
Kur ’Ân-ı Kerîm; tarihî karanlıklara ışık tutan, cozulmez muammÂları acan, dunya ve Âhiret hayatının huzur ve saÂdet baharını yaşatan mûcizeler ulkesidir.Kur ’Ân-ı Kerîm, bizlere eski zamanların, gecmiş milletlerin ibretli vakʼalarını anlatırken, hikmetler yağdırmakta, istikbÂlimize Âit nice hayÂtî ve ictimÂî dersler vermektedir.
Yine Kur ’Ân-ı Kerîm, Rabbimizʼin mûcize hitÂbıdır. KÂinattaki esm tecellîlerinin kelÂmdaki tezÂhurudur. LÂkin onun hikmetlerini lÂyıkıyla kavrayabilmek ve hakîkatlerinden kÂmil mÂnÂda faydalanmak, ancak temiz bir kalp ile mÂrifetullah ’tan nasîb almış mu ’minlere mahsustur.
Tıpkı MevlÂn Hazretleriʼnin naklettiği şu kıssada olduğu gibi:
Bir gun Hazret-i Îs -aleyhisselÂm- ’a bir kimse yol arkadaşı olmuş. Beraber giderlerken bu adam, bir koşede bÂzı kemikler gormuş ve Hazret-i Îs ’ya:
“–Ne olur y ÎsÂ! Bildiğin ism-i Âzam ’ı bana da oğret de bu kemikleri diriltip kaldırayım.” diye yalvarmış.
Hazret-i Îs ise cevÂben şoyle buyurmuş:
“–O iş senin kÂrın değildir. İsm-i Âzam ’ı okuyup oluyu diriltmek icin, yağmurlardan daha temiz bir nefes sahibi, kullukta meleklerden daha anlayışlı bir kişi olmak gerek. İsm-i Âzam, (haram ve şupheli lokmanın gecmediği) temiz bir ağız ve (Allahʼtan uzaklaştıran her şeyden arınmış bir) kalp ister. Yani oyle bir kimse ki, nefsi haram ile kirlenmiş olmasın ve melekler gibi isyan ve gunahtan pÂk olsun. Cunku bir kimsenin nefsi pÂk olmadan, o kimsenin duÂsı makbûl olmaz!..
Mesel farzedelim ki sen, Hazret-i MûsÂʼnın asÂsını elinde tutabilirsin. Fakat Mûs ’daki kuvvet sende var mı ki, onu ejderha yapabilesin… İşte bunun gibi, sende Îs ’nın nefesi yokken ism-i Âzam ’ı okumanın sana ne faydası olur ki?!”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan