İslam ’a gore infak nasıl olmalıdır?İsraf, kendine aşırı harcamak; cimrilik ise haddinden fazla kendine biriktirmektir. İkisi de bencillik ve hodgÂmlıktır. CenÂb-ı Hak, bu şekilde bir kulluğu reddetmektedir.
Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini busbutun acıp isrÂfa da kacma!..” (el-İsrÂ, 29)
“Onlar verdikleri zaman isrÂf etmezler; cimrilik de etmezler; ikisi ortası bir yol tutarlar.” (el-FurkÂn, 67)
Servetin hakkını vermek; onu men edilen yerlere harcamamak ve iki buyuk tehlike olan “israf” ve “cimrilik”ten uzak durmakla mumkundur. Zenginliğin Âfeti; hırs, tamah ve cimriliktir. Bunun cÂresi de “comertlik”tir.
İmam GazÂlî Hazretleri comertliği; israf ile cimrilik arasındaki denge hÂli olarak tÂrif etmiştir.
Diğer taraftan, comertliğin Âfeti ise “israf”tır. Yani comert olayım derken olcusuzce sacıp savurmak, nîmeti luzumsuz yerlere sarf etmek de israftır.
İSRAFTA HAYIR, HAYIRDA İSRAF YOKTUR İnfak bahsinde şuna da dikkat etmek gerekir ki israf, cok harcamak demek değildir. Yersiz ve gereksiz harcamanın azı da coğu da israf iken, yerinde ve isÂbetli bir harcama, cok da olsa israf sayılmaz, bilÂkis takdîre şÃ‚yÂn olur. Nitekim “İsrafta hayır, hayırda ise israf yoktur.” sozu, bu hakîkati ifÂde eder.
Hayırlı bir gÂye uğruna “cok verme”nin israf sayılmayacağına en guzel delil, Hazret-i Ebû Bekir ’in pek cok defa butun malını Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz ’e getirip infÂk etmiş olmasıdır.
Ote yandan cimrilik de az miktarda vermek değil, imkÂna gore verilmesi gereken nisbette vermemektir. Zira herkes imkÂnı nisbetinde mes ’ûldur.
Şeyh SÂdî bu hakîkati ne guzel îzah eder:
“Hak TeÂlÂ, kimseye iyilik kapısını kapatmamıştır. Şunu bil ki, herkesin iyiliği kendi kudretine goredir. Bir zenginin hazinesinden bir kantar altın vermesi, bir fakirin el emeğinden bir kırat vermesi kadar olamaz. Cekirge ayağı, karıncaya ağır yuktur.”
BİR BARDAK SUYU PAYLAŞMAK Yermuk Harbi ’nde uc şehîdin son nefeslerinde buyuk bir fedÂkÂrlıkla birbirlerine devrettiği, lÂkin neticede ortada kalan bir bardak suyun infÂkı, belki bircok buyuk zannedilen infakları aşmıştır. Zira orada muhim olan bir bardak su değil, sergilenen gonul zenginliğinin ihtişÃ‚mıdır.
Bu bakımdan az miktarda vermek cimrilik olsaydı, comertlik, sırf varlıklı kimselerin bir imtiyÂzı olurdu. HÂlbuki zenginlik veya fakirlik, bu dunyadaki imtihan sırrının beraberinde getirdiği bir takdîr-i ilÂhîdir. Kulun varlıklı veya muhtac olması kendi irÂdesine bağlı değildir. Bu yuzden comertlik veya cimrilik, mal-mulk ve servet meselesi değil, bir gonul meselesidir.
Yani imkÂnı kıt bir mu ’min de pekÂl comert olabilir ve olmalıdır da. ÎmÂnımız da, her hÂlukÂrda comert bir kul olmamızı gerektirir. Zira comertlik veya cimrilik, sahip olduğumuz imkÂnlardan ne miktarda değil, ne nisbette infÂk edebildiğimize bağlıdır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan