
Nefsin hastalıkları ve bunları tedavi yolları nelerdir?İslam tasavvufunda halkı Hakk ’a goturen yol demek olan tarikatler, Allah ve Resulu ’nun ahlakıyla ahlaklanmış insan-ı kamiller yetiştirmeyi hedef almıştır. Kemal yolunda insan icin en buyuk engel nefistir. Mutasavvıfların gozunde nefs, Adem ’in toprağının, şeytan ayağının değdiği kısmından yaratıldığı icin insandaki kotu huyların ve şeytanî sıfatların merkezidir. Bu yuzden daima kotuluğu emreden, şerre cağıran bir ozelliğe sahiptir, (bkz. Yusuf. Suresi, ayet:53) Kur ’an-ı Kerim ’de nefsin bu ozelliğine dikkat cekilerek “Nefsini arındıran (tezkiye eden) felaha erer. Nefsini gunah ve masiyetle kirleten ise ziyana uğrar.” (Şems suresi, ayet: 9-10) buyurulmaktadır.
Nefsin hususiyetlerini goz onunde bulunduran tasavvuf buyukleri, ayet ve hadislerin aydınlığında “nefs engelini aşma” konusunda muhtelif yollar gostermişler bunları uygulayarak muhib ve muntesiblerini imanda itminana erdirmeye gayret sarfetmişlerdir. Mutasavvıfların bu konuda yazdıkları eserlerden gunumuze ulaşabilenlerin en eskilerinden biri, Ebû Abdurrahman es-Sulemî ’nin Uyubun-nefs ve mudavatuha adlı risalesidir.¹ Sulemî bu risalesinde nefsin kusurlarını ve tedavî yollarını gostermiştir. Biz bu yazımızda Sulemî ’nın tesbit ettiği nefse ait 67 hastalık ve tedavi yolunu diğer tasavvufi eserlerden de istifade ile ozetlemeye calışacağız.
NEFSİN EN ONEMLİ HASTALIĞI Nefsin en onemli hastalık ve kusuru Hakk ile ulfetten, taat ve ibadetten hoşlanmamasıdır. Bunun sebebi kişinin nefsin her isteğine ram olup boyun eğmesidir. Tedavisi ise nefsin isteklerine karşı koymak, riyazat ve mucahede yapmaktır. Nefsi, nefse ağır gelen şeylerle meşgul etmek, az yemek, az uyumak, az konuşmak ve mumkun mertebe halk ile ihtilaftan (insanların arasına karışmaktan) sakınmaktır.
Nefsin kusurlarından biri gaflettir. Sebebi “masiva” denilen dunyalık şeylere ilgi duymak, sevgi beslemektir. Bundan kurtulmanın yolu Hakk ’ın kendisinden gafil olmadığını bilmek, zikre devam etmektir. Zikir insan gonlundeki masiva şaibesini, dunya ilgi ve sevgisini azaltan, gonlu Hakk ’a bağlayan en guclu etkendir. Cunku bir şeyin adını anmak, onu sevmekle ilgilidir. İnsan sevdiğini anar, andığını da sever, sevdiğinden gafil olmaz.
NEFSİN HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ Nefsin en onemli kusur ve hastalıklarından biri de itibar duygusu ve baş olma tutkusudur. Bu da kendini beğenme hastalığından kaynaklanır. Bunun da tedavisi Allah ’ın kendisine hakkı hakk bilme lutfunda bulunduğunu, kendisinin Allah ’ın bu lutfuna karşı şukurde kusur ettiğini duşunerek tevazu ve alcak gonulluluk yolunu tutmaktır. Baş olma ve riyaset duygusu insanda en guclu ic gudulerden biridir. Bu yuzdendir ki Peygamberimiz “İdarecilik ve riyasete talip değil, matlub olmayı” emreder. Yani kişi, riyasete kendi isteğiyle değil, başkaları tarafından layık gorulerek getirilmelidir.
– Nefsin tuzaklarından biri de tama; hırs ve dunyaya duşkunluktur. Sebebi olumu unutmak, nefsin insana telkin ettiği ebediyet duygusuna aldanmaktır. Tedavîsi olumu cokca hatırlamak, ebediyet yurdunun dunyada değil, ahirette bulunduğunu duşunmek, tama ’ hastalığının insanı cimriliğe, cimriliğin de kişiyi maddeye ve kula kul olmaya gotureceğini hesaplamaktır.
– Nefsin kusur ve noksanlarından biri ofkelenip kızma hastalığıdır. Gadap şeytani bir sıfattır. Tedavisi nefsi kazaya rızaya alıştırmakla olur. Peygamberimiz ’in ofkelenmemek, gadabını yenmek hususunda pekcok tavsiyeleri vardır. Ofke aklı baştan alır, muhakeme ve kontrolu kaybettirir.
Nefsin ayıplarından biri de başkalarının sahip olduğu nimetleri kıskanmaktır. Hasedin sebebi ilahî taksime razı olmamaktır. İnsan, ilahî taksime razı olma ozelliği kazandığı an, nefsin kıskanclık kıskancından kurtulur.
Nefsin hastalıklarından biri de malayanî denilen manasız, boş şeylerle uğraşmaktan hoşlanmasıdır. Bunun sebebi dunyaya aldanmaktır. Bundan kurtulmak omrun sayılı nefeslerden oluşan bir sermaye olduğunu anlayarak vaktin değerini bilmek suretiyle olur.
– Nefsin kusurlarından biri de halkın ayıplarıyla uğraşıp kendi eksiklerini gormezden gelmesidir. Bunun sebebi, nefsin kendini beğenmesidir. İnsan, gozu dışarı donuk olduğu icin daima karşısındakini gorur. Nefsin bu hastalığından kurtulmak icin ona kusur ve hatalarını gostermek gerekir. Kusurlarını goren nefs, başkalarının kusurlarını araştırmaya mecal bulamaz.
– Nefsin hastalıklarından biri de icini ihmal edip dışını suslemeye calışmak. Olduğundan fazla gorunmektir. Bunun sebebi de itibar duygusu ve halkın saygısını kazanma tutkusudur. Hadislerde “riya” diye isimlendirilen ve şirk-i asgar sayılan bu halin tedavisi, Allah ’ın kalıba değil, kalbe baktığı, ahiretteki derecenin kalpteki duygulara bağlı olarak eksilip artabileceğini bilmek suretiyle mumkun olabilir. İcte bulunan bir hali dışta izhar etmenin bir faydası bulunmadığını duşunmek gerekir. Halkın ovgu ve yergisinin Hakk nezdinde hicbir değeri yoktur.
– Nefsin arızalarından biri de amellerine karşılık beklemektir. Tedavisi amelindeki eksiklik ve ihlas azlığını gormektir. Cunku kaderde yazılan her şey dunyada ve ahirette karşımıza cıkacaktır. İnsan yaptığı amele karşılık bekleyecek olursa ucretle calışan işci durumuna duşer. Halbuki kula yakışan Allah Teala ’nın buyukluğu karşısında boyun eğmektir. Nitekim Rabiatu ’l-Adeviyye ’in: “İlahî ben sana cennet umidiyle tapıyorsam onu bana haram kıl! Eğer cehennem endişesiyle tapıyorsam beni ona at! Ben sana sen olduğun icin, kulluğa layık olduğum icin tapıyorum.” Sozu bu anlamdadır.
– Nefsin taşkınlık ve şaşkınlıklarından biride Allah ’ın teminat altına aldığı rızık konusunda telaşlanıp rızık teminine onem vermesi, kendisine farz ve başkasının onun yerine yapıvermesi kabil olmayan ameller konusunda tenbellik gostermesidir. Bunun sebebi tam teslim olamamaktır. Tedavisi kendisini yaratanın Allah olduğunu duşunup O ’nun rızka da kefil bulunduğunu bilmektir. Kişinin rızkı ve omru onceden tayin olunmuştur. Bu yuzden kula duşen sebeplerine sarılarak o rızkı aramaktır. Rızık kesilince omrun sona ereceğine, omur devam ettikce rızkın da devam edeceğine gonulden inanmaktır.
– Nefsin tuzaklarından biri de salihlerin kıyafetlerine burunup fesatcıların amelini işlemektir. Tedavisi ici ıslah etmeden dışı susleme sevdasına duşmemektir. Cunku kişinin kalbini ıslah etmeden salihler libasına burunmesi kulu yanıltıp gunahta ısrara surukler. Kalbinde huşudan eser bulunmayan kimse, kendini huşu sahibi gibi gostermeye kalkarsa kendisinin olmayan bir şeyi kendisinin olduğunu soyleyen yalancının durumuna duşer.
– Nefsin kusurlarından biri de yapılan ibadetten tat almaya engel olmasıdır. Bunun sebebi ya amellere riya karışması ya sunnetlerin terkedilmesi, ya da helal lokmanın azalmasıdır. Tedavisi ihlas ile amele zorlamak ve helal lokmayı artırarak haramlardan sakınmaktır.
– Nefsin hilelerinden biri de kulu daha onceki amellerinden geri bırakması, buna rağmen nefsin bu geri kalışa aldırış etmeyip onem vermemesi, ihmal ve kusurla yaptıklarını mukemmel gormesidir.
-Nefsin tuzaklarından biri de ağlayınca ferahlayıp rahatlamasıdır. Tedavisi ise ağlamakla birlikte uzuntuyu surdurmektir. Bu suretle nefis ağlama sebebiyle rahatlamaya fırsat bulamaz. Uzuntuden dolayı ağlayan ağladığında acılıp rahatlar. Ama uzuntusu kesilmeden Hakk korkusuyla ağlayan, ağlamakla uzuntusunu artırır.
Nefse ait ayıplardan biri de halka vaaz etmeyi, yon vermeyi sevmesi, insanların gonlunu celmek icin caba sarfetmesi, iyiliğe emirde kendini unutmasıdır. Bunun da tedavisi, oğutleri once; kendine uygulamaktır, insanlara kal (soz) ile değil, hal ile vaaz etmektir. Peygamberimiz Mirac gecesinde dudakları ateşten makaslarla kesilmekte olan bir kavmin yanından gecerken Cebrail ’e bunların kimler olduğunu sordu. Şu cevabı aldı; Bunlar ummetinden insanlara iyiliği emreden, kitabı, okudukları halde kandilerini unutan hatiplerdir. (İbn Hanbel, III, 120.231.293)
Nefsin afet ve kusurlarıyla ilgili rivayetler pek coktur. Bu konuda sozun ozu, “nefsin ıslahı, nefse karşı cıkmak ve onun onunu kesmektir.”²
Dipnotlar:
1. Kutuphanelerimizde yazma olarak bulunan bu risale Suleyman Ateş tarafından neşir ve tercume edilmiştir, bkz. A.U. tlahiyak Fak. İslami İlimler Enstitusu Dergisi. III, 213-263 2. Nefs terbiye tezkiyesi konusunda krs. Hakim et-Tirmîzî. Esraru mucahedefin-nefs, Kahire 1984 İbn Ebi ’d-dunya. Muhasebetun-nefs. Beyrut 1986; Fahreddin er-Razî. en-Nefs ve ’r-Ruh
Kaynak: Prof. Dr. Hasan KÂmil Yılmaz, Altınoluk Dergisi, 1988 – Ağustos, Sayı: 30
İslam ve İhsan
NEFSİN MERTEBELERİ