
Horasan melik ve kahramanlarından Amr bin Leys ’i vefÂtından sonra sÂlih bir zÂtı ruyÂsında gorur. Ruyada, Mekke'de parasını kaybeden bir adamın Allah rızası icin berberden kendisini tıraş etmesini istediğini gorur. Elindeki işi bırakıp sırf Allah rızasını gozeterek parasız adamı tıraş eden berbere, geceleri kalkarak 40 yıl boyunca samimiyet ve ihlasla dua eden bu adamın hikayesi...
Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-: “Ameller, niyetlere goredir...” buyurmuştur. (BuhÂrî,ÎmÂn, 41)
Bu itibarla başta ibadetler olmak uzere butun hayırlı amellerin, Allah rızÂsı icin yapılması esastır. İşte ihlÂs, amelleri sırf Allah rızÂsı icin îf etmek ve onlar uzerine nefsÂnî gÂyelerin golgesini bile duşurmemektir. Başta riy ve ucub olmak uzere kalbimizi her turlumÂnevî kirden arındırmaktır. Zira bunlar, ihlÂsı bulandıran ve onu yok eden kalbî hastalıklardır.
AMELLERDE ASIL ŞART: İHLÂS
Allah katında amellerin makbûliyetinin asıl şartı, ihlÂstır. Beden icin ruh ne ise, amel icin ihlÂs da o mesÂbededir.
Horasan melik ve kahramanlarından olan Amr bin Leys ’i vefÂtından sonra sÂlih bir zÂt ruyÂsında gormuştu. Aralarında şu konuşma gecti:
“–Allah sana nasıl muÂmele etti?”
“–Allah beni affetti.”
“–Allah seni hangi amelin sebebiyle affetti?”
“–Bir gun bir dağın zirvesine cıkmıştım. Yuksekten askerlerime bakınca, sayılarının cokluğu hoşuma gitti ve:
«Keşke Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- zamanında yaşasaydım da O ’na yardım edip destek olsaydım...» diye duygulandım. İşte bu niyet ve iştiyÂkıma karşılık Yuce Allah, beni mağfiret etti.” (Kadı IyÂz, ŞifÂ, II, 28-29)
LÂkin boyle guzel bir niyet, kolay elde edilemez. Ona ulaşmak icin kuvvetli bir ihlÂs ve samimiyete sahip olmak gerekir.
BİR TIRAŞIN 40 YILLIK OYKUSU
Hak dostlarından bir zÂta:
“–Efendim, ihlÂs hususundasizi tesiri altında bırakan bir hÂdise yaşadınız mı?” diye sordular.
O da:
“–Evet, yaşadım.” dedive şunları anlattı:
“–Mekke-i Mukerreme ’de para kesemi kaybetmiştim. Basra ’dan para bekliyordum, fakat bir turlu gelmiyordu. Sacım sakalım da epeyce uzamıştı.Bir berbere giderekricÂda bulundum:
«–Param yok, Allah rızÂsı icin saclarımı duzeltebilirmisin?»
O esnÂda berber, bir adamı tıraş ediyordu. Hemen yanındaki boş yeri gosterip; «Buraya otur.» dedi ve muşterisini bekleterek beni tıraş etmeye başladı. Muşteriîtiraz etti. Berber ise:
«–Kusura bakmayınız efendim, sizi ucret mukÂbilinde tıraş ediyorum, lÂkin bu şahıs, Allah rızÂsı icin kendisini tıraş etmemi istedi. Allah icin olan işler dÂim onceliklidir ve maddî bir bedeli yoktur. Allahicin olan işin bedelini kullar asl bilemez ve odeyemez!» dedi.
Tıraştan sonra berber, cebime zorla birkac altın sokuşturdu:
«–Âcil ihtiyaclarını karşılarsın, imkÂnım bu kadar, kusura bakma!» dedi.
Bir muddet sonra Basra ’dan beklediğim para geldi. Berbere bir kese altın goturdum:
«–Asl almam! Allah icin olan işin bedelini odemeye kulların gucu yetmez!» dedi. Ne kadar uğraştıysam kabul ettiremedim.
HelÂlleşip ayrıldım, lÂkin tam kırk senedir geceleri kalkıp ona du ediyorum.”
İşte boyle hÂlisÂne, yani sadece Allah icin yapılan amel-i sÂlihlerin ve hayırların karşılığını CenÂb-ı Hak,kendi şÃ‚nına lÂyık bir guzellikte lûtfedecektir.
Kaynak: Hakk ’a Adanmış Genclik, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan