
Dunya hayatının ne kadar kısa, gecici ve boş olduğunu anlatan guzel bir hikaye.MevlÂn Hazretleri buyurur:
“Cocuklar oyun oynarlarken dukkÂn yaparlar, yalancıktan alışveriş ederler, fakat kÂr elde edemezler, ancak vakit gecirirler. Yalancıktan dukkÂn acan cocuk, akşam eve ac olarak doner. Bu dunya da o cocukların oyun yeri gibidir.”
Ebû Bekir Şiblî -rahmetullÂhi aleyh-, bir gun yolda giderken buldukları bir ceviz icin kavga eden iki cocuk gorur. Şiblî, bu cevizi onlardan alıp:
“–Biraz sabredin de bu cevizi ikinize paylaştırayım!..” der.
Sonra cevizi kırar, fakat cevizin ici boş cıkar. Tam o sırada:
“–Eğer gercekten paylaştırıp kısmet dağıtan biriysen, şimdi bunu taksim etsene!” diye bir nid gelir. Şiblî mahcub olur ve:
“–Butun bu kavga, ici boş bir ceviz ve kuru bir «hic» icinmiş!...” der. (Attar, s: 661)
İşte uğruna nice kavgaların yaşandığı dunya nîmetleri de, hakîkatte ici boş bir ceviz gibidir. İnsan, fÂnî hayat uykusundan ecel îkÂzıyla uyanınca, onun ne kadar kısa, gecici ve boş olduğunu anlayacaktır. Bu fÂnî Âlemde bir hic uğruna katlandığı meşakkatler icin pişman olacaktır. Kabirde pişman olunacak şeyler icin dunyada insanların Âdeta birbirlerini yemeleri, ne hazin bir aldanıştır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Mevlana, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan