
“Her kim, bu carcabuk gecen dunyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dunyada hemen verir...” ayetini nasıl anlamalıyız?Cenab-ı Hak, emeğinin karşılığını (olmeden) bu dunyada almak isteyenleri şoyle uyarıyor:
“Her kim, bu carcabuk gecen dunyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dunyada hemen verir. Sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.” (İsr sûresi, 18)
KİM BU GECİCİ DUNYAYI DİLERSE... İnsanlardan bazısı sadece bu dunya icin calışır, calışmasının karşılığını da olmeden bu dunyada almak isterse, Allah ona karşılığını burada, bu dunyada peşin verir. Fakat herkese, aynı seviyede ve kişinin istediği kadar değil, CenÂb-ı Hak kendi dilediği kadar verir. Cunku herhangi bir işin kıymeti o işi yapanın isteği ile değil, calıştıranın kabulu ile karara bağlanır. Bununla beraber herkesin yaptığı işin karşılığı tam olarak verilir ve hicbirinin hakkı yenilmez, hic kimseye zulmedilmez. Aceleci olmak ve her şeyin karşılığını bu dunyada almak başlangıcta hoş gorunse de sonu oldukca acıklıdır. Bu acıklı sonu hak edenlerin munÂfıklar olduğu ifade edilir.
Dunyada kendilerine nimet verilenlerin bir kısmı bunları kotu ve cirkin, haram olan yollarda sarfetmek suretiyle kendi elleriyle cehenneme hazırlık yapmış olurlar. Fakat Allah ’a hakkıyla inananlar ve imanlarının şuurunda olanlar verilen her nimetin kıymetini bilir, onu yerli yerine harcar ve bir hesap gununun olduğuna, her şeyin hesabının orada sorulacağına inanırlar. Ayrıca mu ’minler, dunya hayatının gecici, Âhiretin ise ebedî olduğunun bilinci icinde hareket ederler.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan