Kalbinde hardal tanesi kadar îmÂn olan hicbir kimse, cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan hicbir kimse de cennete giremez.Bir gun, ResûlullÂh (sallÂllÂhu aleyhi ve sellem) şoyle buyurdular:
“Kalbinde hardal tanesi kadar îmÂn olan hicbir kimse, cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan hicbir kimse de cennete giremez.” (Muslim, ÎmÂn, 148-149)
Ebedî saÂdet icin kalpteki îmÂnın ne buyuk bir cevher olduğunu, buna mukÂbil insanın rûhunu zehirleyen kibrin de ne kadar vahim bir Âhiret felÂketi olduğunu vurgulayan bu nebevî beyÂn uzerine ashÂbdan biri:
“−YÂ RasûlallÂh! İnsan elbisesinin, ayakkabısının guzel olmasını istemez mi?” deyince, Resûl-i Ekrem (sallÂllÂhu aleyhi ve sellem) şu karşılığı verdi:
“−Şuphesiz ki AllÂh guzeldir; guzelliği sever. Kibir (ise nîmetleri kendinden bilerek) hakkı inkÂr etmek ve insanları kucuk gormektir.” (Muslim, ÎmÂn, 147; Tirmizî, Birr, 61)
Yine ResûlullÂh (sallÂllÂhu aleyhi ve sellem), katı kalpli, kaba, cimri kimselerle birlikte, kurularak yuruyen kibirli insanların da cehennem ehlinden olduğunu belirtmiş[1] ve:
“Elbisesini kibirle yerde suruyen kimseye AllÂh merhamet nazarıyla bakmaz.” (Muslim, LibÂs, 42) buyurmuştur.
Kibir ve ucbun ne ağır bir curum olduğunu tebÂruz ettiren diğer hadis-i şerîflerde de şoyle buyrulmuştur:
“Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam, guzel elbisesini giymiş, sacını taramış, calım satarak yuruyordu. AllÂh TeÂlÂ, onu yerin dibine geciriverdi. O şahıs kıyamete kadar debelenerek yerin dibini boylamaya devam edecektir.” (BuhÂrî, EnbiyÂ, 54; Muslim, LibÂs, 49-50)
Dipnot:
[1] BuhÂrî, EymÂn, 9; Muslim, Cennet, 46.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan