İlk yaratılan varlık nedir? Hz. Adem (a.s.) Allah ’tan nasıl af diledi? İnsanda kalbin varlığının ilk alÂmeti.MevlÂn Hazretleri Mesnevî ’de der ki:
“Gel ey gonul! Hakîkî bayram, CenÂb-ı Muhammed -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’e vuslattır. Cunku cihÂnın aydınlığı, O mubÂrek varlığın cemÂlinin nûrundandır.” (c.6, 1861)
İLK YARATILAN VARLIK Ezelde yalnız kendisi var olan CenÂb-ı Hak, insanlar ve cinlerin idrÂkleri seviyesinde bilinmeyi (mÂrifetullÂhı) ve bunun bir neticesi olarak ibÂdetlerle kullarının seviye kazanarak kendisine daha yakın olmalarını murÂd ettiği icin bu cihÂnı yaratmıştır. Bu yaratılışta ilk vucud bulan “Nûr-i Muhammedî”dir. Bu hususta AllÂh Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-:
“–Âdem, rûh ile cesed arasında iken ben nebî idim.” (Tirmîzî, MenÂkıb, 1) buyurmuştur. Oyleyse Peygamber -aleyhissalÂtu vesselÂm- ’ın aslî cevheri olan nûr-i Muhammedî; yaratılışta ilk olmasına mukÂbil, beden giydirilerek nebî ve rasûl sıfatıyla butun bir insanlığa rahmet olarak gonderilişi ile de en sondur. Peygamberlik takvimi, varlığın ilki olan “Nûr-i Muhammedî” ile başlamış; son yaprağı da “CismÂniyet-i Muhammedî” ile tamamlanıp kemÂle erdirilmiştir.
HZ. ADEM ’İN (A.S.) ALLAH ’TAN AF DİLEMESİ Nûr-i Muhammedî, “Hakikat-i Muhammediye”nin ozu, aslı ve mayasıdır. Nasıl değerli bir mucevher, cıplak bir sûrette takdim olunmaz ve birtakım nÂdide ambalajlarla zarif mahfazalar icine konursa, butun varlıklar da “Nûr-i Muhammedî” karşısında o mevkîdedir. Onun izzet-i hakkı icin yaratılmıştır. Buna gore varlığın ilk sebebi, Cenab-ı Hakk ’ın bizzat kendi varlığı; ikinci sebebi ise “Nûr-i Muhammedî”yi sÂir varlıklar ile zarflandırmak ve suslemek gereğidir. Nitekim, diğer bir hadîs-i şerifte şoyle buyurulmaktadır:
“Âdem -aleyhisselÂm-, Cennet ’ten cıkartılmasına sebep olan zelleyi işlediğinde, hatÂsını anlayıp:
“−YÂ Rabbî! Muhammed -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- hakkı icin, Sen ’den beni bağışlamanı istiyorum.” dedi. AllÂh TeÂlÂ:
“−Ey Âdem! Henuz yaratmadığım hÂlde Muhammed -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’i sen nereden bildin?” buyurdu.
Âdem -aleyhisselÂm-:
“−YÂ Rabbî! Sen beni yaratıp bana rûhundan uflediğinde, başımı kaldırdım, arşın sutunları uzerinde “LÂ ilÂhe illÂllÂh, Muhammedu ’r-RasûlullÂh” cumlesinin yazılı olduğunu gorunce anladım ki, Sen, zÂtının ismine, ancak yaratılmışların en sevimlisini izÂfe edersin!” dedi.
Bunun uzerine AllÂh TeÂlÂ:
“−Doğru soyledin ey Âdem! Hakîkaten o, Bana gore mahlukÂtın en sevimlisidir. Onun hakkı icin Bana du et. (MÂdem ki du ettin), Ben de seni bağışladım. ŞÃ‚yet Muhammed -sallallÂhu aleyhi ve sellem- olmasaydı seni yaratmazdım!” buyurdu.” (HÂkim, Mustedrek, II. 672; Beyhakî, DelÂil, V, 488-489)
ALLAH ’A VE RESULU ’NE DUYULAN MUHABBET Muhabbet, insanda kalbin varlığının ilk alÂmetidir. Bu hÂlin kemÂli ise en lÂyıkına, yani muhabbetin hÂlıkı, AllÂh TeÂl ve O ’nun sevgili Rasûlu ’ne duyulan muhabbettir
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan