
İnsanların hayırlısı kimdir? Hayırlı insanın ozellikleri nelerdir? Hayırlı insan ile ilgili beş hadis.Bir milleti anlayıp tanımak icin onun diline ve kulturune bakmak gerekir. Anadolu insanını tanımak icin de onun kullandığı, kulturune işlemiş deyim, atasozu ve kelimelere bakmalıdır. Bu mÂnÂda, İslÂm ’ın gunluk hayatımıza ne kadar sirÂyet ettiğinin en buyuk işaretleri, gunluk hayatımızda kullandığımız soz ve ifadelerdir.
Mesel insanımız, başına bir musibet gelse, “Bu da Allah ’tan…” der. Aşamadığı bir imtihanla karşılaşsa, “Bu bizim imtihanımızmış!” diyerek hÂlini kabullenir. Peşpeşe aynı dertlerle muzdarip olsa, “Bu, benim kaderim!...” diyerek AllÂh ’a ve kadere teslimiyetini dile getirir.
HERKES İYİ İNSAN OLABİLİR Pek cok benzeriyle birlikte bu soz ve ifadeler, İslÂm ’ın hamuruyla yoğrulmuş bir kulturden geldiğimizi ortaya koyar. Bizim insanımızda hep iyi insan olma meyli vardır. Aslında her insan, fıtrat olarak iyiliğe meyyÂl doğar. Ancak icinde bir de karanlık tarafı, kotu ve gunaha meyilli yonu vardır. Bu mÂnÂda insanın doğup buyuduğu Âile, cevre, toplum ve muhatap olduğu kultur; onu şekillendirir.
İYİ İNSAN OLMADA DİNİN ROLU İşte bu topraklarda doğup buyuyenler, bu hususta biraz daha talihlidir. Zira bu topraklar, hayır ve guzelliklerle mayalanmış, kultur ve medeniyetimiz, hayır, hizmet, fedÂkÂrlık, infak, cihad, edeb ve nezÂketle yoğrulmuştur. İnsanımızda her ne kadar amelî konularda eksiklikler olsa da yardımseverlik, iyilik etme ve iyi insan olma arzusu hep ağır basmıştır. Bunda şuphesiz dinimizin insanları sÂlih amellere ve hayırlı insan olmaya yoneltmiş olmasının cok buyuk bir payı vardır.
İYİ İNSAN NASIL ORTAYA CIKAR? Îman dairesine girebilmek icin ilk olarak kelime-i şehÂdet getirmek, yani kalp ile tasdik ettiğimizi dil ile tekrar etmek; sonra da sÂlih amel ve ibadetlerle bu îmanı percinlemek gerekir. Mu ’min, sÂlih ameller işledikce hayırlı insan olur. Hayırlı insan, hem kendisine, hem cevresine “hayır” ve “guzellikler” getirir.
Hayırlı insanın ortaya cıkması, aslında toplumsal bir inşÃ‚ meselesidir. Her hayırlı insan, cemiyetin ortak mahsuludur. Ve hayırlı insanlar, başka hayırlı kimselerin yetişmesine, cemiyetin hayra doğru donmesine de emek sarf ederler. İşte bu, kurtuluşun kapısıdır. Tıpkı Rabbimizin buyurduğu gibi…
“Sizden, hayra cağıran, iyiliği emreden ve kotulukten men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmrÂn, 104)
İYİ İNSAN OLMANIN OLCUSU Hayırlı insan olmak icin cok idealist, cok mukemmeliyetci duşunmeye gerek yoktur. İnsan, hayatı bir mucÂdele alanı ve kendi bulunduğu yeri de mucÂdele mevzisi olarak gorurse, o zaman en yakınından ve en yakın hadiselerin duzeltilmesinden başlayabilir. Yani iyi insan olmanın olcusu, cok buyuk işler başarma değil, başarabildiğin kadar iyi işler yapmaktır.
Bazen bir arkadaşımızın gonlunu kazanmak, iyi insan olmaktır. Bazen yoldaki bir taşı kaldırıp insanlara verdiği ezÂyı gidermek, bazen bir cumlemiz ile bir başkasının yureğine duşurduğumuz mÂnevî bir heyecan, iyi insan olma işaretimiz olabilir.
EN HAYIRLI İNSANI TARİF EDEN 5 HADİS Peygamber Efendimiz ’in hadîs-i şerîflerinde cok defa rastladığımız “sizin en hayırlınız” ifadesi, cok ceşitli konularda hayırlı insanın kim olduğunu ortaya koyar. Bir de hayırlı insan olmanın tek bir vasıfla olmadığını… MeselÂ;
“Sizin en hayırlınız Kur ’Ân ’ı oğrenen ve oğretendir.” (BuhÂrî, FedÂilu ’l-Kur ’Ân, 21)
“Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olandır.” (Beyhakî, Şuab, VI, 117),
“Sizin en hayırlınız hanımlarına iyi davrananlardır.” (Tirmizî, RasÂ, 11/1162)
“Sizin en hayırlınız selÂmı yayandır.” (Bkz: Ebû DÂvud, Edeb, 132-133/5197)
“Sizin en hayırlınız komşusuna iyi davranandır.” (Tirmizî, Birr, 28/1944) gibi…
“Hayır”, mutlak iyilik mÂnÂsınadır. “Şer”, zarar, hasar ve kabahatlere sebep olan şeydir. Kur ’Ân-ı Kerîm ’de “hayır” kelimesi, 139 yerde gecmesine rağmen, “şer” kelimesi daha az gecer.
Kur ’Ân-ı Kerîm ’de cok yerde “hayır”; m ’ruf (iyilik) mÂnÂsında kullanılmıştır. M ’ruf ise, İslÂm ’ın uygun gorup aklın da tasvip ettiği şey, fıtratı bozulmamış butun insanlar tarafından iyi kabul edilen şey demektir.
VÂbisa İbn-i Ma ’bed -radıyallÂhu anh- şoyle demektedir:
Bir gun Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in huzûruna varmıştım. Bana:
“-İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?” buyurdu.
“-Evet.” dedim. O zaman şunları soyledi:
“-Kalbine danış. İyilik, uygun gorduğun ve yapılmasını kalbin tasdik ettiği şeydir. Gunah ise icini tırmalayan ve başkaları sana «yap» diye nice nice fetvÂlar verse bile icinde şuphe ve tereddut uyandıran şeydir.” (Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 227-228; DÂrimî, Buyû ’, 2.)
HAYIRLI İNSANIN OZELLİKLERİ NELERDİR? Peki, hayırlı insanın ozellikleri nelerdir?
Îtikadı duzgun, ilmi sahih, niyeti hÂlis, hedefi doğru, yolu mustakîm, prensipleri isabetli, ahlÂkı guzel, ameli sÂlih insan, “hayırlı insan”dır.
Kendisini, başta AllÂh ’ın emrettiği şeyleri oğrenmek icin yetiştirme gayretinde olan insandır; hayırlı insan.
Bu, ilk vahiy olan “Oku!” Âyetinin gereğidir bir mÂnÂda… Faydasız şeylerden yuz cevirmek, boş şeylerle uğraşmamak...
HÂlis niyet icinde olmak, iyi insan olma ozelliğidir. Kalbi fesÂda bulaşmış, yani kalp ayarı bozulmuş insanın, maddî hastalıkları icin başvurduğu doktor gibi, mÂnevî bir doktora kalbinin ayarını duzelttirmesi gerekmektedir. Kalp ayarı bozuksa, insanın hÂlis niyet taşıması biraz zor gercekleşir.
HAYIRLI İNSANIN DUASI FÂtiha Sûresi ’nde her gun namazlarımızda okuduğumuz “Bizi doğru yola ilet!” (el-FÂtiha, 5) Âyet-i kerîmesi, hayırlı insanın bu yondeki duÂsıdır. Dosdoğru yol, Rabbimizin bir hidayet kaynağı olarak gondermiş olduğu Hazret-i Kur ’Ân ’dır. İnsan kendisine verilen sınırlı akıl ile istikÂmeti bulamaz. Kur ’Ân, istikÂmet icin en guzel rehberdir.
Mu ’minin prensiplerinin isabetli olması da yine mÂnevî dunyasını ilÂhî vahiyle tezyin etmesi ile ilgilidir. Allah, mu ’min kulunun kalp gozunu acar, firÂset verir ve onu guzel kararlar almaya muvaffak kılar. Yani Allah, ihlÂs ve samimiyet icinde olan kuluna yanlış yaptırmaz ve onun yolunu acar. Bu da mu ’minin işinde ve yaptıklarında prensip sahibi olmasına vesile olur.
Hayırlı insanın diğer bir ozelliği de “ahlÂkının guzel olması”dır. O, guzel ahlÂk numûnesi Peygamber Efendimizi kendisine ornek almıştır. Cunku Allah, butun îman sahiplerine Peygamber Efendimiz ’i yuce bir ahlÂk uzere yarattığını (Kalem,4) haber vermiş ve O ’nun her hÂlinin “usve-i hasene” (Ahzap, 21) olduğunu beyan buyurmuştur. Rengini, Peygamberinin renginden alan mu ’minin ahlÂkı da “peygamber ahlÂkı” gibi guzel olur.
Omur defterindeki her gunu, bir oncekinden daha hayırlı ve sÂlih amellerle dolduran bir mu ’min, hayatı da “hayır”, olumu de “hayır” olarak Rabbine kavuşur.
Rabbimiz bizleri hayırlı insanlardan ve hayır işlerde istihdÂm ettiği sevgili kullarından eylesin. Âmîn!.
Kaynak: Şefîka Meric, Şebnem Dergisi, Sayı: 123
İslam ve İhsan