
Mevlana Hazretleri de Kur ’an ’ı ve peygamberlerin hidayetini bir tarafa bırakarak sadece aklına guvenen, onu putlaştıran tiplerin Kur ’an karşısındaki tutumunu şu beyitlerle veciz bir şekilde ozetler...Kur ’an okuyan biri Mushaf ’tan; “Eğer suyunuz derine gider de akmaz olursa, size tatlı suyu kim getirir?” ayetini okuyordu.
Cenab-ı Hakk buyuruyordu ki: “Suyu yerin derinliklerinde gizlerim, kaynaklarını kuruturum, orayı corak yerlere dondururum. Benim gibi eşsiz lutuf ve kahr sahibi Allah ’tan başka, suyu tekrar kaynağa dondurecek kim vardır?”
Basit bir mantıkcı filozof o sırada mektebin yanından geciyordu.
Bu ayeti işitince beğenmedi de; “Biz de” dedi “suyu kazma ile kazar cıkarırız.
Biz bel ile yarar, kazma ile kazar, suyu yerin altından ustune cıkarırız.”
Gece uyudu, ruyasında arslan gibi bir yiğit gordu. O yiğit, filozofa bir tokat attı. İki gozunu kor etti.
O filozofa dedi ki: “Ey duşuncesiz adam! Eğer sozunde duruyorsan, gozunun kaynağından kazma ile bir ışık, bir nûr cıkar.”
Sabah olmuştu. Sıcradı kalktı. Onun iki gozu de kor olmuştu. Goruş nûru, o iki gozden de uzaklaşmıştı.
Eğer ağlayıp sızlasaydı, tovbe etseydi, kaybolup giden gozlerinin nûru Allah ’ın lutfu ile geri gelirdi. (Mesnevi, II, 1633-42)
Kaynak: Prof. Dr. Suleyman Derin, Altınoluk Dergisi, Sayı: 393
İslam ve İhsan