
VefÂkÂrlık, peygamberlere, velîlere ve fazîlet sÂhibi kimselere Âit bir vasıf olarak beşerî hayatı en yuce bir seviyede taclandıran mÂnevî bir sıfattır. Bu itibÂrla bÂzı mufessirler İslÂm ’ı; kalb ile tasdîk ve dil ile ikrarla beraber butun kaz ve kaderinde Allah TeÂl ’ya teslîmiyet ve vef olarak tÂrif etmişlerdir.İnsanı insan yapan en onemli ozelliklerden biri vef duygusudur. Bu duygu, sevilen veya sevilmesi gereken kimselere verilen değerin bir olcusudur. Vef duygusuna sahip olmayanlar sadece kendini, zevkini ve menfaatini duşunen bencil kimselerdir.
Hazret-i Ayşe -radıyallÂhu anhÂ- Peygamber Efendimiz ’in vef hassÂsiyetini şoyle nakletmektedir:
Bir keresinde Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’e ziyÂret maksadıyla yaşlı bir kadın gelmişti. Aralarında cok sıcak ve samimî bir sohbet gecti. Yaşlı kadın ayrıldıktan sonra:
“–YÂ ResûlÂllah! Bu kadına cok alÂka gosterdiniz! Kim olduğunu merak ettim?” diye sordum. Buyurdular ki:
“–Hatice -radıyallÂhu anhÂ- hayatta iken bize gelip giderdi. (Biliniz ki

İnsan her şeyden evvel, Rabbine karşı vefÂkÂr olmalıdır. Bu ise, ancak ve ancak O ’nun emirlerine riÂyetle gercekleşir.
AllÂh ’a karşı vefÂdan sonra en ulvî ve en gerekli vefÂ, KÂinÂtın Fahr-i Ebedîsi Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’e gosterilendir. Bu vefÂ; «ummetî, ummetî» diyerek CenÂb-ı Hakk ’a tazarrû ve niyazlarında oncelikle ummeti icin talepte bulunan Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’e duyulan şukran hislerinin bir ifÂdesidir. Peygamber ’e sevgi ve muhabbette derinleşmekle başlayacak olan bu vefÂ, O ’nun Sunnet-i Seniyye ’si etrafında pervÂne olabilmekle mumkundur.
İKİ CİHANI AYDINLATAN KANDİLLER
Her mu ’min, din buyuklerine, yani Hak dostlarına karşı da vef hissiyle dolu olmak mecbûriyetindedir. Zira Allah ve Resûlu ’nun getirdiği emir ve nehiyleri, guzel ahlÂkı ve iki cihÂnımızı aydınlatan ulvî kandilleri bizlere taşıyan Hak dostlarıdır.
Vef gosterilmesi gerekenler, sÂdece bu saydıklarımızdan ibÂret değildir. Bilhassa dostlara ve din kardeşlerine vefÂyı da gonle yerleştirmek gerekir. Diğer taraftan, ecdÂda vefÂ, dirilerimize ve olulerimize vefÂ, vatana vef ve toplumdaki butun emÂnetlere vefÂ, sağlam karakter ve şahsiyetin vasıflarındandır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gonul Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan