Zavallı insan! Kendini gereği gibi bilemedi, tanıyamadı. Cok oteler­den, yucelerden, ezel Âleminden geldi; bu noksanlar Âlemine, bu kirli dunyaya duştu.Hazret-i Mevlana Mesnevi'de buyurur ki:
“Zavallı insan! Kendini gereği gibi bilemedi, tanıyamadı. Cok oteler­den, yucelerden, ezel Âleminden geldi; bu noksanlar Âlemine, bu kirli dunyaya duştu.”
“İnsan kendisini ucuza sattı. O, cok değerli atlas bir kumaş gibi idi; tut­tu, kendini bir hırkaya yamadı.” (c.3, 1000-1001)
Hadîs-i şerifte “Nefsini bilen, Rabbini bilir.” buyrulmuştur. Bu beyÂn, insanın kendini tanıması ve değerini takdir husûsundaki gucluğun ifadesidir.
Gercekten insanın, halifetullah olmak itibÂriyle hÂiz bulunduğu değer, lÂyıkıyla takdir edilebilse suflî davranışlara iltifattaki cirkinlik kolayca kavranır ve onlardan ictinab etmenin luzûm ve ehemmiyeti anlaşılır. LÂkin coğu kimse menşeindeki ulviyet ve mukemmelliği kavrayamadığından, kendisine yakışıp yakışmadığını tartıp olcemeyerek, suflî işlere tevessulden kendini koruyamaz. Bu sûretle aşağıların aşağısına (belhum edall ’e) doğru suruklenir.
Kaynak: Osman Nurş Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan