Gecesi mÂnen karanlık olanın gunduzu de mÂnen aydınlık olmaz. Gecenin kıymetini bilmeyenler icin gunduzun hayrını duşunmek mumkun değildir. MevlÂn Hazretleri buyurur:
“Gece, neye gebeyse onu doğurur.”
Gecesi mÂnen karanlık olanın gunduzu de mÂnen aydınlık olmaz. Gecenin kıymetini bilmeyenler icin gunduzun hayrını duşunmek mumkun değildir. Butun bir gecesini gaflet icinde uykuya mahkûm edenin gunduzu de umûmiyetle feyz ve rûhÂniyetten mahrum hÂlde gecer. Bu yuzden geceleri busbutun uykunun esiri olup gonlumuzu hantallaştırmaktan sakınmamız îcÂb eder.
DUYAN VE HİSSEDEN GONULLLERE UYARILAR Seher vakitlerinde CenÂb-ı Hakk ’ın duyan ve hisseden gonullere ayrı ayrı îkazları vardır. Havanın Âdeta tatlı bir meltem gibi ferahladığı, ciceklerin latîf rÂyihalar yaydığı, horozların Âdeta bir calar saat gibi otmeye başladığı o demde, CenÂb-ı Hak kendisine yaklaşmak isteyen kullarına da mustesn bir fırsat ihsÂn etmektedir.
Seher vakti ibadetlerle ihy edilip o rûhÂnî ziyafet sofrasından gerekli mÂnevî gıdalar alınacak ki, kul gunduze yuksek bir feyz ve rûhÂniyetle girebilsin. O feyz ve rûhÂniyet, gun boyu gonlu gunahlardan, gafletten ve mÂsivÂdan, yani Allah ’tan uzaklaştıran her turlu şerden koruyabilsin. Gonlun hayra iştiyÂkını, şerre karşı da mukÂvemetini artırabilsin.
Geceye aynı gonul feyziyle ulaşabilmek icin de gunduz vakti gozu, kulağı, dili, velhÂsıl butun ÂzÂları mÂsıyetten korumak îcÂb etmektedir. Yani Guneş batınca Ay ’ın doğup mehtap hÂline gelmesi gibi, biz de gunduzden geceye, geceden gunduze mÂnevî hayatımızı surekli takviye ederek feyizli bir omur yaşamanın gayretinde olmalıyız.
Butun Hak dostları, bu şuur ve idrÂk icinde seher vakitlerinin feyzinden istifade etmiş ve o mustesn vakti ibadetlerle ihy etmenin ehemmiyetine dikkat cekmişlerdir.
BÂyezîd-i BistÂmî Hazretleri:
“Geceler gunduz hÂline gelmeden bana hicbir sır fetholunmadı.” buyurmuştur.
Bizler de gecelerimizi dikkatli kullanır, seher vakitlerini teheccud, zikir, istiğfar ve duÂlarla ihy edebilirsek, -inşÃ‚allah- gecelerimiz gunduzlerimizden daha aydınlık hÂle gelir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Mevlana, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan