
Bir duşunecek olursak, uzerine basıp gectiğimiz yer, bugune kadar gelen milyarlarca insanın toprağa donmuş cesetleriyle doludur. Sanki ust uste cakışmış milyarlarca golge gibi… Yarın bizler de toprağın sînesine amellerimizle gomulerek bu kesif golgenin icine suzuleceğiz. Ondan sonra ebedî bir hayat ve sonsuza yolculuk başlayacak. O hÂlde biraz durup duşunelim: Ânı, sonsuzla değiştirmek, hangi aklın kÂrıdır?!
CenÂb-ı Hak şoyle buyuruyor:
“Kesin olarak inananlar icin yeryuzunde ve bizzat kendinizde nice Âyetler vardır. HÂl gormeyecek misiniz?” (ez-ZÂriyÂt, 20-21)
Yuce Rabbimiz insanı oylesine muhteşem yaratmıştır ki, zamanımızdaki yuksek ilim ve teknoloji sÂyesinde yapılan sayısız keşiflere rağmen, ondaki hÂrikulÂde sır ve hikmetlerin nihÂyetine varılamamıştır. Âyet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Ey insan! Seni (şekilsizlikten cıkararak en guzel bir şekilde) yaratıp duzgun ve dengeli kılan, seni dilediği bir sûrette birleştiren, keremi ve ihsÂnı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (el-İnfitÂr, 6-8)
VARLIKLARIN EN MUKERREMİ
CenÂb-ı Hak burada, insana mÂzîsini hatırlatarak, ona yaratılışını tefekkur etmesini telkin ediyor. Oyle ki, son derece mustesn yaratılışıyla varlıkların en mukerremi kılınmış olan insan, gorulduğunde hoşa gitmeyen ve cÂzip gelmeyen bir sudan var edilmiştir. O hÂlde insanoğlunun, kucucuk bir damlacıktan muhteşem bir varlık vucûda getiren, sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi Rabbine karşı bir “hic” hukmundeki fÂnî varlık ve kuvvetine guvenerek isyan etmesi, ne kadar da abes bir hÂldir!..
Tıbbın daha yeni yeni keşfedebildiği insanın yaratılış safhaları, 14 asır evvel nÂzil olan Âyet-i kerîmelerde şoyle tasvîr edilmiştir:
“Andolsun Biz insanı, camurdan (suzulup cıkarılmış) bir ozden yarattık. Sonra onu sağlam bir karargÂhta nutfe hÂline getirdik. Sonra nutfeyi aleka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alekayı, bir parcacık et hÂline getirdik; bu bir parcacık eti kemiklere (iskelete) cevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan hÂline getirdik. Yapıp-yaratanların en guzeli olan Allah pek yucedir. Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet oleceksiniz. Sonra da şuphesiz, sizler kıyÂmet gununde tekrar diriltileceksiniz.” (el-Mu ’minûn, 12-16)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkur, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan