
İnfitÂr, "yarılmak" mÂnÂsına geliyor. Goğun yarılmasından (infitar) bahsettiği icin bu isimle anılmıştır. Bu sûre ile onceki Tekvir sûresi kıyamet gunu ve o gunde olacak korku verici buyuk hadiselerle ilgilidir. Peygamberimiz, gozuyle goruyormuşcasına kıyameti anlamak isteyen kişinin Tekvir, İnfitar ve İnşikak surelerini okumasını soylemiştir.
Kıyametin dehşetli hÂlini gozler onune seren sûreyi kurr hÂfızların reisi, merhum Abdurrahman Gurses Hoca, "İstanbul tavrı" ile okuyor. Yazının son kısmada ise İstanbul tavrıyla ilgili birkac notu yine Abdurrahman Gurses Hoca'nın talebelerinden Yrd. Doc. Dr. Fatih Collak hocanın kaleminden okuyacaksınız.
İNFİTAR SÛRESİ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
إِذَا السَّمَاء انفَطَرَتْ * وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ * وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ * وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ * عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ * يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ * الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ * فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاء رَكَّبَكَ * كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ * وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ * كِرَامًا كَاتِبِينَ * يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ * إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ * وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ * يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ * وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ * وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ * ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ * يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئًا وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ
İNFİTAR SÛRESİ MEÂLİ [1]
RahmÂn ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Gok yarıldığı zaman, ﴾1﴿ Yıldızlar sacıldığı zaman, ﴾2﴿ Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman, ﴾3﴿ Kabirlerin icindekiler dışarı cıkarıldığı zaman, ﴾4﴿ Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. ﴾5﴿ Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip olculu yapan, dilediği bir bicimde seni oluşturan comert Rabbine karşı seni ne aldattı? ﴾6-8﴿ Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz. ﴾9﴿ Halbuki uzerinizde muhakkak bekciler, değerli yazıcılar vardır. ﴾10-11﴿ Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler. ﴾12﴿ Şuphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. ﴾13﴿ Şuphesiz, gunahkÂrlar da cehennemdedirler. ﴾14﴿ Hesap ve ceza gunu oraya gireceklerdir. ﴾15﴿ Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir. ﴾16﴿ Hesap ve ceza gununun ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾17﴿ Evet, hesap ve ceza gununun ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾18﴿ O gun kimse kimseye hicbir fayda sağlayamayacaktır. O gun buyruk, yalnız Allah'ındır. ﴾19﴿
İSTANBUL TAVRI HAKKINDA BİLGİ
“Okunan kitap” vasfına sahip olan Kur ’an-ı Kerim ’in kendine ozgu bir cercevede okunuşu genel olarak “tilÂvet” kelimesiyle ifade ediliyor. TilÂvet tecvid kurallarının icrÂsıyla, guzel ses ve musiki eşliğinde sesli olarak gercekleşen bir okumadır ve yalnız Kur ’an ’a hastır. [2]
Başlangıctan gunumuze kadar Muslumanlar arasında bu cercevede gercekleşen Kur ’an tilÂvetinde muhatapların hancere yapıları, konuştukları dilin fonetiği, milliyetlerine ozgu ses vb. ozellikler farklı iki temel yorumun ortaya cıkmasına sebep olmuş. Kur ’an tilÂvetinde “tavır” olarak nitelendirilen bu farklı yorumdan biri Mısır merkezli Arap, diğeri İstanbul merkezli Turk tavrı. Arap diliyle inen Kur ’an ’ın bu dilin ses fonetiği ve kalıpları cercevesinde Arap tavrı uzere okunması ne kadar tabiî bir olgu ise, farklı hancere yapısına ve kendilerine ozgu ses ozelliklerine sahip gayr-ı Arap Muslumanlar tarafından kendilerine has bir tavırla kıraat edilmesi de o kadar tabiî bir hadise. Zira Kur ’an ’ın indiği dilde bu dilden kaynaklanan ve Hz. Peygamber ’in Allah (cc) ’tan aldığı ruhsata dayalı olarak ortaya cıkan kıraat farklılıklarına gosterilen musamaha ve verilen ruhsatın, milliyeti Arap olmayanların kendi tavırlarıyla Kur ’an okumalarına gosterilmeyeceğini, onların boyle bir ruhsattan mahrum edileceğini duşunmek mumkun değildir.
Turk milleti de İslÂm ile muşerref olduğu tarihten gunumuze uzanan surecte hancere yapıları, kendilerine has ses fonetiği ve musiki cizgileriyle bir Kur ’an tavrı oluşturmuştur.
İSTANBUL TAVRININ GENEL KARAKTERİSTLİĞİ
Kur ’an ’a yakışmayan icr tavırlarından (mevlid, kaside, gazel, ilÂhi vs. mûsiki formatlardan) uzaktır. TilÂvette hÂkim ve oncelikli unsur tecvid kurallarının hakkıyla icrasıdır.Okuyuş esnasında ifrat ve tefrit soz konusu değildir; harflerin mahrec ve sıfat değerlerinde aşırılık veya bu noktada bir ihmÂl soz konusu değildir. TilÂvet seyirlerinin (tahkik, tedvir, hadr) icrÂsında med vs. olculere riÂyet esastır.TilÂvet Turk musikisin birbirinden guzel ve zengin makamları ve maharetle seslendirilen gırtlak nağmeleriyle icr edilir. Ana makamlardan ara, ara makamlardan ana makamlara gecişlerde makamlar arası yakınlık ve uyum, daldan dala atlayan nÂzenin geckiler esastır.Akıcı ve tatlı bir tilÂvet hÂkimdir. Bir başka tavrı taklit etmekten uzaktır.Pes ve tiz perdeler arasında tedrîcilik ve tenÂsub esastır. Durak mahallerinde askılı (uzun aralı) okuma soz konusu değildir.TilÂvette tecvid lokomotif, makam vagon mesabesindedir. Merkezi İstanbul olan bu tavrın en guzide temsilcileri İstanbul ’da yetişmiş, Anadolu ’dan bu şehre gelen hÂfızlar onlardan istifade etmiştir.
Dipnotlar: [1] İnfitar Sûresi'nin meÂli Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırlamış olduğu Kur'Ân portalından temin edilmiştir. bkz: www.kuran.diyanet.gov.tr [2] Kur'Ân Tilavetinde İstanbul Tavrı, Yrd. Doc. Dr. Fatih Collak, detaylı bilgi ici bkz: www.kuranakademi.com
İslam ve İhsan