
Kur ’Ân ’da lağv (boş soz) denilerek Mu'minler uyarılır. Kendilerini boş sozden, faydasız konuşmadan, gecersiz olmaktan korumaları soylenir. Doc. Dr. Kerim Buladı, "Kur'Ân'da boş sozu" bize anlatıyor.Bu yazımızda Kur ’Ân ’ın dikkat cektiği onemli bir kavramdan soz edeceğiz. Muminlerin uzak durması gerektiği boş sozden, faydası olmayan ve onemi haiz bulunmayan lağıv ’ı ele alacağız. Zira insanların en fazla vaktini alan, aralarındaki sevginin gelişmesine ve saygının yerleşmesine engel teşkil eden, faydasız sozler, anlamsız sohbetler, konuşmalar ve malayani işlerdir. Konumuza gecmeden once “lağv” kelimesinin anlamını vermekte yarar vardır.
El-lağv; konuşmak, hukmu kalmamak, gecersiz olmak, sacmalamak, sozunde hatalı yanlış olmak, boş soz, fayda ve menfaat elde edilmeyen ve onemsenmeyen soz, onemsenmeyen şey, gunah, batıl, gurultu yapmak, yaygara koparmak, karışıklık cıkarmak anlamlarına gelir.1
El-lağv; duşunmeden, tefekkur etmeden soylenen sozu ifade eder. Her turlu cirkin soz icin de zikredilir. El-lağvu sozcuğu, hesaba katılmayacak şeyleri ifade etmek icin de kullanılır. Kesin bir kararın, azmin bulunmadığı yemine de yemin-i lağv denilir.2El-lağv kavramı Kur ’Ân ’da turevleri ile birlikte on bir yerde gecmektedir. Bunların bir kısmı dunyaya yonelik, bir kısmı ise Âhireti iceren sozlerle ilgilidir. Mu ’minlerin lağv ’dan yani boş sozden kacındığını ifade eden Âyetlerin yanı sıra yine mu ’minlerin cennette boş soz dinlemeyecekleri ve cennette boş sozun olmayacağı ifade edilmiştir. İnkarcılar, Kur ’Ân ’ın icazı ve belagati karşısında muhatapların etkilenmemesi icin gurultu yapmalarını, yaygara koparmalarını, karışıklık cıkarmalarını istemişlerdir. Ve bunu el-lağv kelimesinin “ilğav” emir kipi ile ifade etmişlerdir. El-lağv kelimesinin gectiği Âyetleri kısaca belirtmek konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
1- MUMİNLERİN OZELLİKLERİ
Kur ’Ân ’da ceşitli sûrelerde kurtuluşu hak eden muminlerin ozellikleri anlatılmaktadır. Bu ozellikler arasında onların boş sozden, yararsız konuşmalardan ve kendilerini ilgilendirmeyen sohbetlerden uzak durdukları vurgulanır.
“Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sozlerden yuz cevirirler.”3
“Boş sozu işittikleri vakit ondan yuz cevirirler ve, “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. SelÂm olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz” derler.”4
“Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgoru ile gecip gidenlerdir.”5
Gorulduğu gibi yukarıdaki Âyetlerde muminlerin, boş ve yararsız şeyleri soylemekten kacınmalarının yanı sıra, boş yere soylenilen sozleri duyduklarında onlardan da yuz cevirdikleri bildirilmektedir. Ayrıca bu şekilde hareket eden cahillere karşı tavır aldıkları da ifade edilmektedir. Ote yandan butun bu olumsuzluklara muhatap olduklarında ise vakarlarını koruduklarına işaret edilmiştir. Mumin, Kur ’Ân ’ın beyanı ile luzumsuz, yararsız, hikmetsiz ve anlamsız bir soz soylememeye gayret eder. Şahsiyet ve vakarını da ancak bu yontemle korur. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” dusturu ile hareket eder. Ya hayrı konuşur ya da susar. Dilinden cıkan her sozun muhasebesini yapar, sozunun nereye varacağını, ne kastettiğini ve ne beklediğini enine boyuna duşunerek konuşur. Zira o, “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine duşme. Cunku kulak, goz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”6 ilkesi ile ahlaklanmanın sorumluluğunu butun kalbiyle hisseder.
2- YEMİN-İ LAĞV
Kur ’Ân ’da yeminler anlatılırken lağv yemininden soz edilir ve bu yeminden kişinin sorumlu tutulmayacağı ifade edilir. Lağv Yemini: Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak yapılan yemindir. Bir kimsenin borcunu odedi sanarak “Borcumu odedim” diye yemin etmesi boyledir. Ayrıca dil alışkanlığı ile hicbir icerik taşımadan vallÂhi, billÂhi diye soz arasında edilen yeminler de lağv yemini sayılır. Bu tur yeminlerden dolayı kefÂret gerekmez. Ancak ağız alışkanlığı ile ikide bir yemin edenlerin soz konusu bu kotu adetlerinden en kısa zamanda vazgecmeleri gerekir.7
Mumin, boş yere ve gelişiguzel yemin etmemeli ve yemini kendi menfaatine alet etmemelidir. Hicbir anlam ve maksat taşımayacak şekilde dilini pelesenk ederek uluorta yemin etmek, muminin ahlakı ile bağdaşmaz. Kur ’Ân ’da lağv yemini ile ilgili şoyle buyurulmuştur:
“Allah, sizi kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, fakat sizi kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız) yeminlerden sorumlu tutar. Allah, cok bağışlayandır, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, muhlet verir.)”8“Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hÂllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir kole azat etmektir. Kim (bu imkÂnı) bulamazsa, onun keffareti uc gun oruc tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size Âyetlerini işte boyle acıklıyor ki şukredesiniz.”9
3- KAFİRLERİN KUR'ÂN KARŞISINDA TUTUMLARI
“İnkÂr edenler dediler ki: “Bu Kur ’an ’ı dinlemeyin. Baskın cıkmak icin o okunurken yaygara koparın.”10
İnkÂrcılar, lafzî yonden de mucize olan Kur ’Ân ’ın okunmasına ve dinlenmesine tahammul edememişlerdir. Bu tavır, Kur ’Ân ’ın nuzûlu cağından gunumuze kadar inkÂrcıların onemli bir karakteri olarak tezahur etmektedir ve kıyamete kadar da boyle devam edecektir. Yukarıdaki Âyette gorulduğu gibi, inkÂrcılar, Kur ’Ân tilavet edilirken lağv hareketinde bulunmuş yani, gurultu cıkarmış, yaygara koparmış ve karışıklık meydana getirmişlerdir. Kur ’Ân ’ın yayılmasına ve onun mesajının tebliğ edilmesine karşı durmak icin yandaşlarını surekli kışkırtmışlardır.
4- CENNETTE BOŞ SOZ YOKTUR
Kur ’Ân, cennette muminlerin boş soz işitmeyeceğini, kafa karıştıracak, gunaha sokacak hicbir şeyin olmayacağını, barış ve esenliğin hÂkim olacağını onemle ifade eder. Boyle bir mukÂfata mu ’minlerin nail olmasının sebebi, dunyada iken boş ve faydasız konuşmamalarının bir karşılığıdır. Kur ’Ân, muminlerin nail olacağı mukÂfatı ve nimeti şoyle bildirir.
“Orada boş soz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) “selÂm!” (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.11
“Orada, (icilince) boş soz soyletmeyen, gunah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar.”12
“Orada ne boş bir soz, ne de gunaha sokan bir şey işitirler. Sadece “selÂm!”, “selÂm!” sozunu işitirler.”13
“Orada ne bir boş soz işitirler, ne de bir yalan.”14
“Yuksek bir cennettedirler. Orada hicbir boş soz işitmezler.”15
Yukarıdaki Âyetlerde belirtilen odule nail olabilmenin yolu, boş, faydasız, malayani soz ve işlerden kacınmaktır. Mumin, ne sozlerinde, ne tavır ve davranışlarında, ne de fiillerinde boş ve anlamsız hareket etmemelidir. Olgun muminlerin, kemÂlÂtı hep sukût ile buldukları, yerli yerinde konuşmakla bu dereceye ulaştıkları ve ulaşacakları unutulmamalıdır. Kur ’Ân ahlakı ile ahlaklanan mumin, boş yere konuşmamalı ve kendisini ilgilendirmeyen faydasız işlerle meşgul olmamalıdır.
Dipnotlar: 1) İbn Manzûr, LisÂnu ’l-Arab, DÂru İhyÂi ’t-TurÂsi ’l-Arabiyyi, Lubnan, 199, XII, 299-300. 2) Rağıb el- İsfehÂnî, MufredÂtu ElfÂzi ’l-Kur ’Ân, tahkik, Safvan Adnan Davûdî, DÂru ’l-Kalem, Şam, 2011, s. 742. 3) Muminûn, 23/3. 4) Kasas, 28/55. 5) FurkÂn, 25/72. 6) İsrÂ, 17/36. 7) Ali Bardakoğlu, Yeminler, (Diyanet İlmihali, Divantaş, Ankara, 2001, icinde), II, 27. 8) Bakara, 2/225. 9) MÂide, 5/89. 10) Fussilet, 41/26. 11) Meryem, 19/62. 12) Tûr, 52/23. 13) Nebe, 78/35. 14) Vakıa, 56/25-26. 15) ĞÂşiye, 88/10-11.
Kaynak: Doc. Dr. Kerim Buladı, Altınoluk Dergisi, Sayı: 356
İslam ve İhsan