
“Sevdiklerinden infÂk edebilmek” infakta en cok dikkat edilmesi gereken edeplerden biridir. Zira bu hassÂsiyet, kulun Rabbine olan îman muhabbetinin de seviyesini gosterir.Rabbimiz Âyet-i kerîmede:
“Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkca «birr»e (hayrın kemÂl noktasına) eremezsiniz...” (Âl-i İmrÂn, 92) buyurarak, kendisine yakınlık kazanma husûsunda yuksek bir kulluk hedefi gosterir.
SEVDİKLERİNDEN İNFAK ETMEK “Sevdiklerinden infÂk edebilmek” infakta en cok dikkat edilmesi gereken edeplerden biridir. Zira bu hassÂsiyet, kulun Rabbine olan îman muhabbetinin de seviyesini gosterir.
O hÂlde bizler de, sahip olduklarımız icinde en cok hoşumuza giden, bize verildiği takdirde hoşnut kalacağımız şeylerin neler olduğunu guzelce muhÂsebe edip infÂkımıza onunla seviye kazandırmaya gayret gostermeliyiz. Boylece hayrın kemÂline giden yolda mesÂfe almalıyız. Kendimizi fakirin yerine koyup, kendimize nasıl infÂk edilmesini isteyeceğimizi duşunerek tasadduk etmeliyiz. Zira Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey îmÂn edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size cıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gozunuzu yummadan alamayacağınız kotu malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, ovguye lÂyıktır.” (el-Bakara, 267)
MUMİN KEREM SAHİBİDİR Kişi, kendine verildiğinde gonul huzûruyla alamayacağı kalitesiz ve bayağı şeyleri fakirlere vermek sûretiyle infÂk ettiğini zannetmemelidir. MuhtÂcı, elimizin ucuyla verdiğimiz eski elbise, bayat yiyecek ve sembolik bağışlarla anlık olarak sevindirmek ve daha sonra onu muhtaclığın ve mahrûmiyetin sıkıntılarıyla baş başa bırakmak, gercek mÂnÂda infÂk etmek sayılmaz.
Mu ’min, kerem sahibi insandır. Gercek kerem ise; infÂkı, basit ve asgarî miktarlara indirmek değil, bilÂkis bir problemi cozecek, sadra şif olacak, kıymetli, yararlı ve sevdiğimiz şeylerden infÂk edebilmek demektir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan