
Birbirini Allah (cc) icin sevmek ne anlama geliyor? Mahşer gunu arşın golgesinde korunacak 7 grup insandan biri de, birbirinden menfaat gozetmeksizin Allah icin sevenlerdir. Sizler de arşın golgesinde korunanlardan olmak istemez misiniz? Allah lutfuna mazhar olmak, kim istemez ki?Ebû Hureyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Başka bir golgenin bulunmadığı Kıyamet gununde Allah TeÂlÂ, yedi insanı, arşının golgesinde barındıracaktır:
Âdil devlet başkanı,
Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat icinde serpilip buyuyen genc,
Kalbi mescidlere bağlı musluman,
Birbirlerini Allah icin sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah icin olan iki insan,
Guzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah ’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
TenhÂda Allah ’ı anıp goz yaşı doken kişi.” (BuhÂri, Ezan 36, ZekÂt 16, Rikak 24, Hudûd 19; Muslim, ZekÂt 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zuhd 53; NesÂî, KudÂt 2)
ARŞIN GOLGESİNDE KİMLER GOLGELENECEK?
Onceki hadiste sevginin yani Allah icin sevmenin, imanın tadına varabilmek icin vazgecilmez olduğu ortaya konulmuştu. Bu ve bundan sonraki bir kac hadîs-i şerîfte de sevdiğini Allah icin sevmenin, insana Âhirette kazandıracağı mutluluğa işaret buyurulmaktadır. Boylece muellif Nevevî, konunun hem dunyevî hem de uhrevî acıdan onemini belgelemiş olmaktadır.
Yedi mutlu kişiyi ya da yedi guzel adamı tanıtan hadîs-i şerîfte oncelikle uzerinde durulması gerekli bir iki ifÂde bulunmaktadır. Bunlardan birisi “zıllullah= Allah ’ın golgesi” ifÂdesidir. Allah TeÂl ’nın golgesi olamayacağına gore, bundan maksat, ya KÂbe ’ye “beytu ’llah = Allah ’ın evi” denilmesi gibi bir şereflendirme veya arşının golgesi yahut Allah TeÂl ’nın sağlayacağı bir guvenliktir. Nitekim hadîs-i şerîfin bazı rivÂyetlerinde acıkca “Allah, onları arşının golgesinde barındıracaktır” buyurulmuştur. Butun bu ifÂdelerle Allah TeÂl ’nın o kullarını, Âhiretteki sıkıntılardan rahmetiyle koruyacağı anlatılmaktadır.
Ote yandan Allah ’ın golgesinde barınacak insanlar sadece bu yedi sınıftan ibÂret değildir. Zira başka hadislerde onemli niteliklere sahip bazı kişiler daha sayılmıştır (Mesel bk. Muslim, Zuhd 74, Birr 38; Tirmizî, Buyû ’ 67; İbn MÂce, SadakÂt 14). Bu hadiste yedi kimsenin zikredilmiş olması, diğer rivÂyetlerde zikredilen bahtiyarları bu mutluluktan asla mahrum bırakmaz.
450 ve 660 numaralı hadis olarak da bu kitapta tekrarlanacak olan hadisimizdeki bu yedi sınıf insanı ayrı ayrı tanıtmadan once bir hususa daha işÃ‚ret etmemiz uygun olacaktır. Âhirette, Allah ’ın himÂyesine kavuşacakları bildirilen insanların vasıflarına şoyle bir goz atılınca, her birinin, buyuk guclukleri goğuslemiş, hemen hemen aynı seviyede “zor”u başarmış kimseler oldukları, hepsinin bir cok dÂhilî ve hÂricî mÂnilere rağmen, soylu bir mucÂdele vermiş oldukları anlaşılmaktadır. Yani hepsinin ortak ozelliği, kullukta sevgiye dayalı kahramanlıklarıdır. Odulleri de ona goredir: Kıyametin o dehşetli ortamında ilÂhî koruma altında olmak...
Şimdi hadisimizin haber verdiği yedi guzel insanı tek tek kısaca tanıyalım:
Âdil devlet başkanı. Muslumanların yonetimini ustlenmiş kişi demektir. Muslumanlar dunyada onun himÂyesinde, bir başka ifÂdeyle golgesinde bulunmuşlardır. Bu sebeple boyle bir yoneticinin Âhirette goreceği karşılık da yaptığına uygun olarak ilÂhî koruma altında olmaktır. Âdil devlet başkanı, diğerlerinden ustun olduğu icin birinci sırada zikredilmiştir. Cunku devlet başkanının himÂyesi onların hepsini icine alır.
Allah ’a kulluk icinde serpilip buyuyen genc. Genclik yıllarını namazlı-niyazlı dindÂr bir cizgide geciren genc, nefsini Allah ’ın emirlerine muhÂlefetten korumuş, hev ve heveslerin, şehevî duyguların, gemlenmesi guc arzuların etkisine karşı koyup kulluğa sarılmıştır. Bu, ondaki derin Allah saygısının delilidir. Zira Allah ’ın emirlerine sarılıp gunahlardan kacınmak buyuk bir fazilettir. Hele bu, genclik yıllarında gercekleştirilmişse, her turlu takdirin ustundedir.
Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı musluman. Kalbi sanki mescide asılmış kandil gibi, surekli mescidle ilgili olan, mescidlere devamda kusur etmeyen, Allah ’ın evi demek olan mescidleri ve oralarda bulunmayı seven kişi, mescidlerle ilgilenmek suretiyle Rabbine olan sevgisinde devamlılığını gostermiş demektir. Bunun karşılığı olarak da Âhirette arşın golgesinde barındırılacaktır.
Birbirlerini Allah icin sevip buluşmaları ve ayrılmaları Allah icin olan iki insan. Hadisimizin konu ile doğrudan ilgili olan kısmı burasıdır. Allah rızÂsı icin birbirlerini seven, başka hicbir maksat taşımayan, bir araya gelmeleri Allah icin, şayet ayrılacaklarsa ayrılıkları yine Allah icin olan yani bir arada iken de ayrı iken de Allah icin duydukları sevgiyi muhÂfaza eden iki insan, sanki bir anlamda yekdiğerini Allah ’ın emirlerine muhÂlefetten korumaktadır. Zira mu ’min mu ’minin aynasıdır. Onların bu birbirlerini Allah icin sevmeleri ve dostluklarını bu cizgide birbirlerine yardımcı olarak gecirmeleri, Âhirette her ikisinin birden ilÂhî koruma altına alınmaları ile odullendirilecektir. O halde sevgimize ve sevdiklerimize bu acıdan iyice dikkat etmeliyiz.
Guzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine “Ben Allah ’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit. Boylesine bir davete icinden veya acıkca “Ben Allah ’ın emrine muhÂlefet etmekten, veya O ’nun azabından ve gazabından korkarım” diyerek yaklaşmayan, nefsini koruyan kişi gercekten buyuk bir yiğitlik gostermiştir. “Allah ’tan korkan kurtulmuştur” mujdesi gereği onun da odulu Âhiretteki sıkıntılardan kurtulmaktır. Bu husus, her turlu gayr-i meşrû kadın-erkek ilişkilerinin kitle iletişim ve haberleşme vasıtalarıyla yaygınlaştırılmaya calışıldığı gunumuzde cok daha buyuk onem arzetmektedir.
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse. Allah icin verdiği sadaka ve yaptığı iyilikleri mumkun olduğunca gizli yapan, gosteriş ve riyÂdan uzak kalmaya calışan kimse, Allah ’ın rızÂsını her şeyin ustunde tutmuş demektir. Bunun karşılığı da, Âhirette ilÂhî korumaya mazhar kılınmak suretiyle o kişinin faziletinin acığa cıkarılmasıdır. Bu, gıbta edilecek bir durumdur.
