Hak dostlarından CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’nin hikmetli sozleri...CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’ne:
“–Bize ne hÂl oldu ki du ediyoruz, fakat duÂmız kabûl edilmiyor?” diye sorulmuştu. Şu cevÂbı verdi:
“–Cunku siz, tanımadığınız bir ZÂt ’a du ediyorsunuz!”[1]
[Yani siz, makbûl bir kulluktan uzak kalıyor, takv sahibi olamıyor, Rabbimizin “cokca zikretme” emrine uymuyor, hÂl ve yaşayışınızla O ’nu lÂyıkıyla tanımıyor, mÂrifetullÂh ’a eremiyorsunuz. Boyle boş bir kalp ile du ettiğiniz icin de duÂnız kabûl edilmiyor.]
“Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in zÂhirinde yaşayan kimse sunnîdir. Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in (hem zÂhir hem de) bÂtınında yaşayan kimse ise sûfîdir.”
CÂfer-i SÂdık g, “Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in bÂtını” ifÂdesiyle O ’nun temiz ahlÂkını, Âhireti tercih etmesini kastetmiştir.[2]
HAYIR İŞLERİ UC ŞEYLE KEMALE ERER
“Hayır işleri, ancak şu uc şeyle kemÂle erer:
- Karar verildiği an ihmÂl edilmeyip hemen îf edilmesiyle,
- Yapılan ameli kucuk gorup benlikten uzak kalmakla,
- RiyÂdan sakınmak icin gizli olarak îf edilmesiyle!”[3]
Bir gun Halîfe Mansûr ’un yuzune bir sinek kondu. Mansûr, her ne kadar sineği kovdu ise de bir turlu onu uzaklaştırmaya muvaffak olamadı. O sırada CÂfer-i SÂdık g geldi. Halîfe Mansûr ona:
“–Ey İmÂm! Allah TeÂl sineği nicin yarattı?” diye sordu. CÂfer-i SÂdık g:
“–Onunla zÂlimleri zelil kılmak icin!” buyurdu.[4]
BEŞ CEŞİT İNSAN İLE ARKADAŞ OLMAKTAN SAKIN!
“Beş ceşit insan ile arkadaş olmaktan sakın!
1) Yalancı: Cunku onunla beraber olduğun surece aldanış icinde bulunursun. O serap gibidir. Sana uzağı yakın, yakını uzak gosterir.
2) Ahmak: Sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir, bunun da farkında olmaz.
3) Cimri: Senin en fazla muhtac olduğun şeyi senden esirger.
4) Korkak: Seni başkasına teslim eder ve zor zamanda kacıp gider.
5) FÂsık: Seni bir lokmaya ya da daha azına satar.”
“–Bir lokmadan daha azı nedir?” diye sorulunca CÂfer-i SÂdık Hazretleri:
“–Bir lokmaya tamah etmek, sonra onu da elde edememektir.” buyurmuştur.[5]
Başka bir rivÂyette şu ilÂve de vardır:
Sıla-i rahime riÂyet etmeyen kimseyle de arkadaşlık etme! Zira ben, AllÂh ’ın KitÂbı ’nın uc yerinde, onun mel ’ûn olduğunu gordum.”[6]
Dostluk/arkadaşlık ancak kendi olculeri ile gercekleşir. Kimde bu hasletlerden birini veya bir kısmını gorursen, bunu gercek dostluğun alÂmeti kabûl et:
- Dostluk olculerinin ilki, ivazsız garazsız bir şekilde sana karşı samimî olmasıdır.
- İkincisi, senin zor duruma duşmeni kendi sıkıntısı olarak gormesi, senin iyilik ve guzelliğini de kendi iyiliği olarak gormesidir.
- Ucuncusu, mal ve makÂmın onu değiştirmemesidir.
- Dorduncusu, imkÂnı dÂhilinde olan hicbir şeyi senden kıskanmamasıdır.
- Beşincisi ise bu hasletlerin hepsini cem eder; o da felÂketler esnÂsında seni terk etmemesidir.”[7]
ALLAH UC ŞEYİ UC ŞEYDE GİZLEMİŞTİR
“Allah uc şeyi uc şeyde gizlemiştir:
1) RızÂsını tÂatinde gizlemiştir. Bu sebeple O ’nun tÂatinden hicbir şeyi kucuk gormeyin; belki rızÂsı o şeydedir.
2) Gazabını gunahlarda gizlemiştir. Onun icin hicbir gunahı kucuk gormeyin; belki gazabı ondadır.
3) EvliyÂsını mu ’min kulları arasında gizlemiştir. Bu sebeple mu ’minlerden hic kimseyi hor gormeyin; belki o, Allah TeÂl ’nın velî kuludur.”[8]
Sonra şunu ilÂve etti: “DuÂnın kabûlunu de kendisine yapılan duÂlarda gizledi. Onun icin duÂyı terk etmeyin; belki icÂbet o duÂdadır.”[9]
“Bir kişiyi affettiğim icin hicbir zaman pişman olmam! Bu affım sebebiyle pek cok zarara uğrasam da, affetmek bana, verdiğim bir cez sebebiyle bin defa pişman olmaktan cok daha guzel gelir.”[10]
“Allah TeÂl dunyaya şoyle vahyetti: «Ey dunya! Bana hizmet edene sen de hizmet et! Sana hizmet edeni ise (kendi işlerinde calıştırıp) yor ve yıprat!»”[11]
“(Din) kardeşinden senin hakkında hoşuna gitmeyen bir soz ulaştığında uzulme! İşin aslı onun dediği gibiyse, bu uzucu soz, Âhirette goreceğin bir cezÂya kefÂret olur. Yani o cezÂ, daha bu dunyada iken sana verilmiş olur. Oyle değilse, hicbir şey yapmadan, bu soz sebebiyle bir hasene kazanmış olursun.”[12]
HİKMETLİ SOZLER
SufyÂn-ı Sevrî ’nin şoyle dediği nakledilmiştir:
“CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’nin yanına vardım. Ona:
«–Ey RasûlullÂh ’ın mubÂrek torunu, bana tavsiyede bulun!» dedim. Şoyle buyurdu:
«–Ey SufyÂn!
- Yalancının muruvveti olmaz.
- Hasetci kimse rahat yuzu goremez.
- Cimrinin dostluğu olmaz.
- Duygusuz kimsenin kardeşliği yoktur.
- Kotu ahlÂklı kimsede efendilik olmaz.» Ona:
«–Ey RasûlullÂh ’ın mubÂrek torunu, bana daha fazla tavsiyede bulun!» dedim. Şoyle buyurdu:
«–Ey SufyÂn!
- Haramdan geri dur, Âbid olursun.
- AllÂh ’ın sana nasîb ettiği kısmete rÂzı ol, (AllÂh ’a gonulden teslim olan) bir musluman olursun.
- İnsanların seninle nasıl arkadaş olmalarını istiyorsan, sen de onlarla oyle samimî arkadaş ol, o zaman (gercek) bir mu ’min olursun.
- GunahkÂr ile duşup kalkma, yoksa sana kendi cirkin hÂllerini oğretir. Nitekim bir hadîs-i şerîfte; “Kişi dostunun dîni uzeredir. Onun icin her biriniz kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin!”[13] buyrulmuştur.
- İşini Allah ’tan korkan takv sahibi sÂlih kişilerle istişÃ‚re et!»
CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’ne tekrar:
«–Ey RasûlullÂh ’ın mubÂrek torunu, bana daha fazla tavsiyede bulun!» dedim. Şoyle buyurdu:
«–Babam beni uc şeyle terbiye etti. Bana dedi ki:
- Oğlum! Kotu arkadaşla beraber olan, selÂmette olmaz.
- Kotu yerlere girip cıkan, tohmet altında kalır.
- Diline sahip olmayan, pişman olur!»”[14]
“Ofke her şerrin anahtarıdır.”[15]
“Calışıp kazanarak ihtiyaclarını karşılamak gibi bir derdi olmayan kişide hayır yoktur. Hayırlı kişi, mal kazanıp gecimini temin ederek kimseye muhtac olmaz, o malla borcunu oder ve sıla-i rahimde bulunur.”[16]
KULLARIN EN HAYIRLISI BEŞ HASLETİN KENDİSİNDE OLDUĞU KİMSEDİR
“Kulların en hayırlısı, kendisinde şu beş hasletin toplandığı kimsedir:
1) İyilik yaptığı zaman sevinir.
2) Kotuluk yaptığı zaman istiğfÂr eder.
3) Kendisine nîmet verildiği zaman şukreder.
4) İptilÂya mÂruz kaldığı zaman sabreder.
5) Haksızlığa uğradığı zaman affeder.”[17]
CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’ne:
“–Allah TeÂl fÂizi nicin haram kıldı?” diye sorulunca şu cevÂbı verdi:
“–İnsanlar birbirlerini ihsanlarından mahrum bırakmasın ve birbirlerinden yardımı esirgemesinler diye!”[18]
“Eğer bir gunah işlersen, hemen istiğfÂr et!.. Sakın gunahta ısrar etme!”[19]
“Kimin rızkı daraldıysa, hemen istiğfÂrı coğaltsın!”[20]
“Bir mu ’min kardeşine Âit hoş olmayan bir şey duyarsan, onun icin birden yetmişe kadar mÂzeret kapısı araştır. Bulamazsan; «Belki benim anlamadığım bir mÂzereti vardır.» de, sonra da meseleyi kapat!”[21]
“Kim nefsine karşı yine nefsi icin mucÂhede ederse, kerÂmetlere ulaşır. Kim de nefsine karşı Allah TeÂl icin mucÂhede ederse AllÂh ’a ulaşır.”[22]
“Şu dort şeyin azı da coktur: Ateş, duşman, fakirlik, hastalık.”
Dipnotlar:
[1] Kuşeyrî, er-RisÂle, II, 424-425; HÂnî, el-HadÂik, s. 130. [2] Ebû Nuaym, Hilye, I, 20. [3] Ebû Nuaym, Hilye, III, 198. [4] Ebû Nuaym, Hilye, III, 198; İbnu ’l-Cevzî, Sıfatu ’s-Safve, I, 392. [5] GazÂlî, İhyÂ, II, 172. [6] Ebû Nuaym, Hilye, III, 183-184; İbn-i AsÂkir, TÂrîhu Dımaşk, c. 41, s. 409. [7] Safedî, el-VÂfî bi ’l-VefeyÂt, Beyrut 1420, XI, 100. [8] Ebû TÂlip Mekkî, K¯utu ’l-Kulûb, I, 347; GazÂlî, İhyÂ, IV, 49. [9] GazÂlî, İhyÂ, IV, 49. [10] İbn-i Abdilberr, Edebu ’l-MucÂlese, s. 116. [11] Ebû Nuaym, Hilye, III, 194. [12] Ebû Nuaym, Hilye, III, 198. [13] Ebû DÂvûd, Edeb, 16/4833. [14] İbn-i Hacer el-Heytemî, ez-ZevÂcir, I, 28; HÂnî, el-HadÂik, s. 130-131. [15] GazÂlî, İhyÂ, III, 166. [16] İbn-i Şemsu ’l-HilÂfe, el-ÂdÂbu ’n-NÂfia, s. 4. [17] İbn-i Şemsu ’l-HilÂfe, a.g.e, s. 14. [18] Zehebî, TÂrîhu ’l-İslÂm, IX, 92. [19] HÂnî, el-HadÂik, s. 130. [20] HÂnî, el-HadÂik, s. 131. [21] HÂnî, el-HadÂik, s. 132. [22] AttÂr, Tezkire, s. 56.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
CAFER-İ SADIK HAZRETLERİ ’NİN HAYATI