar: “Biz duşman yurdunda dinimizi yaşamaktan Âciz bırakılmış, gercekten zayıf kimselerdik” derler. Melekler de onlara: “Allah ’ın arzı geniş değil miydi? Orada uygun bir yere hicret etseydiniz ya!” derler. Onların varacağı yer cehennemdir. Orası, son durak olarak ne fen bir yerdir. (Nis / 97. Ayet)
***
Ancak hicbir careye gucu yetmeyen ve hicret icin bir yol bulamayan gercekten Âciz ve zayıf erkekler, kadınlar ve cocuklar bunun dışındadır. (Nis / 98. Ayet)
***
Allah ’ın bunları affedeceği umulur. Allah cok affedici, cok bağışlayıcıdır. (Nis / 99. Ayet)
***
Rasûlum! Eğer uzerinde Allah ’ın lutuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir grup vereceğin hukumde seni bile adÂletten saptırmaya kesinlikle yeltenmişti. Fakat onlar, başkasını değil ancak kendilerini saptırırlar ve sana da hicbir zarar veremezler. Cunku Allah, sana kitabı ve hikmeti indirmekte ve sana bilmediğin şeyleri oğretmektedir. Allah ’ın sana olan lutfu gercekten cok buyuktur. (Nis / 113. Ayet)
***
Munafıklar, sizinle ilgili olup bitenleri cok yakından izler ve devamlı olarak havayı yoklarlar: Şayet Allah size bir zafer lutfederse: “Biz de sizinle beraber değil miydik?” derler. Eğer kÂfirlerin zaferden bir payı olursa, o zaman da onlara yaklaşmak icin: “Biz size yardım ederek gÂlibiyetinizi temin etmedik mi? Mu ’minlerden gelecek felaketlere karşı sizi korumadık mı?” derler. Allah, kıyÂmet gunu aranızda hukmunu verecektir. Allah, mu ’minler aleyhinde kÂfirlere, kalıcı bir gÂlibiyet icin kesinlikle fırsat tanımayacaktır. (Nis / 141. Ayet)
***
Munafıklar, kendilerince guy Allah ’ı aldatmaya calışıyorlar. Oysa Allah, onların hilelerini surekli kendi başlarına ceviriyor. Onlar namaza kalktıklarında tembel tembel kalkarlar, insanlara gosteriş yaparlar ve Allah ’ı da pek az hatırlarına getirirler. (Nis / 142. Ayet)
***
Gercek şu ki, sağmal hayvanlarda da sizin icin buyuk bir ibret bulunmaktadır. Nitekim, onların karınlarında fışkı ile kan arasından cıkardığımız, icenlerin boğazından kolayca gecen, lekelerden arınmış temiz bir sutle sizi besliyoruz. (Nahl / 66. Ayet)
***
Hurma ağaclarının ve uzum asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir icki hem de guzel bir rızık elde edersiniz. Şuphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum icin kesin bir delil vardır. (Nahl / 67. Ayet)
***
Rabbin bal arısına şoyle vahyetti: “Dağlarda, ağaclarda ve insanların kurdukları cardaklarda kendine goz goz kovan edin.” (Nahl / 68. Ayet)
***
“Sonra her turlu meyveden ye de, bal yapmak uzere Rabbinin sana takip etmen icin belirlediği yolları tam bir inkıyatla tut!” Onların karınlarından ceşitli renklerde bir şerbet cıkar ki onda insanlara şifa vardır. Şuphesiz bunda, sistemli bir şekilde duşunen kimseler icin kesin bir delil ve ibret vardır. (Nahl / 69. Ayet)
***
Allah, rızık konusunda bazınızı bazınızdan ustun kıldı. Ama kendilerine daha fazla rızık verilenler, sahip oldukları rızıktan ellerinin altında bulunan kole ve hizmetcilere kendileriyle eşit seviyede olacakları olcude vermezler. Hal boyleyken, nasıl oluyor da uzerlerinde bulunan Allah ’ın bunca nimetini ve hakkını bile bile inkÂr ediyorlar? (Nahl / 71. Ayet)