TenhÂda Allah ’ı anıp goz yaşı doken kişi. İnsanlardan ve gozlerden uzak, kimsenin bulunmadığı ortamlarda Allah ’ı anarak gozlerinden sevgi yaşları dokulen kimse, coğu insanın başaramadığı bir kulluk cizgisini yakalamış demektir. Onun bu samimi ve gizli kulluğunun karşılığı da mahşer yerinde ilÂhî koruma altına alınmak suretiyle, herkesin gozu onunde odullendirilmesidir. Boyle bir odullendirmeyi kim istemez. Yuce Rabbimiz cumlemize nasip eylesin.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
Allah TeÂlÂ, kullarının sadece kendi rızÂsına yonelik amellerinden hoşnud olur ve onları, kimseden yardım gorme imkÂnının bulunmadığı yerde himÂyesine alır.Hadîs-i şerîfte sayılan yedi sınıf insanın vasıfları ve yaptıkları, ornek alınacak ustun nitelikli işlerdir.Her guzel ve makbul işin temelinde, sevdiğini Allah icin sevmek gibi bir ustun meziyet bulunmaktadır.Gonulleri Allah sevgisi, Allah icin sevme, Allah icin buğzetme duygusuyla diri tutmak lÂzımdır.
“Nerede benim rızÂm icin birbirlerini sevenler? Golgemden başka golgenin bulunmadığı bugun onları, kendi arşımın golgesinde golgelendireceğim” buyurur.
Muslim, Birr 37. Ayrıca bk. Tirmizî, Zuhd 53
ALLAH (CC) KULLARINI CAĞIRIYOR
Allah icin birbirini sevmenin Âhirette kişiye kazandıracağı mutlu sonu dile getiren hadîs-i şerîf, aşağı yukarı aynı neticeyi haber veren onceki hadisten uslûb olarak farklılık arzetmektedir. Burada Peygamber Efendimiz, Allah TeÂl ve Tekaddes hazretlerinin, rahmet golgesinde barındıracağı kişileri nasıl bir iltifÂta tÂbi tutacağını ve onlara nasıl hitÂbedeceğini bildirmektedir. Bu bir anlamda, onceki hadiste haber verilen mutlu sona nasıl bir muamele ile gidileceğini acıklamak ve konuya tam bir kesinlik kazandırmak demektir.
Hz. Peygamber ’in, kıyamet gununde Allah TeÂl ’nın nasıl hitabedeceğini bildirmesi, hic şuphesiz kendisine verilen bilgi sonucudur.
“Hicbir golgenin olmadığı bugun” ifÂdesi, mahşer gunu dunyadaki gibi bir golge bulunmayacağını ifade eder. “Allah ’ın golgesi” ise, bir onceki hadiste işaret edildiği gibi, ya arşının golgesi, ya da rahmet ve himÂyesi anlamındadır.
“Benim celÂlim icin” demek, benim rızÂm icin, sadece benim rızÂmı kazanmak amacıyla demektir. Ancak boylesi bir maksatla birbirini sevenler, sevgilerine dunyevî ya da nefsî herhangi bir duygu karıştırmayanlar, hareketlerini ve dostluklarını boylece tanzim ve devam ettirenler, Allah ’ın himÂyesini kazanacaklardır.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
Gercek anlamda Allah ’a golge izÂfe etmek cÂiz değildir.Kıyametin dehşetli havasından kurtulmanın yolu, sevdiğini Allah icin sevmektir.Dunyada Allah rızÂsı icin birbirini sevenler Âhirette rızÂ-ı ilÂhîye kavuşmak suretiyle sevineceklerdir.
SEVDİĞİNİ ALLAH (CC) İCİN SEVMEK
Sevgi, yaratılıştan sahip olduğumuz bir duygudur. Herkes birşeyleri sever. Bir anlamda insanın gercek kolelik zinciri sevgisidir. Zira insana kafa, kalb ve karnından nufûz edilebilir. Kalbi kazanılmış ya da kalbini kaptırmış insan, sevdiğinin mecnûnudur.
“Allah icin sevmek” bir anlamda sevgiye, sevgiden başka karşılık tanımamaktır. İşte bu anlamdaki sevgi, imana derinlik ve zevk katmaktadır. İnsan da imanın tadını boylece tatmaktadır.
Sevgide olcuyu kacırmak, insan icin aklını yitirmek kadar kotu neticeler doğurabilir. Gonlunu ağyÂra kaptırmış bir kişi, duşman istilÂsına uğramış ulke gibidir. Hicbir yerinde, hic bir koşesinde huzur yoktur. İman izzetine ters duşen bir sevgi, mumini kendi kendisini inkara goturur. Bu da imanı ortadan kaldırır. İman olmayınca onun tadından bahsetmek zaten mumkun değildir.
Kaynak: Riyazus Salihin – Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan