
Allah katında amellerin makbûliyetinin asıl şartı, ihlÂstır. Beden icin ruh ne ise, amel icin ihlÂs da o mesÂbededir.Başta ibadetler olmak uzere butun hayırlı amellerin, Allah rızÂsı icin yapılması esastır. İşte ihlÂs, amelleri sırf Allah rızÂsı icin îf etmek ve onlar uzerine nefsÂnî gÂyelerin golgesini bile duşurmemektir.
Allah Rasûlu -sallÂllahu aleyhi ve sellem-:
“Ameller, niyetlere goredir...” buyurmuştur. (BuhÂrî, ÎmÂn, 41)
Bu itibarla başta ibadetler olmak uzere butun hayırlı amellerin, Allah rızÂsı icin yapılması esastır. İşte ihlÂs, amelleri sırf Allah rızÂsı icin îf etmek ve onlar uzerine nefsÂnî gÂyelerin golgesini bile duşurmemektir. Başta riy ve ucub olmak uzere kalbimizi her turlu mÂnevî kirden arındırmaktır. Zira bunlar, ihlÂsı bulandıran ve onu yok eden kalbî hastalıklardır. Allah katında amellerin makbûliyetinin asıl şartı, ihlÂstır. Beden icin ruh ne ise, amel icin ihlÂs da o mesÂbededir.
Horasan melik ve kahramanlarından olan Amr bin Leys ’i vefÂtından sonra sÂlih bir zÂt ruyÂsında gormuştu. Aralarında şu konuşma gecti:
“–Allah sana nasıl muÂmele etti?”
“–Allah beni affetti.”
“–Allah seni hangi amelin sebebiyle affetti?”
“–Bir gun bir dağın zirvesine cıkmıştım. Yuksekten askerlerime bakınca, sayılarının cokluğu hoşuma gitti ve: «Keşke Rasûlullah -sallÂllahu aleyhi ve sellem- zamanında yaşasaydım da O ’na yardım edip destek olsaydım...» diye duygulandım.
İşte bu niyet ve iştiyÂkıma karşılık Yuce Allah, beni mağfiret etti.” (Kadı IyÂz, ŞifÂ, II, 28-29)
LÂkin boyle guzel bir niyet, kolay elde edilemez. Ona ulaşmak icin kuvvetli bir ihlÂs ve samimiyete sahip olmak gerekir.
SAHTE SEVGİLERİN BAŞINA BUNLAR GELİYORSA..! Bir genc, pÂdişÃ‚hın kızının kapısına gelmiş ve ona Âşık olduğunu soylemişti. Haber kendisine iletilince pÂdişÃ‚hın kızı kapıya geldi ve gence:
“–Al şu bin dirhemi de; bir daha bana da sana da zarar verecek boyle bir şey soyleme!” dedi. Genc vazgecmeyince:
“–Oyleyse iki bin dirhem al!” teklifinde bulundu. NihÂyet pazarlık on bin dirheme varınca, genc, kabul etti. Bu durumu goren pÂdişah kızı:
“–Bu nasıl bir sevgidir ki, gozun para-pul ile kamaşıp beni gormez oldu. Beni başkasına tercih edenlerin cezası nedir biliyor musun?” dedi ve sevgisinde samimî olmayan gencin boynunu vurdurdu.
Bu hÂli duyan bir Hak dostu, duşup bayıldı. Kendine geldiğinde şoyle dedi.
“–Ey insanlar! Bakın dunyada sahte sevgilerin başına neler geliyor! Ya Hakk ’ı sevdiğini iddi edip de O ’ndan başkasına yonelenlerin başına Âhirette neler gelmez ki!..”
Hazret-i MevlÂnÂ, bu kıssadaki hisseyi ne guzel hulÂsa eder:
“İnsana, aradığı şeye bakarak değer verilir.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hakka Adanmış Genclik, Genc Kitaplığı
İslam ve İhsan