
Mu ’min; emanetin onemini, değerini, şerefini bilir ve emanete riÂyet eder.
CenÂb-ı Hak buyuruyor: “Biz emaneti, goklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yuklenmekten cekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yuklendi. Doğrusu o cok zalim, cok cahildir.” (AhzÂb, 72)
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Munafığın alÂmeti uctur: Konuşunca yalan soyler, soz verince sozunden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.” (BuhÂrî, ÎmÂn 24; Muslim, ÎmÂn 107-108.)
Allah TeÂl emaneti yaratınca, onu once goklere, yere ve dağlara teklif etti; emanetin sorumluluğunu hicbiri yuklenmek istemedi; fakat insan emaneti yuklenmekten cekinmedi.
Boylece insanoğlu hem buyuk bir sorumluluğu ustlendi hem de Allah ’ın emirlerine muhatap olduğu icin ustun bir şeref kazandı.
EMANETE RİÂYET ÎMÂNIN TESCİLİ
Mu ’minlerin imÂnını tescil eden, emÂnete riÂyetin 8 maddesi;
Abdesti olmayanın namazı olmayacağı gibi, emanete riÂyet etmeyenin de îmÂnından soz edilemeyeceğini bilir ve emanete kesinlikle hıyÂnet etmez.Mu ’min; emanetin onemini, değerini, şerefini bilir ve emanete riÂyet eder.Emaneti gozeten kimsenin ebedî kurtuluşa ereceğini hatırından cıkarmaz.Bu konuda Peygamberini kendisine ornek alır; onun gibi emîn adam olmaya, herkesin guvenini ve Allah ’ın rızÂsını kazanmaya calışır.Sorumlu olduğunu her zaman hisseder.İnsan nefsinin başkalarına haksızlık etmeye meyilli olduğunu bilir ve nefsin bu tur duygularını frenler.Mu ’min, emanete hıyÂnet etmenin munafığın, yani icinden kÂfir olduğu halde dışından Musluman gorunen kimsenin ozelliği olduğunu unutmaz.Ustesinden gelemeyeceği bir emaneti kabul etmez.
Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Musluman, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan