Sahabinin “Bana cennete goturecek bir şey oğret!” sorusuna Peygamber (s.a.s.) Efendimizin verdiği cevap.Hazret-i Mevlana, Mesnevi ’de der ki:
“Sen hiddete kapılıp, gonuller kırmış, onlara ateş duşurmuş isen, o ateş senin icin cehennem ateşinin mayası olur.”
“Senin ofke ateşin bu dunyada bile seni yakar, yani zillete duşurur. Ondan doğan cehennem ateşi ise bu zilletin neticesi olarak seni ahirette de ebedî olarak yakar.”
“Senin hiddet ateşin, burada, insanlara kasteder. Bu kasdının eseri olarak doğan cehennem ateşi ise sana Âhirette ve ebedî olarak saldıracaktır.” (c.3, 3472-3474)
ONLAR ALLAH İCİN İNFAK EDERLER, OFKELERİNİ YUTARLAR VE İNSANLARI AFFEDERLER KÂmil insan, o kadar mukemmel bir ahlÂk ve tabîate sahip olmuştur ki -AllÂh icin mustesnÂ- hic kimseye kızmaz, hic kimseden kırılmaz. O:
“O takv sahipleri ki, bollukta da darlıkta da AllÂh icin infÂk ederler; ofkelerini yutarlar ve insanları affederler. AllÂh da (butun hÂl ve ibÂdetlerinde bu şekilde) ihsÂn sahibi olanlara muhabbet eyler.” (Âl-i İmrÂn, 134)
RivÂyete gore CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’nin bir kolesi vardı. Kendisinin yakın hizmetlerini gorurdu. Bir gun kole, getirmiş olduğu ici corba dolu bir kÂseyi, kazÂr CÂfer Hazretleri ’nin uzerine doktu. Ustu başı corbaya bulanan CÂfer Hazretleri de, ofke ile kolenin yuzune baktı.
Bunun uzerine kole:
“–Efendim! Kur ’Ân ’da: « وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ » -ofkelerini yenenler- takdîr buyuruluyor!” dedi.
O zaman CÂfer-i SÂdık Hazretleri:
“–Ofkemi yendim!” dedi.
Bu sefer kole:
“–Kur ’Ân ’da aynı yerde: « وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ » -insanların kusurlarını bağışlayanlar- da takdîr buyuruluyor!” dedi.
CÂfer Hazretleri:
“–Haydi bağışladım seni!..” dedi.
Bu def da kole:
“–Âyetin sonunda: « وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ » -AllÂh ihsÂnda bulunan, iyilik eden kimseleri sever!- buyruluyor!” dedi.
Bunun uzerine CÂfer-i SÂdık Hazretleri:
“–Haydi git, hursun artık; seni AllÂh icin ÂzÂd ettim!..” dedi.
Hayat kitabının ofke faslı, bir fÂcia tÂrihidir. Bu vahim tehlikeden kurtuluş caresi, bu hoşa gitmeyen feveran karşısında kardeşlik ve sabır gucunu kullanmak, muvÂzeneyi bozmadan sukûnete burunmektir.
“BANA CENNETE GOTURECEK BİR ŞEY OĞRET!” Ebû Derd -radıyallÂhu anh-, Peygamber (sallÂllÂhu aleyhi ve sellem) Efendimiz ’e:
“–Bana cennete goturecek bir şey oğret!” deyince; Fahr-i KÂinÂt Efendimiz:
“–Ofkelenme!” (BuhÂrî, Edeb, 76; Tirmizî, Birr, 73) buyurdu.
Yine aynı şekilde bir kişi, Peygamber Efendimiz ’e:
“–YÂ RasûlallÂh! Cok şey belleyecek gucum yok! Bana, saÂdetime mûcib olacak kısa bir şey buyur!” deyince, ona da:
“–Ofkelenme!” (BuhÂrî, Edeb, 76; Tirmizî, Birr, 73) buyurdu.
Diğer hadîs-i şerîflerde de:
“AllÂh TeÂlÂ, ofkesini tutanın ayıbını orter!” (İhyÂ, III. 372)
“AllÂh indinde rızÂya nÂiliyet icin bir kulun ofke yudumunu yutmasından daha sevaplı bir yudum olmaz!” (İhyÂ, III. 392)
“Guclu ve kuvvetli pehlivan herkesi sallayıp yere yatıran değildir. Asıl kahraman kişi, ofke zamanında kendini tutandır.” (BuhÂrî, Edeb, 102; Muslim, Birr, 106-108) buyrulmaktadır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan