Kur ’an-ı Kerim ’de gecen, iblisin de yakalandığı manevi yolun hastalığı.CenÂb-ı Hak buyuruyor:
BismillÂhirrahmÂnirrahîm.
“Kucumseyerek insanlardan yuz cevirme! Ve yeryuzunde boburlenerek yurume! Zîr AllÂh, kendini beğenmiş, ovunup duran kimseleri asl sevmez! Yuruyuşunde tabiî ol! Sesini alcalt!..” (LokmÂn, 18-19)
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular:
“Elbette Allah TeÂl yeri size mûtî ve ÂmÂde yaptı. Siz yerin omuzlarında yurursunuz. MutevÂzı ve alcak gonullu olmaları icin de Âdemoğullarını topraktan yarattı. Ancak onlar ovunup, boburlenip kibirlendiler. Kalbinde zerre kadar kibir olan kişi asla cennete giremez.” (Muslim, Îman, 147.)
Kibir ve ucub tÂrihi, İblis ’ten başlayarak Nemrutlar, Firavunlar, KÂrûnlar ve Ebû Cehiller gibi nice ahmakların Âleme ibret olan Âkıbetlerini sergilemektedir. Bu zavallılar silsilesi, sayıya gelmeyecek kadar uzundur.
KİBRİN İLK TEMSİLCİSİ Kur ’Ân-ı Kerîm ’de, kibrin ilk temsilcisi olarak iblis gosterilmektedir. O, “Âdem ’e secde et!” emri karşısında buyukluk taslamış, netîcede bu kibri onu kufre suruklemiştir. (Bakara, 34) AllÂh TeÂlÂ, iblisin bu davranışına karşı:
“…Boburlendin mi, yoksa gercekten yucelmiş olanlardan mısın?” (SÂd, 75) buyurmak sûretiyle de, onun secde etmeyişinin gercek yucelikle bir alÂkasının bulunmadığını ve sadece buyukluk kuruntusundan kaynaklandığını beyÂn etmiştir.
Demek ki “ben” iddiÂsı, mÂnevî yolun bir nevî kanseridir. İblis, meleklerin hocası iken, benliği yuzunden ebedî husrÂna dûcÂr olmuştur. (Osman Nûri Topbaş, Mesnevi Deryasından Âb-ı Hayat Katreleri, Erkam Yay.)
İslam ve İhsan