
Yusuf suresinin fazileti ve sırları nedir?Yusuf suresi, Kur ’Ân-ı Kerîm ’in on ikinci sûresidir.
Yûsuf sûresi Mekke ’de inmiştir. 111 Âyettir. İsmini, icinde kıssası tafsilatlı bir şekilde anlatılan Hz. Yûsuf ’tan (a.s.) alır. Mushaf tertibine gore 12, iniş sırasına gore 53. sûredir.
Nuzûl sebebi, sahÂbîlerin Hz. Peygamber ’den kıssa niteliğinde Âyetler okumasını talep etmeleridir. Sûrenin geliş hikmetini Resûl-i Ekrem ’i teselli etme şeklinde acıklayanlar da vardır. Zira burada kardeşlerinin Yûsuf ’a eziyet ettiği anlatılmaktadır; dolayısıyla Resûlullah ’a da kendi kavminin eziyet ettiğine, fakat sonunda Yûsuf ’un ustun gelmesi gibi Resûlullah ’ın da inanmayanlara karşı zafer kazanacağına işaret vardır. (Taberî, XII, 195-196, 201, 221; Âlûsî, XII, 500-501) Yûsuf sûresi 111 Âyet olup fÂsılası “ر، ل، م، ن” harfleridir. Son Âyetinde de belirtildiği uzere sûre kıssadan hisse alma hedefine yoneliktir.
YUSUF SURESİNİN FAZİLETİ Yûsuf sûresinin başında muhtevasının apacık Kur ’an ’ın Âyetlerinden olduğu vurgulanır ve ilk muhataplarınca anlaşılabilmesi icin Arap diliyle indirildiği bildirilir. 3. Âyette Hz. Peygamber ’e hitap edilerek kendisine daha once bilmediği “ahsen-i kasas”ın anlatılacağı ifade edilir. Mufessirler bu terkibe “gecmiş zamanlarda vuku bulmuş en guzel olaylar butunu” veya “gecmişte cereyan etmiş bir olayın en guzel şekilde anlatılması” mÂnasını vermiş, Ebû Mansûr el-MÂturîdî ahsen-i kasası “en doğru kıssa” diye yorumlamıştır (TeǿvîlÂtu ’l-ĶurǿÂn, VII, 269)
ŞehÂbeddin el-Âlûsî, Yûsuf kıssasının en guzel oluşunu şoyle acıklar: Kıssa haset edenle edilen, efendi ile kole, şahitle hakkında şehÂdet edilen, Âşıkla mÂşuk, hapiste kalanla serbest bırakılan, bollukla kıtlık, gunahla bağışlanma, ayrılıkla vuslat, hastalıkla sıhhat, zilletle izzet gibi zıtlıklar icermekte ve hasedin mahrumiyet doğurduğu, sabrın kurtuluşun anahtarı olduğu, aklın duygulara galip gelmesinin hayatın duzenini sağladığı bildirilmektedir.
Sûrenin Resûl-i Ekrem ’e hitap eden bundan sonraki kısmında Yûsuf kıssasında anlatılanların vahiy ile gelen gayb haberlerinden olduğu, kıssada gecen hadiselerin hicbirine şahit olmayan kendisinin onları başka bir yolla bilemeyeceği, bu gerceğe ve onun butun cabalarına rağmen insanların coğunun iman etmediği ifade edilir. Esasen goklerde ve yerde gonlunu ilÂhî gerceklere acanlar icin bircok işaretin bulunduğu, buna karşılık inananların ekserisinin Allah ’a ortak koştuğu ve O ’na iman etmediği belirtilir. İmam MÂturîdî buradaki ortak koşmanın imanda, ibadette veya ilÂhî nimetlere şukretmede olabileceğini kaydeder (TevîlÂtu ’l-ĶurÂn, VII, 371). Ardından, son peygamberin ve Kur ’an ’ın hitap ettiği toplulukların tarihte gelip gecmiş kavimlerin Âkıbetinden neden ibret almadıkları sorulur ve kendilerinden nefislerinin arzularına uymamaları istenir. Sûrenin sonunda Hz. Yûsuf ile kardeşlerinin ve onceki peygamberlerle kavimlerinin kıssalarında aklını kullananlar icin ceşitli ibretlerin bulunduğu, Kur ’an ’ın onceki vahiyleri tasdik edip gerekli her şeyi acıklayan, iman eden toplumlar icin hidayet ve rahmet kaynağı teşkil ettiği beyan edilir.
Resûl-i Ekrem ’den rivayet edilen bir hadiste Yûsuf ’un kendisinin, babası Ya‘kūb ’un, onun babası İshak ’ın ve onun babası İbrÂhim ’in asil ve kerim insanlar olduğu ifade edildikten sonra şoyle buyurulur: “Yûsuf ’un hapiste kaldığı sure kadar ben hapiste kalsaydım oradan cıkma emrini getiren kişiye hemen icÂbet ederdim.” Resûlullah bu sozunun ardından şu meÂldeki Âyeti okur: “Elci, Yûsuf ’a gelince o dedi ki ‘Efendine don ve ona ellerini kesen kadınların zoru neydi? ’ diye sor.” (Yûsuf 12/50; Musned, II, 326; BuhÂrî, “Tefsîr”, 12/1, 5; Tirmizî, “Tefsîr”, 12/1) Mecduddin İbnu ’l-Esîr, Yûsuf ’un asil oluşunu nubuvveti, ilmi, guzelliği, iffeti, iyi ahlÂkı, adaleti, dunyevî ve dinî riyasetin kendisinde toplanmasıyla acıklamıştır. (en-NihÂye, “krm” md.)
Yûsuf sûresi Resûlullah ’a Zebûr yerine verilen ve Hz. Omer ’in sabah namazlarında okuduğu sûrelerden biridir. (İbrÂhim Ali, s. 256-257) Bazı tefsir kitaplarında yer alan, “İnce duygulu ve yufka yurekli olanlarınıza Yûsuf sûresini oğretin. CenÂb-ı Hak bu sûreyi okuyan, aile fertleriyle hizmetcilerine oğreten kimsenin olum ağrılarını hafifletir, ona Muslumana haset etmeme gucu verir” meÂlindeki hadisin (Zemahşerî, III, 331; BeyzÂvî, II, 331) mevzû olduğu kabul edilmiştir. (Zemahşerî, neşredenlerin notları, bk. I, 684-685; III, 331; Trablusî, II, 499)
Kaynak: Diyanet
İslam ve İhsan