***
Allah sizin icin kendi cinsinizden eşler yarattı; eşlerinizden de size evlatlar ve torunlar verdi. Sizi temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdı. Buna rağmen bazıları, asılsız şeylere inanıp, Allah ’ın bunca nimetine karşı nankorluk mu ediyorlar? (Nahl / 72. Ayet)
***
Allah sizi annelerinizin karnından hicbir şey bilmez halde cıkardı; size işitme ozelliği, gozler ve gonuller verdi. Umulur ki şukredersiniz. (Nahl / 78. Ayet)
***
Allah yarattığı şeylerden sizin icin golgeler yaptı ve kimi dağlarda sizin icin barınaklar meydana getirdi. Sizi sıcaktan ve soğuktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi duşmandan koruyacak zırhlar var etti. Allah, size olan nimetini boylece tamamlıyor ki, tam bir teslimiyetle O ’na yonelip itaat edesiniz. (Nahl / 81. Ayet)
***
İnsan, hakkında hayırlı olacak şeyler icin dua ettiği gibi şer olacak şeyler icin de dua eder. Cunku insan, cok acelecidir. (İsr / 11. Ayet)
***
Biz dunyayı isteyenlere de, Âhireti isteyenlere de Rabbinin nimetlerinden bol bol veririz. Cunku Rabbinin nimetleri kimseden esirgenmiş değildir. (İsr / 20. Ayet)
***
İnsanları dunyada ceşitli yonlerden birbirlerine nasıl ustun kıldığımıza bir baksana! Ama Âhirette sahip olunacak dereceler ve ustunlukler elbette daha buyuk olacaktır. (İsr / 21. Ayet)
***
Rabbiniz O ’dur ki lutf u kereminden nasibinizi arayasınız diye sizin icin denizde gemileri kolaylıkla akıtıp yuzdurur. Gercekten O, size karşı cok merhametlidir. (İsr / 66. Ayet)
***
Gercekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir coğundan ustun kıldık. (İsr / 70. Ayet)
***
“Yeryuzunu size doşek yapan, orada sizin icin yollar ve gecitler acan, gokten yağmur yağdırıp su indiren yine O ’dur.” İşte biz o suyla turlu turlu bitkilerden cift cift bitiriyoruz. (TÂ-HÂ / 53. Ayet)
***
O bitkilerden hem siz yiyin, hem de hayvanlarınızı otlatın. Şuphesiz bunda akıl sahipleri icin nice dersler, nice deliller vardır. (TÂ-HÂ / 54. Ayet)
***
Gormedin mi Allah, gokyuzunden bir su indirir de yeryuzu onunla yemyeşil hÂle gelir. Şuphesiz Allah, en derin, en gorunmez şeylere nufûz edip lutufta bulunandır; her şeyi en mukemmel şekilde bilendir. (Hac / 63. Ayet)
***
Gormedin mi Allah, yeryuzunde olan her şeyi ve denizde emriyle akıp giden gemiyi sizin emrinize verdi. Kendi izni olmadan yerin uzerine duşmesin diye goğu de O tutmaktadır. Şuphesiz Allah insanlara cok şefkatlidir, cok merhametlidir. (Hac / 65. Ayet)
***
Size hayat veren Allah ’tır. Sonra sizi oldurecek, daha sonra sizi tekrar diriltecek olan da O ’dur. Ama insan, gercekten pek nankordur. (Hac / 66. Ayet)
***
Gokten belli bir olcuye gore su indirip, onu yeryuzunde tuttuk ve yeraltında depoladık. Unutmayın ki, bizim onu yok etmeye de elbette gucumuz yeter. (Mu'minûn / 18. Ayet)
***
Ayrıca, gerek o hayvanlara, gerekse gemilere binerek ulaşımınızı sağlarsınız. (Mu'minûn / 22. Ayet)
***
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilin ki o, ısrarla hayÂsızlığı, cirkin ve kotu işleri yapmayı emreder. Eğer uzerinizde Allah ’ın lutfu ve merhameti olmasaydı, sizden hic kimse ebediyen temize cıkamazdı. Ancak Allah dilediği kullarını temize cıkarır. Allah her şeyi hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir. (Nûr / 21. Ayet)
***
Gormez misin, Rabbin golgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra biz, guneşi golgenin varlığına bir delil yaptık. (Furkan / 45. Ayet)
***
Sonra guneşin yukselmesiyle onu yavaş yavaş kendimize doğru cekip ortadan kaldırırız. (Furkan / 46. Ayet)
***
Sizin icin geceyi bir ortu, uykuyu bir dinlenme, gunduzu de yeniden hayata uyanıp calışmak uzere yeryuzunde dağılma vakti kılan O ’dur. (Furkan / 47. Ayet)
***
RuzgÂrları rahmetinin onunde mujdeleyici olarak gonderen de O ’dur. Biz, gokyuzunden tertemiz bir su indiririz. (Furkan / 48. Ayet)
Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri
قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ جَعَلَ اللّٰهُ عَلَيْكُمُ الَّيْلَ سَرْمَدًا اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأْت۪يكُمْ بِضِيَٓاءٍۜ اَفَلَا تَسْمَعُونَ
Rasûlum! De ki: “Duşunun bakalım, eğer Allah kıyÂmet gunune kadar geceyi uzerinizde aralıksız devam ettirse, Allah ’ın dışında, size ışık getirebilecek bir ilÂh kimdir? HÂl gerceğe kulak vermeyecek misiniz?” (Kasas / 71. Ayet)
***
De ki: “Duşunun bakalım, eğer Allah kıyÂmet gunune kadar gunduzu uzerinizde fÂsılasız devam ettirse, Allah ’ın dışında, size icinde istirahat edeceğiniz geceyi getirecek bir ilÂh kimdir? HÂl gerceği gormeyecek misiniz?” (Kasas / 72. Ayet)
***
Kullarına olan merhametinden oturu Allah, sizin icin geceyi ve gunduzu yarattı ki geceleyin sukûnete erip dinlenesiniz, gunduzun de O ’nun lutfundan rızkınızı arayıp şukredesiniz. (Kasas / 73. Ayet)
***
O ’nun varlığının delillerinden biri de, ruzgÂrları mujdeciler olarak gondermesidir. Boylece size rahmetini tattırır, gemiler O ’nun koyduğu ilÂhî kanunlara gore akıp gider ve bu vesileyle siz de O ’nun lutfundan rızkınızı ararsınız. Umulur ki, butun bu nimetlere şukredersiniz. (Rûm / 46. Ayet)
***
Gormez misiniz ki Allah, goklerde ne var yerde ne varsa hepsini hizmetinize vermiş olup, acık ve gizli, maddî-mÂnevî tum nimetlerini uzerinize yağmur gibi yağdırmaktadır? Buna rağmen oyle insanlar var ki, ne doğru bir bilgiye, ne yol gosterici bir rehbere, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışıp durur. (Lokman / 20. Ayet)
***
Hic gorup duşunmezler mi ki, biz suyu kupkuru topraklara gonderiyoruz da, onunla hem hayvanlarının hem de kendilerinin yiyecekleri ekinler cıkarıyoruz. HÂl gozlerini acıp gerceği gormeyecekler mi? (Secde / 27. Ayet)
***
Olu toprak, onlara Allah ’ın sonsuz kudretini ve yeniden dirilişi ispatlayan muhteşem bir delildir. Şoyle ki, her bahar biz o toprağa hayat veriyor ve oradan canlıların yiyip beslendikleri ceşit ceşit ekinler, urunler cıkarıyoruz. (YÂsin / 33. Ayet)
***
Yine o yerde hurma bahceleri, uzum bağları var ediyor; oradan pınarlar, gozeler fışkırtıyoruz. (YÂsin / 34. Ayet)
***
Gormezler mi ki, bizzat ellerimizin yaptıklarından onlar icin nice hayvanlar yarattık? Kendileri de bu hayvanlara kolayca sahip olmakta ve onları diledikleri gibi kullanabilmektedirler. (YÂsin / 71. Ayet)
***
Biz bunları emirlerine boyun eğdirdik; bir kısmına binerler, bir kısmından da yerler. (YÂsin / 72. Ayet)
***
Bu hayvanlarda onlar icin nice faydalar ve icecekleri sutler vardır. HÂl şukretmeyecekler mi? (YÂsin / 73. Ayet)
***
Geceyi huzur icinde dinlenmeniz icin sessiz ve karanlık; gunduzu de calışabilmeniz icin aydınlık kılan Allah ’tır. Gercekten Allah insanlara karşı pek buyuk lutuf sahibidir; ne var ki insanların coğu şukretmez. (Mu'min / 61. Ayet)
***
O Allah ki yeryuzunu sizin icin yaşamaya musait bir mekan, goğu de emniyet kalkanı gibi bir kubbe yaptı. Size sûret verdi, sûretlerinizi de en guzel şekle koydu. Sizi temiz ve helÂl nimetlerle rızıklandırdı. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Âlemlerin Rabbi olan Allah yuceler yucesidir, butun nimet, feyiz ve bereketlerin kaynağıdır. (Mu'min / 64. Ayet)
***
Bir kısmına binesiniz, bir kısmının etinden de yiyesiniz diye hayvanları sizin icin var eden Allah ’tır. (Mu'min / 79. Ayet)
***
Onlarda sizin icin daha nice menfaatler vardır. Gonullerinizdeki bir arzuya onlara binerek ulaşırsınız. Hem onlara hem de gemilere biner, yuklerinizi taşırsınız. (Mu'min / 80. Ayet)
***
O Allah ki, yeryuzunu sizin icin bir beşik kıldı; gideceğiniz yere şaşmadan varasınız diye orada sizin icin yollar, gecitler ve turlu turlu ulaşım imkÂnları var etti. (Zuhruf / 10. Ayet)
***
Gokten suyu belli bir olcuye gore indiren de O ’dur. Biz onunla olu bir beldeye yeniden hayat veririz. İşte siz de, bitkilerin her bahar yeniden dirilmesi gibi diriltilip kabirlerden cıkarılacaksınız. (Zuhruf / 11. Ayet)
***
Butun varlık turlerini cift cift yaratan, sizin icin gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyler var eden de O ’dur. (Zuhruf / 12. Ayet)
***
O Allah ki icinde gemiler O ’nun koyduğu kanunlara gore akıp gitsin ve siz de O ’nun lutfundan nasibinizi arayasınız diye denizleri sizin hizmetinize verdi. Umulur ki şukredersiniz. (CÂsiye / 12. Ayet)
***
Ayrıca O, goklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi tarafından bir lutuf olarak sizin hizmetinize verdi. Butun bunlarda duşunen bir toplum icin elbette nice dersler ve ibretler vardır. (CÂsiye / 13. Ayet)
***
Peki onlar, uzerlerinde yukselip giden goğu nasıl mukemmel bir nizam icinde bin ettiğimize, onu yıldızlarla nasıl suslediğimize ve onda en kucuk bir catlağın, kusur ve duzensizliğin olmadığına ibretle bakmazlar mı? (Kaf / 6. Ayet)
***
Biz gokten bereketli bir su indirmekte, onunla meyve dolu bağlar bahceler, tahıl urunu olarak bicilecek taneler bitirmekteyiz. (Kaf / 9. Ayet)
***
Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat siz goremezsiniz. (VÂkıa / 85. Ayet)
***
İnsan, yediği yiyecekleri Allah ’ın nasıl yaratmakta olduğunu bir duşunsun! (Abese / 24. Ayet)
***
Biz yağmuru şarıl şarıl akıtıyoruz. (Abese / 25. Ayet)
***
Sonra toprağı uygun şekilde yarıyoruz. (Abese / 26. Ayet)
***
Boylece orada yetiştiriyoruz ekinler, dÂneler, (Abese / 27. Ayet)
Kaynak: kuranvemeali.com
İslam ve İhsan