
Mahşerde kaybedenler kimlerdir? Ahiret Âleminde en buyuk kaybedenler.Mevlana Hazretleri Mesnevi ’de der ki:
“Her zahmete kızmada, ofkelenmede, her terbiyesize kin gutmedesin. Peki ama, cilalanmadan nasıl ayna olacaksın?” (c.1, 2980)
İnsanı olgunlaştıran, meşakkatler ve mahrûmiyetlerdir. Her kulfetten kacınmak tembellik, bencillik ve iradesizliktir. Doğru olan, katlanılan kulfetle elde edilecek netice arasında bir muvÂzenenin mevcut olup olmadığına dikkat etmektir.
Bu olcuyle layık olmadığı bir muÂmeleye mÂruz kalan insan, hemen ofkelenmek ve mukabelede bulunmak yoluna gitmeden, kendisine yonelen tarize mustahak olup olmadığını idrak edebilmek icin nefsini hesaba cekmelidir. Eğer mÂruz kaldığı kotu muÂmele, ona mustahak olmadığı hÂlde vÂkî oluyorsa, bu yolda sabretmek olgunlukta bir basamaksa, şukredip bu haksız muÂmelenin fÂiline acımak son merhaledir. Bu ise kolay olmadığından, boylesi pehlivanlar nÂdirdir.
Zayıfa, fakire, sefile, yalnıza acımak ve yaklaşmak, merhamet muktezÂsıdır. LÂkin;
-Zulum pencesi altında mazlumları inim inim inleten “zÂlimin vicdÂnına”,
-Geniş imkÂnlarını, “fÂnî ve taşkın zevk saltanatına esir eden sefil rûhlara”,
-Hakkın ve hukûkun yok olduğu bir duzende, “merhamet fukarası hodgÂmların rezil ruhuna” daha cok acımalıdır. Zîr onlar, Âkıbette, yani ebedî Âhiret Âleminde en buyuk kaybedenler olacaktır.
Yasin-i Şerif ’in ikinci sayfasının sonunda (13-27. Âyet-i kerîmelerde) belirtilen Habîb-i NeccÂr hÂdisesi, bu hÂlin kahramanlığını ifÂde eden ne guzel bir misaldir. Habib-i Neccar, halkına hakkı tavsiye etmesinden dolayı taşlanarak şehit edildi. Kur ’Ânî ifadeyle hayata veda ederken ilÂhî perdeler acıldı:
“–Âh, keşke kavmim, Rabbimin beni bağışlayıp ikramlara garkettiğini bilseydi!” dedi. (YÂsîn, 26-27)
Hak dostluğunun bir nişÃ‚nesi olarak, kendini şehid eden kavminin gafletine ve zavallığına acıdı.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan