AhlÂk en muhim esas. Şahsiyetin temeli. Sahih îman, sÂlih amel ve nezih bir muÂmelÂt ile mukemmel mu ’min şahsiyeti inşÃ‚ olmakta. Yani bir insanın şahsiyeti inşasında en muhim mesele guzel ahlaktır...
CenÂb-ı Hak; sonsuz rahmetinin bir eseri olarak, insanlığa peygamberler gonderdi, yani sırÂt-ı mustakîme ulaştıran, selÂmet yurduna goturen yolun rehberlerini lutfetti.

CenÂb-ı Hak; elcilerini en sÂlih, en temiz ve en guzel ahlÂklı, en kÂmil şahsiyete sahip insanlar arasından secti.

Demek ki din, en guzel ve en muhteşem bir ahlÂk uzerine bin edilmektedir.

CenÂb-ı Hak; nubuvvetten onceki kırk yıllık omru boyunca, Peygamber Efendimiz -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’e muhteşem ahlÂkını tevzî ettirdi. Muşrikler; şirkte, dalÂlette ve bÂtılda oldukları hÂlde, dÂim Fahr-i KÂinÂt Efendi­miz ’in ahlÂkını tasdik hÂlinde oldular.

Ebû Cehil bile; “Sen yalan soyluyorsun!” diyemedi.

“−Biz Sana yalancısın demiyoruz. İcimizde en doğru insan Sen ’sin. Fakat Sana bu haberleri getirenler Sen ’i kandırıyor. Biz Sen ’in getirdiğini istemiyoruz.” diyebildi.

Bu hakikat, Âyet-i kerîmede şoyle bildirilmektedir:

“Onların soylediği sozlerin Sen ’i hakikaten uzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar Sen ’i yalanlamıyorlar, fakat o zalimler acıkca AllÂh ’ın Âyetlerini inkÂr ediyorlar.” (el-En‘Âm, 33)

İşte kırk senelik bu ahlÂk uzerine, nubuvvet ile beraber evvel akāid geldi. Tevhid inşÃ‚ edildi. Bu sahih îman guclendikten sonra da bunun uzerine ibÂdet ve ahkÂm geldi. Hukuk tevzî edildi.

Asr-ı saÂdette olduğu gibi, her ferdin şahsiyet inşÃ‚sında bu tedrîcî akıştan ders ve ibret almak gerekli.

AhlÂk en muhim esas. Şahsiyetin temeli. Sahih îman, sÂlih amel ve nezih bir muÂmelÂt ile mukemmel mu ’min şahsiyeti inşÃ‚ olmakta.

Rasûlullah Efendimiz;

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ

“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” (BuhÂrî, Edeb, 96) buyuruyor. Buradan hareketle, ilk vazife; Rasûlullah Efendimiz ’in ahlÂkına benzeyebilmek.

Peygamberimiz ’de CenÂb-ı Hakk ’ın cemÂlî sıfatlarının tecellîsi kemÂlini bulmuş. Mir‘Ât-ı Muhammed -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’e nazar ederek, CenÂb-ı Hakk ’ın ahlÂkına ne kadar benzeyebilirsek, akāid o kadar kemal bulmakta. AhkÂm ve ibÂdet de o kadar seviye bulmakta.

VelhÂsıl insanın temelinde ahlÂk var. Nasıl bir binanın temelinin sağlam atılması zarûrî ise, insan şahsiyetinde de temel, guzel ahlÂk.

AhlÂk, duyguların ıslahı demek… Duyguların merkezi ise kalp. CenÂb-ı Hak, kalbe yoğunlaşmamızı istiyor.

Kalb-i munîb / Hakk ’a yonelmiş bir gonul dunyası istiyor.

O belÂlı gunde kurtuluş icin «kalb-i selîm»i şart koşuyor.

Kalbin huzura kavuşması, itmi ’nÂna ermesi de, ancak «zikrullah» ile mumkun. CenÂb-ı Hakk ’ı hic unutmamakla, dÂim O ’nu anmak, O ’nunla beraber olduğunu hissetmekle mumkun.

Bu kıvÂma erebilirse, kalp insan icin en buyuk cevher…

Kaynak: osmannuritopbas.com
İslam ve İhsan