
Azılı duşmanları birbirine kardeş kılan İslÂm, toplulukları muhabbetle kaynaştırmıştır.
Allah Resûlu, ilk Muslumanları ilÂhî rahmet ve ihsanla bir bahar faslı gibi kucaklamış; birbirine kanlı duşmanlar olan Arap kabîleleri, mustesn bir kardeşlik atmosferi icinde muhabbetle kaynaşmıştır.
NASIL KARDEŞ OLDUK?
Bu hakîkate Âyet-i kerîmede şoyle işÃ‚ret buyrulur:
“Hep birlikte AllÂh ’ın ipine (İslÂm ’a) sımsıkı yapışın; parcalanmayın. AllÂh ’ın size olan nîmetini hatırlayın: Hani siz birbirinize duşman kişiler idiniz de O, gonullerinizi birleştirmişti ve O ’nun nîmeti sÂyesinde kardeş kimseler olmuştunuz...” (Âl-i İmrÂn, 103)
Hazret-i MevlÂnÂ, İslÂm kardeşliğini ne guzel îzah eder:
“Peygamber Efendimiz; «Muslumanlar tek bir can gibidir» buyurmuştur. Tek bir can oldular ama, AllÂh ’ın Rasûlu sÂyesinde oldular. Yoksa her biri, diğerine mutlak duşmandı. Medîne ’de «Evs» ve «Hazrec» adında iki kabîle vardı. Bunlar, birbirlerinin kanını icecek kadar can duşmanı idiler.
Hazret-i Mustaf ’nın feyzi ve İslÂm ’ın nûru ile onların eski kinleri yok oldu gitti. O duşmanlar, onceleri bağdaki uzumler gibi, uzum salkımındaki taneler gibi birbirlerine bağlı idiler, birbirlerinin kardeşi idiler. LÂkin «Mu ’minler kardeştir.» Âyeti indikten sonra onun feyiz ve rûhÂniyetiyle, Âdeta sıkılmış uzum taneleri gibi tek bir şıra hÂline geldiler. Hakîkî mÂnÂda birleşip kardeş oldular.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek Ahlakından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan